Bölüm 15

2.7K 324 26
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER BEĞENİ VE YORUMLARINIZA GÖRE GELİYOR... LÜTFEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN...

Rüzgâr, küçük kızın evinden içeri doldu. Kuzeyin soğuk esintileri küçük evin içine dolunca küçük kız uykusunda örtülerin altına daha da sıkı sarındı. Ancak rüzgâr onu bırakmadı. Güçlü bir dalga kızı uykusunda üstündeki örtülerle havaya kaldırdı ve pencereden dışarı çıkardı.

Çok hafif ama son derece güçlüydü. Yavaşça kızı annesinin esir tutulduğu yere doğru taşıdı ve sert zeminin üzerine bıraktı. Küçük kız, uykusunda kıpırdandı. "Anne" diye mırıldandı.

Kareena, tavşan uykusundan hızlı bir şekilde uyandı. Gözlerini açtı ve etrafına bakındı. Kuzey rüzgârları genç kadının çevresinde dolandı ve teninde gezindi. Kadın ürperdi. Tüyleri diken diken olmuştu. Başını kaldırıp yerde yatan kızına baktı. Derin bir nefes alıp verdi.

Korkuyordu ama içine bir umut dolmuştu. Umut etmek istemiyordu ama gerçekten de olabilirdi. Gözlerini sımsıkı yumdu. Yaş damlaları yavaşça yanaklarından aşağı süzüldü. Bunun ne olduğunu biliyordu. Onun gücünü tanımıştı. Gözlerini açtı ve puslu gözlerle yerde uyuklayan kızına baktı. "Galen" diye fısıldadı.

Onları bulmuştu. Galen gözlerini açtı ve serin havayı içine çekti. Rüzgâr, ona Kareena'nın sesini ve kokusunu taşımıştı. Demek ki gerçekten de yardıma ihtiyaçları vardı. Derin bir nefes alıp verdi ve elini saçlarının içinden geçirdi. Gizlice girip çıkabilir miydi? Eğer annesi gibi rüzgâra dönüşebilseydi bu işlerini çok kolaylaştırırdı ancak bunu yapamıyordu.

Peki, ateşi mi yoksa rüzgârı mı kullanmalıydı?

Rüzgârdan kalkana baktı. Daha önce bu kadar güçlü bir hortum görmemişti. Sıradan biri bu hortumun içinden geçmeye kalksa anında ölebilirdi. Doğrusu Galen yaralanmaktan hoşlanmıyordu. Canı tatlı olduğu için değildi. Rahatsız edici olduğu içindi.

Yavaşça derin bir nefes aldı. "İçeri girmek istiyorum" diye fısıldadı hortuma karşı. "Bana izin ver"

Rüzgârdan yapılma duvar onun isteğine razı geldi. Hızı azaldı ve hortum hafif bir esintiye dönüştü. Bununla beraber köy görünmeye başladı. Galen ileri doğru bir adım attı. Rüzgârın içinden geçti. Köye adımını attığı anda rüzgâr arkasından tekrar sertleşti.

Köy, derme çatma evlerden oluşuyordu. Havyanlar için barınaklar yoktu. Zaten o hortumdan dışarı çıkamayacakları için özel bir korunmaya gerek görmemişlerdi. Belli ki her şeyi ortak kullanıyorlardı bu yüzden hayvanların üzerinde hiçbir işaret yoktu.

Galen barakalardan birinin arkasına saklandı ve gölgelerin içinden köyü izlemeye başladı. Sadece birkaç tane nöbetçi kadın vardı onlarda çok önemsemiyor gibilerdi. Rahatlıklarına bakılacak olursa bu köye gece saldırılarıyla karşılaşmıyordu. Bu onun için büyük bir fırsattı.

Genç adam başını arkasındaki barakaya yasladı ve gözlerini kapattı. "Bana yardım et" diye fısıldadı.

Rüzgâr anında onun çevresini sardı. Bu şekilde kokusunu gizleyebiliyordu. Bu kadınların her biri bir şeylere dönüşebiliyorlarsa o zaman koku alma yetenekleri de çok güçlü olmalıydı. Başını çevirdi ve etrafına bakındı. Şimdi neredeydiler? "Bana yol göster" diye mırıldandı.

Rüzgâr, onu sağ tarafa doğru çevirdi. Galen bir an dönüp arkasındaki kadınlara baktı ardından rüzgârın yönlendirmesine ayak uydurarak ilerlemeye başladı. Doğrusu küçük bir köydü burası. Onları çok aramasına gerek kalmayacağı belliydi. Hemen köyün biraz dışında bulunan bir barakaya doğru gidiyorlardı. Eğer tutsakları burada tutuyorlarsa o zaman sessizce Kareena'yı ve kızını alıp çıkabilirdi.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now