Sil Baştan

693 22 5
                                    

Özür dilerim, çok uzun zaman oldu Seda haklısın. Elimden gelen bir şey değil.. Fiziğe ayırmam gereken süreyi harcıyorum şuanda da.. Gram pişman değilim yine de.. Hızlıca başlayalım. Sabırsızız hepimiz..

Son bir çırpınıştı bu, son bir iç çekiş..
Denizin derinliklerinde bulamadığı mutluluğu yüzeyde arayan bir balık gibiydim o an..
Can çekişir halde pürüzsüz ve o mat beden inip çıkarken ha bire , ağzı, solungaçları sonuna kadar açık... Sonsuz güven denizinden bu susuz bedenime bir damla düşsün diyeydi çırpınışlarım..

Eylül... Umutlarını, mutluluklarını, gençliğini, çocukluğunu, arabanın altına atmış, güçlü karakterinin altında ezilmiş bir genç...

Tek bir şey istedim senden be anne..Birazcık sev istedim beni.. Biraz be.. Şeker hastalarının çayına gizlice attığı şeker kadar da olsa sev..

Siren sesleri acı acı bağırırken kaldırırsın kafanı " Allah yardımcısı olsun. " çıkar mırıldanırken dudaklarından.. Tahmin edemezsin çoğu zaman, "Allah başımıza vermesin." diyip sıyrılıverirsin kendince..
Ambulansın içindeki için ise, hayatın acı gerçekleri vücudunu kasarken, nefes alıp vermekte zorlanır çoğunlukla o minicik beden..

" Dayan ! " diyor herkes. "Eylül, dayan!

Acil kapısı görünüyor yolun sonunda, ambulans hemşiresi anons geçiyor, "Acil kapısına gelmek üzereyiz, hastanın adı Eylül Aras,16 yaşında, trafik kazası, duraksıyor hemşire.. Ürkek bedenimde göz gezdirirken tekrar başlıyor anonsu, " Yol boyu iki kez kalbi durdu, acilen ameliyata alıması gerek, kan grubu 0 Rh(-) Tekrar ediyoru...
Anonsu tekrar duruyor, "Erkan sağa çek! "
Ambulans şöförü de aniden fren yapıyor, 3. kez duruyor kalbim, dayanamıyor, kaldıramıyor olanları... Yeniden ve yeniden.
"Yaşa be kızım, bu hayatta yaşayacak daha çok şeyin var.."
Duyuyorum onu.. Cevap veremiyorum sadece.. "Ben başta kaybettim!"
Yaşı daha genç stajyer sesleniyor, "Melek Abla, kız öldü, ex, bırak artık!"
"Ellerini çek !" diye bağırıyor başucumda tecrübeli hemşire..
"Hayır, dayan yavrum, lütfen dayan.."

Israrlı hemşire bu genç bedeni 3. kez geri getiriyor hayata...
Alnından ter boncuk boncuk dökülürken, sedyemi indiriyorlar aşağı.. Ardımdan bakakalıyor öylece...
Başımdaki koşuşturma bitmek bilmiyor.. Koşmakla yürümek arasında bir tempoda acil ameliyathanesine alıyorlar beni..

Saatler sürecek olan bir bekleyiş...
"Bilinci kapalı, şiddetli iç kanaması!

Sıçrayarak kalkıyorum yerimden..Gün doğmuş, hava aydınlık.. Kapı açılıyor aniden..
"Uyandın mı güzel kızım?"

Resimlerden tanıdık gelen bu yüz...
"BABA?" kelimesi dökülüveriyor çatlamış dudaklarımdan.. Yanıma geliyor babam.. Bir ömür sürüyor sanki bana dokunması...
Zeytin tanesi gözleriyle süzüyor bedenimi.. Kokusunu doya doya çekemeden bir ses yankılanıyor duvarlarda, bir anda silikleşiyor her şey...

" Atlattı mı?" diyor buğulu bir ses..
"Biz elimizden geleni yaptık, yarın sabahı bekleyeceğiz uyandırmak için.."

Uyanmak mı? Uyanmak isteyen kim ki? Şu hayatta gram sevilmiyorken, kalkıp bu hayata sil baştan mücadele etmek isteyen kim ki?!
"Atlatır benim kızım." diyor tekrar bu titrek ses...

"Atlatır tabi.. Siz ayakta kalın, dik durun ki kızınız uyandığında da yanında olabilesiniz."

Bahadır giriyor araya, "Bak o güçlü bir kız belli ki... Uyansın, anne-kız, eski güzel günlerinize dönersiniz inşAllah... "

Duraksıyor konuşmalar.. Ellerimi kavrayan bu soğuk el de kimin?
"Biz.... Senle hiç hayal ettiğimiz gibi olamadık Eylül'üm.. Benden tek bir isteğin vardı, seni sevmemi istedin yalnızca.. Ben onu bile beceremedim.. Üzdüm, yıprattım seni.. Paramparça ettim belki... Sen her seferinde 'Annem' diye kalktın ayağa.. Haklısın. Sonuna kadar haklısın hem de.. Ama nolur tekrar kalk! Nolursun! Kalk, haklıyım de, kız, bağır çağır, ama gitme be..
İstersen yaşamazsın benimle.. İyi olduğunu duysam da yeter. Kızımın bir yerlerde nefes aldığını bileyim en azından..
Bana bu acıyı yaşatma. Nolursun yaşatma.. "

AnnenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora