13-Ben Kimim?

5.5K 825 98
                                    

Banyodaki aynanın karşısında makyajımı tamamen temizledim ve sabahlığımın kuşağını iyice sıkarak odaya, Barış'ın yanına döndüm. Bugün yaşadığımız havuz macerasının ardından ikimize de bir haller oldu. Sanki aramızdaki o mükemmel uyum, sihir bozuldu ve yerini tuhaf bir gerilime bıraktı. Mesela ben şimdiye kadar ona bakarken hiç gözlerimi kaçırdığım, çekindiğim bir an hatırlamıyorum. Ama havuzda aramızda geçen o imalı konuşma bir şeyleri bozdu işte. Aslında dışarıdan bakıldığında her zamanki halimizden farklı değildi, ilk defa flörtleşmiyorduk sonuçta fakat ilk defa en azından kendi adıma konuşacak olursam ben bir değişik hissediyordum. En iyisi olmamış gibi davranmaktı, başka türlüsü ikimizi de zararlı çıkarırdı ve aramızdaki dostluğu mahvederdi. Bu yüzden hiç olmamış gibi davranmaya niyetliydim. Tabi Barış açısından değerlendirecek olursam belki de olduğunu sandığım şey benim kuruntumdan ibaretti. Yine de yatağa uzanmış, uykuya hazır hali, elinde tuttuğu kitap ve bir şeyler okurken taktığı gözlükleri iki saniye kadar kapının önünde dikilerek onu izlememe neden oldu. Aramızdaki sınırlar bu kadar aşıldıktan sonra aynı yatağa girmek ne derece doğruydu? Tamam, bu kafa karışıklığını çözebilmek için durumun üstüne gidip büyütmemek muhtemelen daha iyiydi. Neticede bu tatile birlikte çıktığımıza göre beraber vakit geçirmek zorundaydık.

Yatağa doğru mümkün olduğunca normal görünmeye çalışarak adım atarken başını kitabından kaldırmadan bana sataştı.

"Biraz daha tuvaletten çıkmasaydın yardım çağıracaktım. Tabi açık büfede o kadar kendini kaybedip dünyayı yersen mide fesadı geçirmen çok normal. Tüm akşam başını kaldırmadın yemek tabağından. Maşallah sende de ne iştah varmış. Bedava olunca mı böyle yiyorsun yoksa her zamanki halin mi? Nereye gidiyor o kadar yemek çözemedim. İnceciksin."

"O kadar uzun zaman aç gezdim ki böyle ince kalabilmek için, tatil diye gözüm dönmüş olabilir. Gerçi uzun zamandır ipin ucu kaçtı ama dönünce detoks yaparak durumu kontrol altına alacağım."

Ayrıca onunla sohbet etmekten kaçmak, stresimi atabilmek için yemeğe sığınmıştım. Ellerimi kremlerken ona da teklif ettim ve başını kitabından kaldırıp bana bakmasına neden oldum.

"İster misin krem?"

"O ne ya, kolonya ikram eder gibi."

Beni baştan ayağa inceleyerek kaşlarını manidar şekilde havaya kaldırdı. Hareketini görmezlikten gelmeye çalışarak cevap verdim.

"Elleri pamuk gibi yapıyor, çok güzel hem organik bu. Zararlı değil yani."

"İyi, ver madem."

Elinin üstüne sıktım ve ellerine yedirirken koklayıp bakışlarını yeniden bana çevirdi.

"Güzel kokuyormuş."

"Tabi ki güzel kokacak, benim kremim o."

Sabahlığımı doğal davranmaya çalışarak ve bunu beceremeyerek çıkardığım sırada kitabı kucağına düşmüş halde açıkça beni izliyordu.

"Ne diyorsun doktor? Yaşayacak mıyım?"

"Hülya, senin dilinden anlıyorum dedim diye bilerek mi karmaşıklaştırıyorsun iyice? Ne demeye çalışıyorsun yine?"

"Gözlerinle taradın. Röntgen, emar Allah ne verdiyse çektin. Senin için belgesel tadında bir hayatım olduğunu biliyorum ama nezaket kuralları gereği bu kadar gözlerini üzerimde tutmaman gerek."

"Geceliğine bakıyorum. Yine her zamanki gibi çok şıksın. Zaten pazen pijama giyeceğini düşünmek hataydı. Satenler giyilmiş, üstüne sabahlığın da var. Takım halinde almışsın."

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin