11-Balayı

6.1K 895 136
                                    

Uçakta Barış'la yan yana oturmuş havalanmasını beklerken kemerimi taktım ve gergince arkama yaslandım. Yaklaşık bir saatlik uçuşumuzun ardından önce İzmir'e, oradan da arabayla Kuşadası'na geçecektik. Bakışlarını üzerimde hissedince ne bakıyorsun dercesine yüzüne baktım.

"Yok artık Hülya, sen uçaktan da mı korkuyorsun?"

"Ne alakası var ya, sen de iyice beni korkak yaptın."

"O zaman ne bu yüzünün hali?"

Yalandan öksürdüm ve saçlarımı hafifçe savurarak çaktırmadan hostesi kesip konuştum.

"Uçaktan değil pilottan korkuyorum. Adam bakalım işinde iyi mi? ne bileyim ciddiye alıyor mu, özel hayatı nasıl? Bugünlerde kafası karışık mı yoksa dalgınlığı, bir derdi falan var mı?"

"Pes sana valla pes. Git pilotu da kontrol et istersen hatta onun yerine sen kullan uçağı. Tamam, bu devirde babana bile güvenmeyeceksin ama sendeki bu şey güven sorununu aştı."

"Beni eleştirene bak, rahatlıkta, genişlikte üstüne yok maşallah. Merak ediyorum öyle hiçbir şey düşünmeden dümdüz yaşamak nasıl bir duygu acaba?"

Ayaklarını öne doğru uzatıp sırıttı.

"Bak ben seni uyarayım erken yaşlanacaksın böyle gidersen. Şu bir ay içinde bile kırışıklıkların arttı sanki. Çok gidersin beyazlarını kapatmaya kuaförlere."

Elimi saçlarıma ve yüzüme götürerek birkaç saniye kendimi kontrol ettim. Sonra suratındaki şeytani gülümsemeye sinirle bakarak koluna vurdum.

"Çok pisliksin! Ayrıca bana yaşlı diyene bak, taş gibi hatunum ben senden de üç yaş ufağım. Tazecik çıtırım diye çekemiyorsun."

"Nereden anladın? Gençliğini, güzelliğini kıskanıyorum."

"Boşuna kıskanma canım, Allah vergisi benimki. İstesen de benim gibi olamazsın."

Birkaç saniye kadar beni baştan ayağa inceleyerek sırıtmaya devam eti.

"Ona ne şüphe..."

***

Adnan Menderes Havaalanı'nda kocaman bavulumu beraberimde sürüklemeye çalışan görüntüme iç geçiren Barış elimden alarak söylenmeye başladı.

"Anlamıyorum bir hafta için bavula koyacak bu kadar çok şeyi nereden buldun?"

"Yaz mevsimindeyiz, insanın daha fazla kıyafete ihtiyacı oluyor."

"Yazlık kıyafetler çok daha az yer kaplıyor ama."

Asıl sen bu kadar küçük bavula ne koydun onu merak ediyorum. Bir tek temiz donla atlet aldın herhalde yanına."

Üstündeki güzel gömleğe, ortaya çıkan kollarına çaktırmadan bakmaktan kendimi alamadım. Buna bugünlerde bir cazibe çökmüştü sanki ama hadi hayırlısı.

"Çok komiksin, ihtiyacım kadarını aldım ben sadece. Senin gibi tüm olasılıkları hesaplayıp elime ne geçerse atmadım bavula."

"Aman ne söylendin be, gören duyan da İstanbul'dan beri bavulu sırtında taşıdın sanacak."

"Hayret bir şey, ben taşıdığım için mi laf ediyorum? Konuyu çarpıtma."

"Of Barış, tamam. En entel, havalı, aklı başında sensin. Mükemmel erkek seni, oldu mu? Ölüyorum desen bu bavuldan bir şey çıkarıp vermeyeceğim sana."

Araba kiralayacağımız acentenin önüne geldiğimiz için durmuştu. Görevli adam didişen halimize gülerek oturmamız için masasının önündeki kırmızı koltukları gösterdi.

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin