EPİLOG 2

4.4K 392 56
                                    

FİNAL EPİLOGU İLE BERABERİZ... İNLEYEN ALEVİN İKİNCİ KİTABINA DA VEDA ETTİK ARTIK... İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... UMARIM ÜÇÜNCÜ KİTABIN BAŞ KARAKTERLERİNİ SEVMİŞSİNİZDİR...

İki hafta Dagon için son derece yeterli olmuştu. Ona ulaşmaya çalışıyordu ama hızlı bir kadın olarak Viyola kaçmakta ustaydı. Onun yanında hiç konuşmuyordu. Ona dokunmamak için özen gösteriyordu. Bir zamanlar beraber oynadığı, uyuduğu küçük kıza ne olduğunu merak ediyordu. Birbirlerinden hiç ayrılmazlardı.

Ona bir söz vermişti. Henüz küçük birer çocuklardı o zaman ancak Dagon bu sözden vazgeçmemişti. Onu görebiliyordu. Ne kadar güzel bir kadın olduğunu görebiliyordu. Halkla iç içeyken ne kadar sevecen ve nazik olduğunu izliyordu. Kasabadaki bütün çocuklar ona bayılıyorlardı. Viyola hepsinin eğitimlerinden sorumluydu. Onlara okuma, yazma ve güçlerini kullanmayı öğretiyordu.

Muhteşemdi. Onu istememek için bir nedeni yoktu. Bir zamanlar olduğu o küçük kız büyümüştü ve sonunda harika bir kadına dönüşmüştü. Artık küçük yaratıklar gibi oyun oynadıkları zamanda değillerdi. Dagon yetişkin bir erkekti ve onu görebiliyordu.

Bedeni ona çekiliyordu. Viyola ne kadar mesafe koyarsa o kadar çok onu istiyordu. Genç adam başını iki yana salladı ve karamsar bir ifadeyle bahçede Alex ve Ryan ile oynayan kadını izledi. Ona nasıl yaklaşabileceği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

"Onu çok kırdın"

Arkasındaki adama baktı. Galen, yanına geldi ve hemen karşısındaki koltuğa oturup başını pencereye çevirdi. "Onu yanında götürmediğin için çok üzgündü" dedi sakin bir şekilde. "Sonra geçen senelerde onu arayıp sormadığında bir gerçek. Büyükannen bize her zaman senin iyi olduğunu söylerdi. Ancak o her zaman senin yolladığın en ufak bir şeyi bekledi. Bir kere olsun ondan bahsetmeni istedi."

Dagon elini ensesine götürüp ovdu. "Bütün bunlar onu düşünmediğim anlamına gelmez" dedi en sonunda. "Pek çok kereler onun yanımda olmasını istedim ama ben gezmeye çıkmadım. Ailemi bulmaya çalışıyordum ve bunun ne kadar tehlikeli olduğunu sen de biliyorsun. İnan bana çok kereler de yanımda olmadığı için memnun oldum"

"Bu onun için bir anlam ifade etmez"

Kareena'nın sesini duyunca genç adam başını arkaya atıp elinde olmadan inledi. Geçen zaman içinde çok fazla fırça yemişti ondan. Hem de he şeyle ilgili. "Ena" dedi yorgun bir şekilde başını iki yana sallayarak. "Lütfen"

Genç kadın, kocasının dizine oturdu ve alaycı bir şekilde ona baktı. "Sen" dedi. "Kızımın gücünü hiçe saydın" derken sesi yaşadıklarını hak ettiğini belirtiyordu. Tek kaşını kaldırdı. "Onu en çok üzende buydu. Sana destek çıkamadı. Tehlike anında yanında olamadı. Sen onu aşağıladın"

Bu kadınların kafasından neler geçiyordu böyle? Erkek başını iki yana salladı. "Hadi ama" derken artık başının ağrıdığını hissediyordu. "Asla böyle bir şeyi düşünmedim." Gözlerini ona dikti. Bakışları yalvarır şekildeydi. "Onu tehlikeye atmamı ister miydin?"

"O bir amazon" dedi kadın gülümseyerek. "Bu onun kanında var"

Tartışamayacaktı. Kazanamayacağını biliyordu. Erkek pes etmiş bir şekilde ellerini kaldırdı ve arkasına yaslandı. Kareena ile konuşmak bile onu fazlasıyla yoruyordu. Onun ellerinde büyümüştü ancak asla onunla başa çıkacak biri olmamıştı. Galen'ın bunu nasıl yaptığını bilemiyordu. Ancak ona çok saygı duyuyordu.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now