20-Korkak

5.7K 946 99
                                    


"Hülya, sabah olmuş. Hadi iyice tutulmadan kalk."

Barış'ın yüzüme dokunan ılık parmaklarını sinek kovalar gibi kendimden uzaklaştırarak uyumaya devam etmek istedim.

"Kaç olmuş ki saat? Bu kadarcık uyku bana yetmedi."

Gece konuşurken saatin kaç olduğunu fark edememiştik. Sabaha karşı da o saatten sonra diğer eve dönmeye üşenip buradaki koltuğa kıvrılıp güneş doğana kadar birkaç saat uyumaya karar vermiştik.

"Dokuz oldu da istersen eve gidelim orada düzgünce yatağında uyumaya devam et."

Gözlerimi açmadan ona arkamı dönüp uykuma devam etmeye çalıştım.

"Bak ev çok pis diyen sendin sonra böcek fare falan gelecek..."

Fare mi? Böcek mi? Başımı koltuktan kaldırıp yattığım yerden nasıl doğrulduğumu bilmeden yüzüne baktım.

"Iyy... Ne faresi ya Allah korusun?"

"Vardır demiyorum ama yok da diyemem. Sonuçta yıllardır gelmedik. Örümcek ağlarını da düşünecek olursak..."

"Sus Barış ya midem kalktı. Kusacağım şimdi şuraya."

Yüzümü ekşiten görüntüm karşısında gülerek yanımdan kalktı.

"Hadi o zaman gidelim yeterince uyandıysan."

Bacaklarımı koltuktan aşağıya uzatıp itiraz ettim.

"Olmaz, ben bu evi böyle bırakamam. Temizleyeceğiz."

"Hülya, gerçekten gerek yok. Yorma kendini boşuna, hazır temiz ev, düzen varken niye yoracaksın kendini burası için?"

Dağılmış saçlarımı pek işe yaramayacağını bilsem de kulaklarımın arkasına atarak toparlamaya çalıştım.

"Burası senin ailenin evi, gelirkenki amacım iddia ettiğinin aksine sadece merakımı gidermek değildi. Böyle bırakamam dedim. Terk edilmiş gibi gözüksün istemiyorum."

Kollarını göğsünde birleştirerek beni inceledi.

"Şu yeni, güzel anılar biriktirme meselesi değil mi?"

"Aynen öyle canım. Ayrıca tek başıma yapmayacağım. Birlikte temizleyeceğiz."

"Ona ne şüphe, anca beraber kanca beraber."

Kalkmama yardım etmek için uzattığı elini gülümseyip tuttum.

"Her zamanki gibi..."

Yüzünü benimkine yaklaştırıp sırıtarak yanağıma dokundu. Şimdi dün akşam bir kere öpüştük diye böyle her canı istediğinde teklifsizce bana dokunmaya mı kalkacaktı? Sahi olan biten aklıma dolunca beni bir korku sardı. Bundan sonra ne olacak bize? Beraber vakit geçirmek, gezmek, tozmak ayrı şey, sevgili olmak falan apayrı... Ben tam acaba beni yeniden öpmeye kalkar mı sabahın bu saatinde diye düşünüp dudaklarına bakarken anlık romantizm gafletimin orta yerine sıçtı da içimi rahatlattı.

"Yalnız temizlikten önce bir kendini temizlesen iyi olacak. Sağ gözünde çapak var da..."

"Söyleyene bak, beyimiz sanki Brad Pitt."

"Değilim tabi, o yaşlandı artık."

Gülerek çapak olduğunu iddia ettiği sağ gözümü ovaladım.

"Bu nasıl mümkün olabilir ya? Ben yıllardır annemin bile beni bu kadar kılıksız halde görmesine izin vermiyorum. Hep senin karşında böyleyim maşallah. Ayrıca biz niye her sabah böyle leş gibi uyanıyoruz? Şöyle fönlü saçlarla, göz kalemi, rimel, aydınlatıcı, ten rengi mat ruj eşliğinde uyansam olmaz mı? Fondöteni hadi boş verdim bb kreme de razıyım."

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Where stories live. Discover now