Bölüm 25

2.8K 315 27
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... UFAKTAN UFAKTAN ÜZÜLEBİLİRSİNİZ... ÇÜNKÜ FİNALE SON YEDİ BÖLÜM KALDI... YANİ GERİ SAYIMDAYIZ... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN...


"Pekâlâ, Dagon" dedi Galen sakince. "Şimdi seni bırakacağım. Çok dikkatli ol, tamam mı?"

Küçük çocuk başını salladı ve yutkundu. Galen, yavaşça çocuğu bıraktı ve bir adım uzaklaştı. Dagon, atın yelesini okşadı. "Bu... Benim... İlk... Seferim... O... Yüzden... Bana... Nazik... Davran... Olur... Mu?" diye mırıldandı ata doğru.

Kır at, onu anladığını belirtircesine başını salladı. Çok yavaş bir şekilde hareket etmeye başladı. Galen, ne olur olmaz diye atın bir adım yanında yürüyordu. Diğer at da sakin bir şekilde onların yanında yürüdü.

Küçük çita ve insan boyutunda kaplanla karşı karşıya duruyordu. Çita ileri doğru atıldı ama kaplan ondan çok daha çevikti. Boyutundan beklenmeyecek bir çeviklik sergiliyordu. Çita hızlıydı ama kaplan tecrübeliydi. Bu da çitanın bütün ataklarını etkisiz hale getiriyordu.

Galen, Dagon'a üç tur daha attırdı ardından ani bir hareketle ata arkadan vurdu ve hızlanmasını sağladı. Dagon korkuyla atın eyerine yapıştı. Ancak kısa bir sürede rahatlamaya başladı. At da ona korkmamasını söylüyordu.

Dagon, derin bir nefes aldı. Rüzgârı hissetmek ve hızın verdiği adrenalin muhteşemdi. Giderek daha hızlı bir şekilde daireler çizerek koşuyordu. "Vivi" diye bağırdı neşeyle. "Bak, artık öğrendim" dedi neşeyle.

Çita başını çevirip ona baktı. Ancak bu kaplan için bir fırsat olmuştu. Çitaya doğru atıldı. Dagon, o anda elini ileri uzattı. Sarmaşıklar çitayı yakaladı. Dagon, hızla ona doğru koşturdu atını. Çita, havada tekrar insana dönüştü. Dagon, Viyola'nın elini tuttu ve kendine doğru çekti. Küçük kız havada yarım bir daire çizdi ve erkeğin arkasına oturdu.

Kaplan, yavaşça insana doğru dönüştü ve kollarını göğsünde birleştirdi. Galen, neşeyle çocukların alanda koşuşlarını izledi. Kareena, derin bir nefes alarak yavaşça ona doğru yaklaştı. Üzerine bir pelerin geçirmişti. "Onları çalıştırıyor olmalıydık" dedi ancak o da gülümsüyordu.

Galen, kolunu onun omzuna attı. "Onlar çalışıyor zaten" dedi neşeli bir şekilde. "Kendilerince bir kombinasyon geliştiriyorlar."

Dagon, atını aniden durdurdu ve arkasında bir noktaya baktı. Viyola, eğlencenin bitmiş olmasından şaşırmış bir şekilde erkeğin kolunu tuttu. "Dagon" dedi merakla. "Neler oluyor?"

"Geliyorlar..." diye mırıldandı küçük çocuk. Üstelik bu sefer çok kalabalık geliyorlardı. Sadece kadınlar değil erkeklerde vardı. Dagon, başını çevirip Galen'a baktı. "Kalabalıklar..." dedi. "Amazonlar... Var... Ve... Erkekler..."

"Gargarianlar" diye mırıldandı Kareena.

Galen, hızla çantaları topladı ve Kareena'nın elinden yakalayıp diğer ata doğru koştu. Genç kadınla beraber ata çıktı ve çocuklara doğru gittiler. Galen, Viyola'yı kucağına alırken Kareena diğer ata geçti. Her iki atı da dörtnala koşmaya başladılar.

"Galen" diye bağırdı Kareena. "İkiye ayrılıp devam edelim"

Doğrusu bunu istemiyordu. Galen, Kareena ve Dagon'a baktı. Ancak Dagon'un söylediği kadar kalabalıksa o zaman izlerini kaybettirmeleri gerekecekti. Derin bir nefes aldı ve atını durdurdu. Kareena'da onun yanında durdu. Galen karısını kendisine çekti ve dudaklarını sertçe öptü. "Dikkatli olun" diye fısıldadı ve Dagon'a baktı. "Annene dikkat et" dedi. Ardından atını sağa çevirdi ve hızla uzaklaştı.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now