Bölüm 29

2.5K 338 29
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... GERİ SAYIMDA SON ÜÇ... AZ KALDI BİLİYORUM... BENDE ÇOK HEYECANLIYIM... YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

"Onlardan kaçmaya devam edemeyiz" dedi genç adam sakin bir şekilde. "Savaşmak zorundayız."

Kareena bunu biliyordu. Daha fazla saklanamayacaklarını da biliyordu. Friggrial ve Andrey sonuna kadar onları aramaya devam ederlerdi. Bundan kurtuluşları yoktu. "Dagon çok güçlü" dedi. "Onları durdurmayı başardı. Hem ormana hem de hayvanlara hükmedebiliyor"

Galen dalgın bir şekilde onun saçlarıyla oynadı. "Viyola'da çok iyi" dedi sakince. "Kraliçenizi öldürmüş bile olabilir."

Bunun olabileceğine inanmayan Kareena başını çevirip ona baktı ve tek kaşını kaldırdı. "Viyola mı?" diye sordu meraklı bir şekilde.

Evet, yaptıklarına en başında Galen'da inanamamıştı. Ancak gördüklerinin ne olduğunu biliyordu. Başını kaldırdı ve dalgın bir şekilde gökyüzüne baktı. "O güçlerimizi arttırabiliyor" diye mırıldandı dalgın bir şekilde. "Bir şekilde onun kükremesi güçlerimizi yeniliyor"

Bunun olup olamayacağını bilmiyordu. Kareena daha önce hiç böyle bir şey duymamıştı. Çitalar hızlı yaratıklardı ancak bildikleri tek şeyde buydu. Güçlü değillerdi. Kızının böyle bir şey yapabileceğini bilmiyordu. İlk dönüştüğü zaman o da bunu hissetmişti gerçi. "Dagon" dedi dalgın bir şekilde başını onun göğsüne yaslayarak. "Sandığımız gibi sıradan bir orman koruyucu olmayabilir" dedi.

"Ne?"

Genç kadın derin bir nefes alıp doğruldu ve onun kucağında döndü. Yüzleri karşı karşıya gelecek şekilde. "Bununla ilgili bir şeyler duymuştum" dedi en sonunda. "Orman perileri hayvanlarla konuşabilir ya da bitkilere hükmedebilir. Ancak Dagon tüm doğaya hükmediyor. Sıradan bir orman perisi olamaz"

"Madem o bir orman perisi o zaman gözleri neden yeşil değil?"

Babasının sorusuna karşılık erkek başını iki yana salladı. Muhtemelen o bütün bunları çok daha önce fark etmişti. Başını iki yana salladı. Daha önce bir orman perisini hiç görmemişti. Bu yüzden neye benzediklerini bile bilmiyordu. "Dagon'un ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu sakince.

Kareena, gülümseyerek başını salladı. "Ormanın efendisi" diye fısıldadı gizemli bir şekilde. "Bin yılda bir dünyaya gelen özel bir güç olduğuna inanılıyor. Hayvanları ve bitkileri kontrol edebiliyor. En çorak topraktan en verimli vahaya kadar her şey onun emrinin altında"

Erkek gözlerini kırpıştırarak ona baktı. Etkilenmişti. Daha önce onun bu kadar havalı olduğunu hiç düşünmemişti. Derin bir nefes alıp öne doğru eğildi. "Viyola" diye fısıldadı. "Zayıf değil. O gücünü diğerlerine aktarabiliyor ve onların güçlenmesini sağlıyor"

Genç kadın içinin gururla dolduğunu hissetti. "Muhteşem çocuklarımız var" diye fısıldadı erkeğe.

Galen başını salladı. "Harikalar" dedi.

Akşam olduğunda herkes mağaradaydı. Dagon dikkatli bir şekilde topladığı bitkileri birbirlerine karıştırıp eziyordu. Viyola, dalgın bir şekilde mağaranın duvarlarına elindeki taşla bir şeyler kazıyordu. Kareena ve Galen ise yemek hazırlıyordu.

Kimse bu durumdan rahatsız değil gibiydi. Sanki bu sakin ve huzur dolu birliktelik her zaman yaşadıkları şeymiş gibi rahattı. Bunu düşününce Kareena, bunu sevdiğini hissetti. Bir eşe ve bir erkek çocuğa sahip olmak çok güzeldi. Onları benimsemişti.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin