25-Teslim

5.9K 989 111
                                    


Herkese iyi okumalar <3

***

Başımı zor da olsa klozetten kaldırarak yüzüme soğuk su çarptım ve banyoya almadığım için beni kapıda elinde havluyla bekleyen Barış'ın yanına gittim.

"Daha iyi misin?"

"İçim dışıma çıktı resmen mideme format atıldı. Bir daha dışarıdan artistlik yapıp bir şey yemeye kalkarsam beni vur. Daha acısız olur."

Gülerek havluyla yüzümü kuruladı.

"Yalnız beni çok korkutmuştun. Yok ben değiştim falan diyip asla yapmayacağın bir sürü şey yapmaya başlayacaksın sandım. Sonra durduk yere şifrelerini baştan çözeceğim hiç gerek yok. Sen böyle iyisin."

"Fakat çok havalıydım itiraf et."

"Öyle böyle değil hem de."

Çıplak ayakla Barış'ın yanından geçip salona doğru yürürken kendi kendime söylendim.

"Ben niye hâlâ burada giyebilmek için temelli bir terlik bırakmadım ki? Hiç de basamam çıplak ayakla yere."

Her zamanki yerimize, koltuğumuza yan yana yayılırken keyifle gülümsedim. Ne çok özlemişim bu koltuğu...

"Yarın hallederiz, ne istersen alıp yerleştiririz buraya da."

Başımı koltuğa dayayarak ağzımdaki mentol tadıyla kendimi rahatlatmaya çalıştım. Neyse ki temiz diş fırçası, macun ve gargara bulabilmiştim. Malum Barış'ın evinde bu ilk kusuşum değil.

"Saat kaç oldu?"

"On bire geliyor. Neden sordun?"

"Aileye bak be... Bu saat olmuş annem hesap sormak için aramıyor bile. Biz ne ara bu kadar vurdumduymaz olduk acaba?"

Bozulmuş yüz ifadem karşısında gülerek o da başını koltuğa yasladı.

"Bende ilk defa kalmıyorsun ki niye sorsun? Zaten senin gibi çocuğum olsa çok da merak etmem. Sen şeytana pabucunu ters giydirirsin, annen de bunu biliyor."

"Güvenin için teşekkürler ama canım ben de insanım. Başıma bir fenalık gelebilir yani."

"Aslında haklısın, söz konusu sen olunca daha mı fazla merak etmek gerek acaba? Rahat durmayıp başını normal bir insandan fazla da derde sokabilirsin."

Kaşlarımı çatarak başımı ondan tarafa tamamen çevirdim. Böyle yapınca da pek yakın oluyoruz ya neyse.

"Sen de vur diyince öldürüyorsun, ayarın yok. İyi ki birkaç defa sana işim düştü de kendini kahraman ilan ettin."

"İyi ki düşmüş yalnız işin, ona rağmen seni etkileyeceğim diye göbeğim çatladı."

"Aman abart iyice. Asker arkadaşı gibi geziyorduk işte sanki aşkımdan ilk günden beri geberiyordun."

Enseye tokat göte parmak olduğumuz günleri unutmuş değilim.

"Sakın altta kalma olur mu? Bir gün susup otursan kıyamet alameti olarak kabul edeceğim zaten."

Konuşmasının sonunda esneyince kolunu dürterek kaldırmak istedim.

"Uykun gelmiş senin hadi kalk yerine yat."

Gözünü ovalayarak daha ayık görünmeye çalıştı ama beceremedi.

"Yok, sabah çok erken kalktım da ondan oldu. Bu saatte uyumam ben, daha erken. Hem sen ne yapacaksın. Gel kapışalım istersen?"

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن