23-Sürünme Evresi

5.8K 997 137
                                    

Barış'la karşılaşmamızın üzerinden iki gün geçtiğinde araya giren zamanın bir şeyleri iyileştirmeye yetmeyeceğini kabul etmek zorunda kaldım. Uyuyamıyorum, yediğimden içtiğimden tat alamıyorum. İki lafı üst üste koyup konuşamıyorum. Hatta yazamıyorum. Yani yazıyorum ama üslubum kasvet saçıyor etrafıma. Zamanın bana ilaç olması için herhalde bir on yıl falan gerekiyor. Adam hiçbir şey yapmıyor ama resmen yokluğuyla süründürüyor beni. Artık kabullenme zamanı, ben Barış'ı köpek gibi özlüyorum. Tabi aynı şeyi onun için söyleyemeyeceğim. Adamın umurunda bile değilim. Ne bir telefon, ne bir mesaj... Bütün gün elim onu öpen dudaklarımda moron gibi oturuyorum. Bir şey değil sonunda delireceğim diye korkuyorum. Dünyadaki herkes sanki sözleşmiş gibi mutlu, bir ben varım resmen ıstırap çeken. Ağlayamıyorum bile, gözyaşı bezleri insanı protesto edebilir mi ya? Yeter canım, bu neymiş? Elemlere, kederlere gark oldum! Benim bu adamdan uzak durma sebebim en başından kendimi korumaya almak değil miydi? Ne anladım o zaman bu işten? Her türlü üzülen ben mi olacağım yani? Hep mi bu Merkür'ün gerilemesi beni bulacak da Jüpiter bana girecek? Bütün üzüntüler benim yükselenime, alçalanıma mı çullanacak?

İşte böyle uykusuzlukla boğuştuğum ikinci gece de bir hışımla üstümde eşofmanlarımla gecenin birinde evden çıktım. Mahallenin taksi durağından gececi taksici Rıfat Ağabey'den beni Barış'ın evine götürmesini rica ettim. Bu saatte ne işin var, neyin peşindesin diye sorabilirsiniz. Haklısınız da ama neyin peşinde olduğumu ben de bilmiyorum. Normalde attığım her adımın bir sebebi olur. Sonunu göremediğim yola çıkmam. Herkese de benim gibi olmasını tavsiye ederim. Ama bu defa fena halde kayboldum. Çuvalladım, batırdım, adına ne derseniz işte. Kalbim yüzünden aklımın sesini duyamıyorum. Silkelenip kendime gelemiyorum. Beni ben yapan hiçbir şey artık kendim gibi hissetmemi sağlamıyor. Aklımda sürekli tek bir şey dolanıyor. Hadi bu defaki işti, ya yarın bir gün gerçekten başkası olursa? Barış başka birine kalbini açarsa? Onunla güler, onun kahramanı olmak isterse? Benim ev kuşum ya o çok sevdiği evine, kalesine başka bir kız alırsa? O eski koltuğuna bir başkasıyla yayılıp onunla kapışırsa, onunla mutfağa girip leş gibi soğan kokana kadar çıkmazsa? Bana baktığı gibi ona da bakıp eşsiz olduğunu hissettirirse? Bunları düşündükçe aldığım nefes ciğerlerime yetmiyor benim.

Anlayacağınız o Barış'ın kapısına dayanıp bana yaptığı şey için hesap sormak zorundayım. Kendisine bu kadar alıştırdıktan, bana kendimi bu kadar değerli hissettirdikten sonra oldu o zaman ben artık oynamayacağım diye çekip gidemez. İnsanlığa sığmaz bir kere bu yaptığı. Yani tam olarak ne için kızacağım bilmiyorum ama şu içimdeki üzüntüyü söküp atmak zorunda. Onu oraya kendisi koydu yine o çıkaracak.

Taksiden indiğimde aklımdakilerin gazıyla doğrudan apartmana girmek istedim ama Rıfat Ağabey arkamdan seslenerek burada beklemesini isteyip istemediğimi sordu. Aramızda ne geçerse geçsin dönmek istemediğimi fark ettim. Son defa yanından ayrıldığımda ne kadar kötü hissettiğimi hatırladım. Bu yüzden ona gitmesini söyleyerek apartmana girdim ve merdivenleri koşarak çıkıp soluk soluğa Barış'ın kapısına geldim. Şimdi bir düşündüm de gecenin bu vakti adamın kapısına dayanmak ne demek ya? Hem de bu kılıkta! Biraz makyaj yapsaydım, saçlarımı fönleseydim bari. Ayrıca ne diyeceğim? İlgi dilenir gibi, sefil gibi, ezik gibi...

"Salak Hülya, uykusuzluktan oluyor işte bunlar hep. Ah be kızım sen böyle düşünmeden hareket edecek insan mıydın? Allah sana bu beyni niye vermiş Hülyacım? Kullan diye, kullanmazsan böyle adamın kapısıyla konuşursun. Kim bilir o kaçıncı uykusunda huzur içinde uyuyor şu an benim girdiğim hallere bak."

Ama o kadar geldikten sonra geri dönmeyi de kendime yediremiyorum. Yaptım br kafasızlık bari geri dönerek daha büyüğünü yapmayayım. Verdiğim taksi parasına değsin. Kapısını çaldım ve uyanıp toparlanarak açması için bekledim ama içeriden hiç ses gelmedi. Benim bildiğim Barış'ın uykusu da ağır değildi ama? Birkaç defa daha çaldım ve biraz daha ısrarcı davrandım. Yine sonuç alamayınca kapıyı tıklattım.

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Where stories live. Discover now