İhanet

904 31 3
  • Dedicado a Merveee
                                    

Konuyla ne alaka bilmiyorum ama çok büyük bir MİNE TUGAY hayranıyım arkadaşlar. İlerde dizim olsa, (AHH NERDE O ZAMANLAR) oynamasını isteyeceğim tek kişi o olurdu. Aldlslsd bi de bunu okuyomuş dlfldld Hadi devam :D

Gözlerim kapalı, sadece etrafta olanları duyabiliyordum. Gözümü açtığımda karşımdaki kişi...

"Sen kimsin? Niye kaçırdın beni?" Umursamıyordu dediklerimi, telefonuna bakıp duruyor, kafasını çevirip çevirip gelecek birini bekler gibi ofluyordu.

Beklediği kişi geldi bir süre sonra. Sanırım beni kaçırtan da oydu.. "Sen!" dedim, en korkulu tonumla..

"Ben seni tanımıyorum, kimin köpeğisin sen? Ananem olacak o kadının mı?" Güldü.."Siz çok yanlış anlamışsınız Eylül Hanım!" Bu derin bakışlar, bana bir yerden tanıdık geliyordu.. Nerden ama !? 

"Ne istiyorsun peki benden?"

"Senlik bir sorunum yok benim.. Kendim olanı istiyorum ,yetmez mi?"

Korkunun da yarattığı dengesizlikle güldüm,

"Benden ne istiyorsun o zaman kardeşim?!"

"Sen de amma safmışsın be.. Böyle zengin aileye, böyle kız.. Oluyor mu hiç?!"

"Anladım ben seni.. Sen ananem olacak o kadının köpeğisin! Dolaşmaya çıkarıyor mu arada seni? Pati veriyor musun anneye?"

Dediklerim onu sinirlendirmiş olacak ki,yüzüme attığı o sert tokatla yere savruldum.

Güçsüz hissediyordum karşısında, bir başına, kimsesiz, yapayalnız...

Öyle dizilerdeki gibi direkt ailemi arayıp fidye falan istemedi, günler geçmişti ve beni halen esir tutuyordu.. "Biraz daha merak etsinler seni.."

Kulübe gibi yerin kapısını açtığında,gün ufukta doğmuştu çoktan..O kaba ellerini birbirine sürterek keyiflendi,

"Büyük gün geldi Eylül Hanıım!'

Anlamsız bakışlarım onu iyice keyiflendirmiş olacak ki durdu ve birkaç saniyeliğine şaşkınlığımı izledi.. "Halen anlamadın değil mi?! Bir de senin için zeki kız derler.."

Bağlı ellerimle alay edercesine uzattı elini, "Böyle tanışmak istemezdim Eylül Hanım, memnun oldum tekrar , ben Tarık Özgün..ÖzAr şirket hissedarı, babacığının biricik ortağı, işler biraz iyi gitse kayınpederin de olacaktım da. Benim oğlanın salaklığı işte, kusuruna bakma.."

Kafamda, kalbimde büyük cam kırıkları, bildiğim bütün doğruların yanlış olduğu yerdeydim. Kurduğum bütün varsayımların çöpe gittiği, yalan temeller üzerine inşaa edilen gerçeklerin de birbir yıkıldığı andayım..

"Sen!? Yiğit'in babasısın değil mi ?"

Kahkahalarla karşılık veriyor soruma. "Sonunda biraz da olsa anlaşabildik Eylül.."

"Artık gitmemiz gerek." diyerek çözdüğü ellerimle kapıdan kaçmaya çalışıyorum. Önüme çıkan hiçbir kişi bu kadar canımı yakamazdı heralde. "Sen, bunu nasıl yaptın bana? Kandırdın beni! Bir an olsun güvenmek istedim be.. Koşulsuz güvenmek!" Başı öne eğik, kaçmayayım diye de önümde duran Yiğit, gözlerime bakamıyordu.

"Kaldır kafanı da bana bak!" Gözlerimden süzüldü yaşlar, göğsünü yumrukladım,"Nasıl yaptın bunu bana?! Yalan mıydı her şeyin, sevgin, o sahiplenmelerin! Paranın köpeği mi oldun sen de?"

Babası girdi araya, "Oğlum, benim güzel kızımızın ailesiyle işlerim var, arayınca sen getirirsin Eylül Hanım'ı."

Kaçırılmam falan umrumda değildi o an, yediğim ihanetin, dost kazığının peşindeydim ben. Omuzlarından itekleyerek konuştum, "Nasıl yaparsın bunu bana ? Yalan mıydı o sahiplenmelerin, benim için kavga etmelerin? Nasıl? İşiniz bitince sen mi öldüreceksin beni? Babanın intikamını sen mi alacaksın benden?!"

Bu fikir onu da korkutmuş olacak ki kendini savunmak istedi,

"Eylül! dinle.! Başta evet, babamın intikamı için arkadaş oldum senle, seni daha yakından tanımaya çalıştım hep.. Fakat sonra işler istediğimiz gibi gitmedi, aşık oldum sana be! Bunları yapmak beni de nasıl yaralıyor görmüyor musun?!"

Soluk aldım derin derin, " Sen mi öldüreceksin beni?"

"Hayır! Ölmeyeceksin,buna izin vermem, sana zarar gelmesine asla izin vermem diyorum sana! Sana aşık oldum ben. Ama o adam da babam! Senin baban yüzünden olmuş her şey!"

Aklıma gelen fikir... Gerçek olma ihtimali bile kahretti beni.. Titreyen dudaklarımda sordum," Babamı da mı siz öldürttünüz?"

Önüne eğdiği başı yetmişti sorunun cevabına. Oturdum , hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Elini omzuma koydu, " Böyle olsun istemezdim Eylül!"

"Sana bir şeyler hissettiğime inanamıyorum.. Seni sevme ihtimalimi düşünmek bile deli ediyor beni.! Senden, nefret ediyorum! Allah hepinizin ..."

Ben cümlemi bitirmeden kalktı yanımdan.. Dışarı çıktı,birkaç dakika sonra hızlıca girdi içeri, birilerinden kaçar gibi eğildi, dışarıyı gözetledi.. Gözlerimi sildim, "Napıyorsun sen?!" Elimden tuttuğu gibi gözetlediği kapıdan çıkarttı beni ," Seni kaçırdığım yerden kaçırıyorum. Sana bunu yapamam Eylül!"

Elinde anahtarı olan arabaya bindirdi bizi, fazla vaktimiz yok, çabuk, seni eve götüreyim."

"Babannemin evine götür beni.Orası daha güvenli."

Kullanmama izin verdiği telefonla da iyice şaşırmıştım,"Amacın ne senin? Öldürmeden son kez annemin sesini duymama izin mi veriyorsun?"

"Sana bunu yapamam ben! Ailene kavuşturacağım seni! Eylül, ben seni tahmin ettiğinden de çok seviyorum, nolur affet beni!"

Cevap bekleyen gözleri, sessizliğimle aldı tüm cevabını.. Hızlıca tuşladığım telefon numarasıyla annemin sesini duymak... Sanırım önceden hazır, bu telefonu bekliyormuşcasına hızlı açıldı telefon, "Alo?"

"Anne, benim Eylül.. İyiyim merak etme , lütfen hemen babannemlerin evine gelin." 

Ani fren yapan arabada sarsıldım. Gerçekten de.. Beni öldüremeye mi karar vermişti? 

"Ne yapacaksın bana?"

"Korkma, hiçbir şey yapmayacağım ama bilmek istiyorum, ailenin yanına gittiğimizde yüzüme bile bakmayacaksın değil mi?"

"Sen bir yalancısın, nasıl bakabilirim?"

Daha fazla konuşmama izin vermedi, dudaklarıma yapışan dudaklarıyla, ondan ayrılmama izin vermeyen kolları.. "Beni büyülüyorsun.." 

AnnenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora