Bölüm 18

2.8K 324 55
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 

"Kıpırdandı..."

"Sanırım uyanmaya başlıyor"

"Anne, acıktım"

Galen kafasının içindeki seslere karşılık yavaş yavaş gözlerini açtı. Gece karanlığının hâkim olduğu gökyüzünde yıldızlar parlıyordu. Sanki bedeninin her yanı uyanmasını kutlar gibi şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Özellikle de başı.

Genç adam yavaşça doğruldu ve etrafına bakındı. İki küçük çocuk ve yetişkin bir kadın endişeyle ona bakıyordu. Galen elini saçlarının içinden geçirdi ve gözlerini sımsıkı yumdu. Başındaki ağrı sanki giderek daha da şiddetleniyordu.

Bir el başını tuttuğu eline dokundu. Dagon elindeki kâseyi ona uzattı. İçinde ezilmiş bir şeyler vardı ve tuhaf kokuyordu. Galen yüzünü buruşturup geri doğru kaçındı. Ancak Dagon ona doğru eğildi. "Şifalı... Bitkiler..." dedi sakince. "Ağrılarına... İyi... Gelecek..."

Şüpheli görünüyordu ancak Dagon'un onu zehirleyeceğini düşünmüyordu. İsteksiz bir şekilde lapayı aldı. Tadı da çok kötüydü gerçekten. Boğazından aşağı gitmesi imkânsız gibiydi. Kaldı ki yutkunurken canı çok yanıyordu.

Bir matara burnunun hemen dibine girdi ve sallandı. Kareena, endişeli bir şekilde ona bakıyordu. Genç adam konuşamadığı için başını salladı ve matarayı kafasına dikti.

Doğrusu tahmin ettiğinden çok daha işe yarıyordu bu ilaç. Anında ağrılarının yok olmaya başladığını hissediyordu. "Bu iyi geldi" diye fısıldadı sakince. Kâseyi ve matarayı bir kenara bıraktı.

Onlarda bir değişiklik olduğunu görebiliyordu ama tam olarak ne olduğunu çıkaramıyordu. Gözlerini kıstı ve karşısındaki çocuğa baktı. Kadında olduğu gibi onda da bir eksik vardı. Beyaz pelüş bir oyuncak ve metal prangalar...

Genç adam ani bir hareketle doğruldu. Her ikisi de yoktu. "Lanetleriniz" dedi kaşlarını çatarak. "Lanetleriniz gitmiş"

Dagon, gülümsedi ve başını salladı. "Annen..." dedi sakince. "Cadıyı... O... Kadar... Kötü... Bir... Hale... Soktu... Ki... En... Sonunda... Lanetimi... Bozmak... Zorunda... Kaldı"

Evet, annesinin sabrının taştığında çok korkutucu bir yanı oluyordu gerçekten. Gerçi buna sevinmişti. Elleri boş değildi en azından. Kareena ve kızı kurtulmuştu. Dagon ve Kareena'nın lanetleri kalkmıştı.

Başını çevirip etrafına bakındı. Bir ormandaydılar. Ağaçlarla örtülü ve su kenarında bulunan bir ormanda. Buraya nasıl geldiklerini bilmiyordu. En son bilincini kaybettiğinde Smyrna'dan kaçmaya çalışıyordu. "Annem ve babam nerede?"

"Gittiler" dedi Kareena sakince. "Sen iyice iyileşme belirtileri gösterdiğinde ve bizde ayaklandığımızda artık eve dönme vakitlerinin geldiğini söylediler."

"Baban... Yeni... Köpek... Almaktan... Bahsediyordu..."

Yeni köpek mi? Bu konuşmalardan pek bir şey anlamamıştı ancak iyi olduklarını bilmekten mutlu olmuştu. Yaralarını sarıp iyileştiğini görene kadar başında beklediklerinden şüphesi yoktu.

Galen anladığını belirtircesine başını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. Bedeninin ağrıları geçiyordu ama hala tutuk hareket ediyordu. Çok güç harcamış ve yaralanmıştı. Muhtemelen günlerdir uyuyordu üstelik. "Gidip yıkanacağım" dedi sakince. Kendine gelmeli ve yemek yemeliydi. Sonra ne yapıp yapamayacaklarını düşünebilirdi.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now