Mor Göz

1.1K 35 1
                                    

NOT: Kim olduğunu anlamadıklarına dair mesaj geliyor , Belki dikkatli okumadığı için anlamayanlar olmuştur. AHMET, Elmas'ın oğlu arkadaşlar! .

Arabadan indiğimizde Yağmur " Annee!" diye ağlayarak geldi, boynuna sarıldı annemin. Bense gözlerimi yerdeki taşlara dikmiş, kıpkırmızı gözleriyle Yağmur'a ne oldu diye düşünüyordum. İçeri girdik, " Anne, seninle özel konuşabilir miyiz?" Annem korkmuş, Yağmur'un titremesini durdurmak için sımsıkı sarılmıştı. Gözleriyle izin istedi benden, yalnız konuşabilmek için.. Merdivenlerden çıktım, üstümde emanet gibi duran kıyafetleri çıkarttım, saçlarımı topuz yapıp makyajımı sildim. Evde bıraktığım telefonuma baktığımda Yiğit'ten 24 cevapsız arama ve 17 mesaj vardı. Ama artık yeter.! Saatin kaç olduğu umrumda değil gibi aradım Yiğit'i.. "Ne var, ne arayıp duruyorsun beni? Sapık mısın olum sen?" 

"Eylül, bak dinle beni.. Ben çok üzgünüm..." 

"Asıl sen beni dinle Yiğit!. Bak , sana insan gibi söylüyorum, beni aramanı, etrafımda dolanmanı, arkadaşlarıma zarar vermeni istemiyorum. Şuan sakin sakin konuşuyorum seninle ama bir dahaki sefere bu böyle olmaz. Ciddiyim. Seni görmek istemiyorum. Anlasana beni ya. Senin yüzünden annemle aramın kötü olmasını istemiyorum. " 

Tüm konuşmamı nefessiz dinlemiş, son bir umutla cevapladı , " Peki seni son bir kez görebilir miyim?" 

"Tamam, çardakta olacağım 5 dakikaya.." 

Annem ve Yağmur salonda değillerdi. Kapının önünde araba da yoktu. Neler döndüğünü bir anlayabilsem.. 

Çardakta buluştuk, gözleri kıpkırmızıydı Yiğit'in. Gerçekten ağlamış mıydı? Benim için.. Yaşadıklarımız için ağlamış mıydı?

Sakinliğimden taviz vermemeye çalışıyordum. " Seni dinliyorum Yiğit." 

"Biliyorum, seni çok üzdüm. Saçma bir kıskançlıkla Ahmet'e de vurdum biliyorum ama gerçekten bir daha olmayacak Eylül. Bana nolur bir şans daha ver. "

BİR ŞANS!

"Sana ve annene kendimi affettireceğim. Ahmet'ten özür dileyeceğim, istediğin gibi bir insan olacağım. Nolur yapma bunu bana. " 

O gece hiç bitmez gibi geldi bir an. " Seninle yeni tanışıyoruz. Beni niye bu kadar önemsiyorsun?" 

Gülümsedi, " Sen farklısın, tüm kızlardan, hepsinden. Sporu seven kaç kız var şu hayatta. Süper ligi takip eden, makyajsız bile harika görünen, asabi ama sevgi dolu. Bana her bakışında kalbine kadar dokunabildiğim kaç kız var.?"  

"Seni affetmiyorum Yiğit. Fakat eskisi gibi olmayı, unutmayı deneyebiliriz belki.. Haa bu arada şu özür işini herkesin önünde ve bir an önce yapsan, çok iyi edersin." 

Ertesi gün okula tek başıma geldim. Annem de Yağmur da yoktu evde.

    Okulda yine süper dörtlü geziyorduk, okulun kız basketbol takımı olduğunu duymak, bugün aldığım en iyi haberdi sanırım. Spor salonunda çalışmaları var diyince bizimkileri ekip onları izlemeye gittim. Acaba beni de takıma alırlar mı diye düşünürken o teklif beden hocasından geldi. Haftaya yapılacak maçta benim de oynamamı istiyordu, " Gerçek maç öncesi hazırlık maçı yapmayı düşünüyoruz ama diğer okullarla yapmayı kabul etmiyor, kız takımında da yeteri sayıda adam yok. " 

-"Hocam erkek basketbol takımıyla yapsak?" 

Ertesi güne bir maç ayarladık. Beden hocası bizzat bütün sınıfları gezip duyurusunu yapacaktı. 

Eve geldiğimde teyzem evdeydi. " Esra Teyze, neler oluyor? " 

"Olan bir şey yok Eylül'cüm. Yağmur'un her zamanki sorunları.. " 

AnnenWhere stories live. Discover now