Bölüm 6

3.2K 342 16
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELECEKTİR... UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

Cadıyı sadece bağlamalarının bir anlamı olmadığını fark etmeleri çok zaman almamıştı. Sadece bağlamak yetmiyordu. Onu konuşamayacak hale getirmek zorunda kalmışlardı. Çünkü kelimeleri söyleyebildiği sürece büyü yapmak için başka bir şeye ihtiyacı yoktu belli ki.

Dagon ondan ölesiye korkuyordu. Herhalde başka hiçbir şeyden bu kadar korkmuyordur. Matriarkal ise hala etraflarındaydı. Uzak duruyordu ama belli ki cadıyı almadan gitmeye niyeti yoktu. Galen ise bunu umursamıyordu. Cadıya Dagon'un büyüsünü bozdurduktan sonra onu alabilirdi.

Ancak bütün bu çıkmaz burada başlıyordu. Bu cadı laneti bozarsa öleceğini biliyordu. Bu yüzden buna yanaşmıyordu. Kadın da cadıyı almadan gitmeye niyetli değildi ki doğrusu Galen, onun için bu kadar uğraştıktan sonra gitmesini hiç mi hiç istemezdi.

İnatçı kadınlar konusunda annesi de her zaman çok sağlam olmuştu. Ancak babası her daim onunla başa çıkabilirdi. Galen'ın uğraşmak için bir nedeni hiç olmamıştı. Şimdi tepesinde inatçı ufak bir çocuk ve birbirinden inatçı iki kadın vardı.

Büyükbabası bir zamanlar ona cadı olmanın kısa bir hayat getirdiğini söylemişti. Yaptıkları büyüler bedenlerine ağır geldiğinden erkenden çöküyormuş. Ancak karşısındaki cadının hiç öyle bir durumu yok gibi görünüyordu. Çökmekten çok uzaktı muhtemelen.

Henüz çok gençti. Muhtemelen yirmilerinin başlarındaydı. Uzun sarı saçları ve yeşil gözleri vardı. Güzel bir kadındı. Üstelik ondan hissedilen güç azımsanmayacak kadar da büyüktü. Bu kadar güçlü bir kadının neden insanlarla çalıştığını ise aklı almıyordu.

Genç adam başını çevirip etrafına baktı. İki kadın ve bir çocukla bir mağarada kalmıştı. Üstelik kadınları almak için o kadar çok güç harcamıştı ki dinlenmeden hiçbir şey yapamazdı.

Sorun dinlenemeyecek olmasıydı. Cadıya da Matriarkal'a da güvenmiyordu. Uyuduğu anda Matriarkal, cadıyı öldürmeye çalışabilirdi. İlk girdikleri kasabadan bir cadı bulup çıkmış olmaları şanstı ve bir daha aynı şansı yakalayamayabilirlerdi. Bunu riske atamıyordu.

Bu arada korkmuş ve atların yanına sinmiş çocuğu da unutmamak gerekiyordu. Lanetinin bozulmasını ne kadar isterse istesin korkusu buna üstün gelebilirdi. Cadıyı öldürmeye karar verebilirdi. Burada onu korumak için Galen'den başka kimse yoktu. O da buna hevesli sayılmazdı.

Çantadan biraz kurutulmuş et ve bir şişe bira çıkardı. Çok acıkmış ve yorulmuştu. Gözlerini yummaya vakti bile yoktu. Bu işi başka türlü halletmesi gerekecekti. İki kadından birinin anlayış göstermesi gerekiyordu. Bunun da olabileceğini sanmıyordu. Bu durumda Matriarkal'i arkasında bırakmak namına da olsa cadıyı kaçırması gerekiyordu.

Hiçbiriyle uğraşacak bir halde hissetmiyordu kendisini. Bağlı haldeki cadının karşısına oturdu. "Ağzını çözersem muhtemelen beni lanetlersin" dedi sakin bir şekilde. "O yüzden bu tek taraflı bir konuşma olacak. Dışardaki arkadaşımı ve yanımdaki çocuğu gördün. İkisi de seni öldürmek adına sağ kolunu verir ama ben burada seni koruyabilecek tek kişiyim. Açık arttırmada bunu sana kanıtlamış olmam lazım."

Kadın sanki bunu çok saçma bulmuş başını yana çevirdi. Ona inanmadığı çok belliydi. Doğrusu ona hak veriyordu. Bu koşullarda kendisi de bir yabancıya inanmazdı. Yine de kadına üzülemiyordu. Yaptıkları yanlıştı en başında.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now