Tesadüf

1.3K 42 2
                                    

    Hastalanmamın üzerinden 2 gün geçmiş ,  hastalığı tamamen atlatmış haldeydim.Odama giren Elmas Abla'nın sesiyle uyandım. "Yağmur, annen kahvaltıda bekliyor" İyice ayılmayı beklemeden ayağa kalktım. "Yağmur mu? ahahaha Dizileri karıştırdın Elmas Abla ben Jennifer " Hafif bir kahkahayla karşılık verdi Elmas Abla " Allah iyiliğini versin Eylül, güldürdün sabah sabah " 

   Keyifli bir sabahtı benim için. Devamının da öyle gitmesini o kadar çok isterdim ki... Günler hızla geçiyor ve 5 gün sonra doğum günümdü. Benim neşeme karşılık Azra Hanım oldukça asabi, hatta Elmas'a çaylar soğudu diye kızacak kadar gergindi. "Bir sorun mu var Azra Hanım? "  Sanki bana bakınca kalbi yumuşamış gibiydi, sakinleşti, derin bir nefes aldı , kalbimi kırmamak için özenle seçiyordu kelimelerini. " İyiyim annecim. " Azra Hanım dememe karşılık 'anne' kelimesini bastırarak söylemişti. Ateşlendiğim gece kendimden o kadar geçmiştim ki... 

 Diyemezdim ki ona. O gece öleceğim sandım. Sana doya doya 'anne' demeden ölemezdim diye. 

  Tüm gücümü toplamak istercesine bal rengi gözlerine baktım. "Azra Hanım, beni mezarlığa götürür müsünüz? Çayından aldığı yudumu zoraki yuttu. "Eylül, benim İstanbul'a gitmem gerek. Dedenden kalan holdingin işlerini halletmem lazım buradan yönetmek için."

    "Dede"n lafını duyunca bile içim ürperiyordu. Daha geleli 1 hafta olamadan.Neyin işiydi bu böyle ? Gözlerim istemsiz doldu. Gözlerimi kaçırmaya çalışır gibi tabaktaki zeytinlerle oynadım. "Kaç gün?" Azra Hanım anlamış olacak ki kalktı yanıma geldi.  "Bu işleri halledebileyim ki bir daha gitmek zorunda kalmayayım. " Israrla soruma cevap vermiyordu. "Kaç gün?"      "3..."

 "Ben doydum" dedim anlasın istercesine. 15 senedir kızının ölüm yıldönümü olarak bildiği günü nasıl unuttu?

  Üçüncü günün öğlenine kadar ne aradı ne sordu beni.  Elmas'ı arayıp benle ilgili rapor alıyordu ama beni arayıp "Nasılsın? Seni  özledim" demek zor mu geliyordu ? 

  Öğleden sonra üç gibi dışarı çıkacaktım. "Nereye gidiyorsun Eylül?" Mutfaktan gelen sese döndüm. "Biraz hava alacağım Elmas Abla, Azra Hanım sorarsa öyle dersin, hani sürekli rapor veriyorsun ya "Eylül şuan odada Azra Hanım , hiç yemek yemiyor, pek de konuşmuyor Azra Hanım"

Elmas Abla buruk bir gülümsemeyle karşılık verdi "Aman , gözünden de bir şey kaçmasın" 

   Çıktım, dolaşıyordum biraz. Kaybolmamak için çok uzaklaşmamaya dikkat ediyordum. Birkaç saat sonra eve geldiğimde, Azra Hanım beni kapıda bekliyordu. "Neredesin sen?" 

Dolaştım biraz,şimdi mi umursar oldu beni.

  "Biraz hava almak için çıktım sadece,hoşgeldiniz." Özlemiş gibi görünüyordu. Daha fazla dayanamadı,sarıldı. Ben ona kırgındım. Karşılık vermedim pek. 

   "Hadi hazırlan Eylül, gidiyoruz!"

   "Nereye?" Gülümsedi. "Ailenin geri kalanıyla tanıştıracağım seni." İyice gerilmiştim. Arabaya bindik. Kendi kullanmak istedi, yanına oturdum ben de. "Kemerini tak!" Dalmışım,duymamışım söylediğini. Sesinin tonunu yükseltti. "Eylül'cüm kemerini tak!" ....İrkildim bir anda. "Özür dilerim dalmışım." Gözleriyle süzdü beni. "İyi misin sen?" ..... "Değilim, bugün gitmesek olmaz mı?" El frenini çekti, bana doğru döndü arabanın içinde. "Kendi derdime düştüm,seni unuttum. Neyin var bitanem?" Söylesem mi söylemesem mi diye içim içimi kemiriyordu. "Beni niye aramadınız hiç? Merak etmediniz mi?" Şaşırdı. " Seninle daha yeni yeni tanışıyoruz. Seni böyle,bir anda sıkmak istemedim. Aklım hep sendeydi. Böyle düşündürdüysem özür dilerim. " 

"Peki..." 

"Yok, yok söyle sende başka bir şey var." 

"Ya aileniz kabullenmezse,sevmezse beni? Beni 15 sene önce istememişler,şimdi isteyecekleri ne malum?" Elimi tuttu. "Neden istemesinler.? Sen benim kızımsın. .. Eylül bak, senin biraz kafan karışmış, gelince bunları detaylı konuşalım tamam mı? İçimi rahatlatmaya pek yetmedi bu sözler ama onu üzmek istemiyordum. "Tamam" Aklına bir şey gelmişçesine döndü. "Bana Azra Hanım demeyeceksin değil mi?" .. :) Gülümsedim. "Dememeye çalışırım."

    Kapıda bekliyorlardı bizi. Bir sevgi bir sıcaklık anlatamam. Annemin annesi Gülsüm Hanımla tanıştık son olarak. "Hoşgeldin Yağmur!" dedi elimi sıkarak. 

Yağmur mu? Bu ismi ikinci duyuşum. Yağmur kim?.....Yaşlılar isimleri karıştırır hep diye düşünerek aldırmadım.  

Mutfağa su içmek için girecektim , Azra Hanımla Gümsüm Hanımın konuşmasına açıkça şahit oldum. 

-Nerden biliyorsun kızın olduğunu? Dna testi falan yaptırsaydın. Pek varoş bir tipi var. Bu devirde dikkat etmek lazım kızım. 

-Eylül benim kızım anne. Bu kesin,eminim zaten. 

Gözlerim doldu,yutkunamadım. Onlar beni gördüklerinde de zaten cok geçti. Azra Hanım'ın gözleri fal taşı gibi açılmış, "Eylül ?" dedi konuştuklarını duymadığımı umarak...

    Kaçmadım. Kaçmak, sineye çekmek bana göre değildi. Hiçbir zaman da olmamıştı. Nefesimi tuttum, yanlarına kadar yürüdüm. Gülsüm Hanım'ın gözlerine bakarken ateş saçtığımı hissedebiliyordum. "Ben... Varoş değilim. Siz öyle demek isterseniz,kendini öyle mutlu hissediyorsanız diyin. Yalnız benim şu halde olmamın tek sebebi, sizin güç delisi kocanızın egosundandır. Beni 15 yıl annemden ayırdı, babamın ölümüne sebep oldu o . Siz de en az onun kadar suçlusunuz. Varoşmuş... Sizin yüreğiniz varoş. Önce insan olun ya. Paranız yetmiyor değil mi insanlık almaya ? Sizi Allah'a havale ettim ben. " 

   Gülsüm Hanım kustu bütün öfkesini , suratıma inen tokadıyla... Benim içim soğumuştu çoktan. Canım yanmazdı artık. Ya da o yakamazdı canımı. Yine de gözlerime hakim olamadım. Sinirden kuduruyordum. "Sen buna tokat mı diyorsun? Ben yuvada bunun kaç katını yedim biliyor musun sen? Benim canımı yakamaz senin bu hareketlerin.. " 

   Azra Hanım araya girdi. Evden çıkarttı beni. Onun beni takip etmesini umursamazca koşarak uzaklaştım. Yoksa kötü bir şey diyecektim biliyorum.  Taksiyle geldim eve. Yorganın altına girip kafamı yastığa gömdüm. İçimden gelen çığlıklara sakinliğimle cevap vermem hoşuma gitmiyordu. Kalktım. O gün hiçbir şey yememiş olmanın , yaşadıklarımın etkisiyle bayılmışım. 

AnnenWhere stories live. Discover now