İyi ki Doğdun!

1.2K 45 3
                                    

 Merhaba Arkadaşlar.. Hergün okuyucu sayımız 100 kişi artıyor. Beni ne kadar mutlu ettiğinizi bilemezsiniz. Burdan birkaç kişiye teşekkür ederek başlamak istiyorum izninizle. Öncelikle tabiki anneme ve babama, beni cesaretlendirdikleri için, Gizem'e,elbette beni böyle bir zamanda hiç yalnız bırakmadığı için, Teyzeme,Gökçeye ve daha birçok arkadaşa sonsuz minnet duyuyorum. Son olarak bana verdiği gazla bu işe kalkıştıran , kardeşim Zülalime ,Mert'e ve Hakan'a çok teşekkür ederim. İyi ki iyi ki varsınız. Bir insan ne kadar insan olursa olsun.. Yanında sadece sevdikleri olunca tastamam oluyor.

Not: Kitabın kurgusunu bitirdik. İyi okumanızı tavsiye ederim.İşler her an Dallas'a dönebilir... (.Fikir ve yorumlarınız için her zaman açığım.)  

Uyandığımda başımda Azra Hanım, "Eylül? Kızım iyi misin sen? Bir yerin ağrıyor mu ?" Sorularına mahsur kalmış bedenim ve hafif bir sızıyla onu destekleyen başım vardı. İyi olduğumu farkedince direkt konuya girdi : "Dün gece... Yaşadıkların için çok üzgünüm. Bunları yaşamanı hiç istemezdim bitanem." Gözlerimi sağa sola kaçırarak cevap verdim : " Sizin bir suçunuz yok , bu konuda huysuzluk edip sizi üzemem asla."

     Tedirginliği tamamen uçup gitmiş, tüy gibi hafif devam etti " Anlayışlısın. Bu özelliğinle babana o kadar benziyorsun ki ..." Konu babama gelince yasak bölge gibi oluyordu. Konu değiştirmek istercesine sordum: " Herkes beni 'Yağmur' diye biriyle karıştırıyor. Kim bu Yağmur ? " Klişe dizi veya kitaplardaki gibi içeri birinin girmesini, evin yıkılmasını falan bekledi heralde Azra Hanım. Aradığını bulamayınca bana döndü ,"Tanımazsın, eski bir akrabamızın kızı..." Bu cevap benim için kafiiydi. Günün geri kalanını odada film seyrederek geçirdim. "Star wars" ... Benim için yeri apayrı. İzlesem de doyamam, her seferinde hiç izlememiş gibi tekrar heyecanlanırım izlerken.

    Ertesi gün doğum günümdü. Ailem için ne kadar buruk, beni kaybettikleri günse ; benim için de bir o kadar acı verici, yalnızlığımın tescil tarihi gibi görünür olmuştu büyüdükçe gözümde .

    Akşama doğru sitenin içinde dolaşmak için çıktım. Koşu alanı gibi bir yer vardı sitenin etrafında. Ben de onlara takıldım, kulağımda müziğim, ritme ayak uydurmaya çalışıyordum. Biraz ilerden yürüyen kıza yetişmek istercesine hızlandım. 'Kıvırcık' lakabını taktığım atom fare durmuyordu ki . Birazcık da deparla yetiştim sonunda . Kolundan tuttuğumda nefes nefese kalmışken o beni farketmemişti bile . Tanıştık hemen . Adının 'Masal' olduğunu öğrendiğim kız beni o kadar yormuştu ki ona biraz soluklanmayı teklif etmem kaçınılmaz oldu. Konuştukça birbirimizle oldukça çok ortak yönümüz olduğunu anladığım kız , birden hayatıma yeni bir soluk getirmişti. " Daha Ankara'yı gezmedin mi ? Bu hafta sonu seni deliler gibi gezdireceğim o zaman şehirde " anlaştık sözleştik , günün ortasında olduğumuzu unutmuş, onla derin bir sohbete dalmışız . İyi gelmişti bana. Ya da iyi gelsin istiyordum. Zengin ukala kızlarına bakarak oldukça hanımefendi,alçakgönüllü,sevecendi gözümde. 

   Kapıya geldiğimde susuzluktan ölüyordum.  Girer girmez mutfağa yönelmemle birine çarptım. "Özür dilerim, görmedim karanlıkta." Bir yandan üstüne dökülen içeceği temizlemeye çalışıyor bir yandan bana çemkiriyordu : " Bir de ben mi özür dileseydim, üstümü başımı mahfettin." Alttan almak gibi bir düşüncesi yoktu, olmasın. Benim hiç olmamıştı ki : "Uzatmasana, özür diledik işte, kazadan da mı anlamıyorsun!?" Üstüyle uğraşmaktan vazgeçmiş, üstüme üstüme yürüyordu : " Özür dileyince geçmiyor ama " İyice sinirlenmiştim. Ellerimi sıktım. "Üstüme üstüme gelince korkacağımı mı sanıyorsun?" Beklemediği bir anda itekledim , yere kapaklandı. Sese geldi Elmas Abla'yla Azra Hanım. Yanındaki çocuk ve bizimkiler aramıza girmeye çalışsalar da pek başarılı olamıyorlardı.  "Çarptık, insan gibi özür diliyoruz. Sen ne sandın beni ? Üstüme yürüyüce korkarım mı sandın ha ? "  

AnnenWhere stories live. Discover now