22-İstikrar Abidesi

4.8K 932 242
                                    

Yemek masasındaki bıçağı artık elime nasıl aldıysam Duygu fark ederek diğer elime dokundu.

"Hülya, ne oluyor ya? İyi misin?"

"Harikayım. Şu an öyle bir manzaraya bakıyorum ki içim açılıyor."

Dolan gözlerimi Barış'la yanındakinden ayıramadığım için Duygu'ya bakmadan konuşmuştum. Haliyle gözlerimin odak noktasına bakarak bana katıldı.

"Bu sürtük kim be? Ne işi var bunların burada?"

"Öğreniriz, hatta öğretiriz."

"Hiç bulaşmayalım istersen, gidelim canım. Sen iyi görünmüyorsun."

"O yüzden gidemeyiz işte, onlar da kötü görünmeden olmaz. Duygu, kan istiyorum. Şiddete ihtiyacım var."

"Buranın pek olay çıkarılabilecek bir yer olduğunu sanmıyorum. İntikamımızı soğuk yesek?"

Ben intikamı soğuk yiyeyim de Barış Efendi bu gece bu kızı yesin öyle mi? Yok öyle bir dünya!

"Duygu bırak kolumu, az ötede dur da kan sıçramasın üstüne. Onlarla işim bittiğinde uçaktan düştükten sonra tır çarpmışa dönecekler."

"Seni durdurmanın bir yolu yok, değil mi?"

"Aynen öyle balım."

"Ruhlarına el Fatiha o zaman."

Oturduğum yerden olabilecek en zarif şekilde kalkarak topuklu ayakkabılarımın zeminde çıkardığı sesle uyumlu olarak kıvırtıp yanlarına gittim. Manikürlü, ojeli elimi Barış'ın omzuna koyarak gülümsedim. Ah canım, benden sonra koluna bu sefil hatunu takmak hiç koymuş mudur acaba? Asaletim yeter bu kızı ezmeye, işaret parmağının ojesi bozulmuş sefilin.

"İnanmıyorum Barış! Şu tesadüfe bak! Nasılsın canım?"

Başını hafifçe benden tarafa çevirdiğinde yüzünde ne yaptığını biliyorum bakışı ve benimki kadar yapmacık bir gülümseme vardı. Adam beni gördüğüne şaşırmadı bile!

"Hülyacım, merhaba. İyiyim, sen nasılsın?"

"Çok iyiyim tatlım, seni gördüm daha iyi oldum. Kalp kalbe karşıymış, ben de tam arayıp seni çağıracaktım. Hayırdır sen burada? Kim bu güzel hanımefendi? Yalnız beni gördüğüne de hiç şaşırmadın."

"Hayır canım, benim şerle işim olmaz. Ebru'yla yemek yemeye geldik. Siz de öyle sanırım arkadaşlarınla. Senden önce parfümünün kokusu geldi masaya, o topuk tıkırtısını da gayet iyi tanıyorum. Ondan şaşırmadım."

İşveli bir şekilde gülerek elimi okşarcasına omzunda tutmaya devam ettim. Tabi Ebru hanımın da bakışları elimin değdiği noktadan ayrılmadı. Utanmadan kıskanıyor mu bir de bu? İki hafta öncesine kadar adamla koyun koyuna uyuyordum, yediğim içtiğim ayrı gitmiyordu tatlım, sen kim köpeksin acaba?

"Bak şimdi, belli sen beni özlemişsin. Bir an ne kadar iyi tanıdığını atlamışım. Arkadan gelip sürpriz de yapamayacağız artık iyi mi?"

"Haklısın, ben senin ciğerini biliyorum artık. Mesela şimdi sana arkadaşlarına ayıp olmasın yanlarına dön desem, olur mu öyle şey siz de bize katılın diyeceksin. Boşuna onların gecesini bozmayalım. Sen bize katıl. Buyurmaz mısın?"

Biliyor tabi suçunu. Baktı kurtulmanın yolu yok teslim oluyor direnmeden aklınca.

"Sen istersin de buyurmaz mıyım? Hem arkadaşını da merak ettim. Malum pek arkadaşlarınla görüştürmüyorsun. Gören de benden başka kimseyi gözün görmüyor, bir tek benimle görüşüyorsun sanacak yedi yirmi dört."

Mucize Aranıyor (Tamamlandı)Where stories live. Discover now