10-Kendime Sakladım

6.9K 918 123
                                    


Annemin evleneceğini öğrenişimin üstünden iki hafta geçtiğinde cici babamla tanışmış, gazetedeki işe kabul edilmiş ve eski işimden nihayet ayrılmıştım. Yani hayatımda jet hızında büyük değişimler yaşanıyordu. Muhasebeden çıkışımı aldığım, ilişiğimin kesildiği Cuma akşamı beni almak için dışarıda, arabasında bekleyen Barış'ın yanına gittim ve arabaya bindiğimde neşeyle cıvıldadım.

"Sonunda kurtuldum buradan ya hâlâ inanamıyorum!"

"Hoş geldin, gözün aydın. Keyfin yerinde bakıyorum."

"Sayende, her şey için çok teşekkür ederim Barış gerçekten. Bu akşam için de şimdiden teşekkürler. Nereye gideceğiz?"

Bugün benim doğum günümdü. Resmi olarak yirmi altı yaşımı dolduruyordum. Yani aslında biraz buruk haldeyim. Neticede yirmi altının bitişini evli bir kadın olarak kutlamak hedeflerim arasında üst sıradaydı ve ben bunu beceremedim. Teselli ödülü olarak da hayalini bile kuramayacağım kadar güzel bir işe kavuştum. Ayrıca yeni bir erkek en yakın arkadaş edindim. Hem de yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği türde bir en yakın arkadaş. Duygu ve kocasıyla da tanıştı, Özge ve bizim taze damat nişanlısıyla da. Gerçi şimdi cici babam bizim genç damattan daha taze oluyor değil mi? Arkadaş ortalık iyice gelinden damattan geçilmiyor...

Ben de kapısında ağladığım gece Barış'ın kuzeni Selen'le tanıştım. Kendi halinde tatlı bir kız ama biraz sıkıcı, Barış'ın neden kuzeniyle değil de benimle takıldığını buradan anlayabiliriz. Ayrıca sonraki günlerde babaannesiyle de yeniden görüştüm ve Barış'ın lisedeyken okulun müzik grubunda olduğunu, üniversitedeyken de amatör olarak bu işle uğraşıp birkaç barda çaldığını öğrendim. Ergenlik fotoğraflarını inceleyip çocukluk anılarını dinleme fırsatı buldum. Doğrusu o yirmi yaşındaki uzun saçlı halinin gözümün önünden gitmesi yaklaşık bir haftamı aldı. Yani çirkinmiş diyemeyeceğim ama ben erkekte uzun saç sevmiyorum. Zorla değil ya, kendilerinde eğreti buluyorum.

"Bir haftadır Karaokeye gidelim diye beynimin etini yiyorsun. Kendi doğum gününü bizzat organize ettin Hülya, bir de soruyor musun?"

Nereye gideceğimize dair sorduğum soruya verdiği cevap karşısında ona kınayarak baktım.

"Hiç de bile, ben sana ipucu verdim. Kafan biraz fazla çalışsaydı daha az ipucuyla sinyali alabilirdin."

"O dil de hep pabuç kadar, anca bana laf yetiştir zaten. Bu arada Duygu ve Kamil'le de orada buluşacağız. Önce biz bir yemek yiyelim dedim ama..."

"Barışçım, Sence ben Duygu'nun kocasına neden ismiyle değil de Duygu'nun kocası ya da enişte diye hitap ediyorum bir fikrin var mı?"

"Gene mi aynı konu?"

Elbette aynı konu, adamın ailesi bir ayıp etmiş, küçücük çocuğa Kamil adını koymuş biz niye bu durumu devam ettirelim ki? Hem ona Kamil diyince benim gülesim geliyor.

"Onu bırak da sen bu gece benim için şarkı söyleyecek misin?"

"Hayır tabi ki."

"Diline yapışır çünkü."

"Hülya, yıllardır söylemiyorum da çalmıyorum da söyledim ya. Paslanmışımdır."

"Biz çünkü her gün çalıp söylüyoruz!"

"Zorlama istersen."

***

Yemek boyunca da bu konuda çeşitli ısrarlarımı devam ettirdim ama işe yaramadı. Zaten canım sıkkındı. Şu ertelettiğim balayı tarihi gelmişti. Ancak annem de Özge de nişanlılarını bırakıp benimle tatile çıkmak istemiyordu. Aynı tarihte kocasıyla Ayvalık'a gidecek olan Duygu da doğal olarak teklifimi geri çevirdi. Çocuk yapma tatiline çıkacaklar galiba. Maşallah aralarından su sızmıyor. Bedava balayı tatilim var diyorum ona rağmen benimle gelecek birini bulamıyorum. Hayatım boyunca bu kadar sevilmediğim başka bir zaman olmuş muydu acaba? Haliyle ödediğim para da yanacak. Ben de bu şans varken başka türlüsü sürpriz olurdu zaten.

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Where stories live. Discover now