Bölüm 24

3.1K 325 15
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... FİNALE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ... AMA HALA SEKİZ BÖLÜM VAR... YANİ ENDİŞELENMEYİN... :D

Dagon, yavaşça gözlerini açtı. Viyola hala kucağında uyuyordu. Önlerindeki ateş artık tamamen sönmüştü. Kareena ve Galen hala ortalıkta yoklardı. Küçük çocuk esneyip gerindi ve olduğu yere oturup bir süre etrafına bakındı. Viyola uyanmadan gider ve uyandığında onu bulamazsa korkabilirdi. En sonunda tekrar küçük kızın yanına kıvrıldı ve gözlerini kapattı. Biraz daha uyumaktan zarar gelmezdi.

Rüzgârın, hareketlendirdiği yapraklar fısıldadı. Dagon tekrar gözlerini açtı. Sanki gecenin bir yarısı uyanıp Kareena'yı kandırmaya çalışmaları ve sonra uyumak için iki saat dönüp durmaya çalışması yetmemiş gibiydi. Çocuk bıkkın bir nefes alıp verdi ve Galen ile Kareena'nın çantalarını alıp ormana doğru yürüdü.

Hala uyuyorlardı. Dagon, çantaları bir kenara bıraktı ve halsiz bir şekilde arkasını döndü. Ancak sonra başını iki yana salladı. Çantaların içinden bir battaniye çıkardı ve çıplak haldeki kadınla erkeğin üzerine serdi. Ardından tekrar uyumaya gitti.

Viyola yanındaki hareketlilikle kıpırdandı. "Dagon" diye mırıldandı uykulu bir şekilde. "Yola çıkmadan biraz daha uyuyabilir miyim?"

Ne o ne sorduğunu ne de Dagon nasıl cevapladığını hatırlıyordu. İkisi de tekrar uykuya daldı.

Genç adam gözlerini açtığında öğlen güneşi tepede yükseliyordu. Bütün gece süren aksiyondan sonra o kadar yorulmuşlardı ki ölü gibi yatmışlardı. Kareena, hemen kucağında ona sığınmıştı. Erkek üzerindeki battaniyeye baktı bir an kaşlarını çatarak ardından battaniyeyi hafifçe kaldırıp aşağı baktı.

Sabah ereksiyonu kendisi için bir çift yumuşak kalçaya yaslanmıştı. Erkek başını eğdi. Bu görüntü bile fazlasıyla tahrik ediciydi ancak şimdi kadını kaldırıp sevişmeye başlarsa Kareena bu sefer onu gerçekten öldürebilirdi. Dün gece kadını o kadar zorlamıştı ki bugün at üzerinde geçecek olan zaman eziyet olacaktı.

Erkek derin bir nefes aldı ve kolunu yavaşça kadının başının altından kurtardı. Çıplaklığını önemsemeden sakince arkasını döndü ve uyuyan kadından uzaklaştı. Biraz ileri de tatlı suyun bulunduğu bir göl vardı. Sakince göle doğru yürümeye başladı.

Kareena, onun iyice uzaklaşmasını bekledi ve gözlerini açtı. Ani bir hareketle doğruldu ama bu iyi bir karar değildi. Özellikle bacakları, kasıkları, kalçaları ve göğüsleri o kadar ağrıyordu ki neredeyse bedeni ona küfrediyor gibiydi.

Genç kadın bir an için gözlerini kapatıp tekrar uzandı. Üzerinden beş yıl geçmesine karşılık bekâretini kaybettiği gece bile böyle ağrı çektiğini hatırlamıyordu. O gecelerde kendisini kaybettiğini de hatırlamıyordu. Başta iğrenç gelmişti ancak sonra bedeni alışmaya başladıkça ve rahatladıkça zevk almaya da başlamıştı.

Yine de dün geceki başka bir şeydi. Bedeni, Galen'ın kalın ve uzun uzvu için fazlasıyla sıkı ve dardı. Alışması için üç kere ard arda yapmaları gerekmişti. Dördüncü de iyice rahatlamıştı. Ancak beşincinin sonunda artık öleceğine emindi.

Ayrıca artık resmi olarak Galen, onun kocası ve Viyola'nın da babasıydı. Aralarındaki kan bağı çok tazeydi. Artık ondan kaçamazdı da. Galen onu nerede olursa olsun bulurdu.

Derin bir nefes alıp ellerini saçlarından geçirdi ve gözlerini parlak gökyüzüne dikti. Çok yorgundu. Çok açtı ve hiçbir şey yapacak hali yoktu. Bedeni yapış yapıştı ve yıkanması gerekiyordu. Dün akşamdan kalan sıvılar hala bedenindeydi.

İNLEYEN ALEV 2. KİTAP- FISILDAYAN RÜZGARWhere stories live. Discover now