Bölüm 9

3K 354 14
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... UMARIM BEĞENİRSİN


"Gittiğim sürede onu kaçırırsın diye düşünüyordum"

Kareena, başını çevirip tembel bir şekilde ateşi karıştıran erkeğe baktı. Dalgın bir şekilde ateşe bakıyordu. Gözlerindeki o tuhaf alevler yine belirmişti. Kareena başını çevirip atlara sokulmuş uyuyan çocuğa ve baygın yatan cadıya baktı. "Yapmadım" dedi sakin bir şekilde.

Onun haklı olduğunu bilmekten hoşlanmıyordu ancak kaçmamasının nedeni çocuktu. Cinsiyeti ne olursa olsun daha çok küçüktü. Daha bir erkek olmamıştı. Onun gibi bir zavallıyı böyle bir şeye mahkûm edemezdi. Neden bilmiyordu ama yapamazdı.

"Dagon" dedi en sonunda sakin bir şekilde. "Bir şekilde insanda koruma içgüdüsü uyandırıyor"

Genç adam şaşkın bir şekilde başını kaldırıp kadına baktı ve elinde olmadan güldü. "Değil mi?" derken oldukça neşeliydi. Başını çevirip dalgın bir şekilde uyuyan çocuğa baktı. Gözlerindeki parlamayı ve dudaklarındaki gülümsemeyi görebiliyordu genç kadın. "Dagon ile çok kısa bir zaman önce tanıştım" dedi Galen sakince. "Onu gördüğüm anda insan olmadığını anlamıştım ama benimle konuşması tam üç gününü aldı"

Kareena bunu fark etmişti. Çocuk kolay kolay konuşmuyordu. Hatta doğrusu Galen dışında kimseyle konuşmuyordu. Tuhaf derecede sessiz bir çocuktu. Oysa Kareena, Viyola'yı düşündüğünde gülümsemek istiyordu. Galen'ın yaşlarında olmasına rağmen bıcır bıcır konuşan bir çocuktu o.

Genç kadın farkında olmadan gülümsediğini fark etti ve tekrar ciddi bir ifadeye büründü. Durumları gerçekten ciddiydi. Henüz çok kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen cadının söylediklerinin haklı olduğunu fark ediyordu. Bileklerindeki ve boynundaki prangalar her geçen gün daha da sıkılaşıyordu.

Doğrusu bunu düşünmekten hoşlanmıyordu ama Galen'a hayatını borçluydu. Eğer köle olarak satılsaydı çok kısa bir hayatı olacaktı. Ancak şimdi biraz daha uzundu en azından. Hatta eğer bu prangalardan kurtulmak için bir yol bulabilirse Viyola, büyüyüp güçlü bir kadın olana kadar hayatta kalabilirdi.

Bu düşünce biraz da olsa onu rahatlatıyordu. Belki de sırf bu yüzden kadını alıp kaçmamıştı. Sonuçta bunu onlara borçluydu. Galen onu kurtarmıştı ama onu Kareena'ya getiren Dagon olmuştu.

Genç kadın, birbirine karışmış kıvırcık saçlarını yüzünün önünden attı ve tekrar erkeğe baktı. Düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Az önceki neşeli ifadesinden geriye bir şey kalmamıştı ve çok ciddi görünüyordu. Hala Dagon'u izliyordu.

Belki de gerçekten de bu çocuğu korumak istiyordu. "Galen" dedi genç kadın bir süre sonra tereddütlü bir şekilde. Daha önce ona hiç adıyla seslenmemişti.

Galen daldığı düşüncelerden çıktı ve meraklı bir şekilde ona baktı. Tepkilerini hiç saklamıyordu. Kendisiyle ilgili hiçbir şeyi gizlemiyordu. Çok kolay bir şekilde her şeyi söyleyiveriyordu. Kareena'nın korkuları vardı. Ne olursa olsun bu adama ne kadar güvenip güvenemeyeceğini merak ediyordu.

"Neden bize yardım ediyorsun?" diye sordu aniden genç kadın merakla. "Neden bizi kurtarmaya çalışıyorsun?"

Galen, bu soruya nasıl cevap vereceğini bilemiyordu. Bir süre etrafına bakındı. Ardından hafifçe omuz silkti. "Bu yolculuğa bizim gibi insan olmayan başkaları olup olmadığını görmek için çıktım" dedi en sonunda. "Dagon ile tanışana kadar neredeyse bir senedir yollardaydım ve en ufak bir iz bile bulamamıştım. Doğrusu neredeyse umudumu kaybettiğim bir sürede karşıma çıktı" dedi. "Belki de bu yüzden ona bu kadar düşkünümdür bilmiyorum. Ama doğrusu şu ki ne olursa olsun bir cadının küçücük bir çocuğa yaptıklarını hazmedemiyorum. Güçlü olduğumuz için mi? Korktukları için mi? Nedenlerini bilmiyorum" dedi başını çevirip baygın haldeki cadıya baktı. "Ama bunların hiçbiri bir neden olamaz"

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now