| t e n |

1.7K 163 29
                                    

Korkuyla gözlerimi açtığımda nefes nefese kalmıştım. Kendimi sakinleştirmek için elimi göğsüme koydum ve derin nefesler aldım. Gördüğüm bir kabustu ve neredeyse kabus olduğu için sevinecek durumdaydım.

"Jimin? İyi misin?" Sınıf kapısından henüz yeni giren Hoseok bana doğru yürürken başımla iyi olduğumu onayladım.

"Bir şeyin varsa söyle."
Başımı iki yana salladım "İyiyim sadece kabus gördüm."
Kaşlarını çattı "Sen derste uyuyor musun?"
Omuz silktim "Çok uykum vardı."
"Derslerini önemsemen gerek biliyorsun değil mi. Okul boşaldı ve sen saatlerdir uyuyorsun belli ki."
"Teneffüste hiç yanıma geldin mi?" Dedim derslerim hakkında dediği şeyler umursamadan.

"Gelemedim çünkü sınıftaydım ve not tutuyordum. Biliyorsun sınava çok az kaldı."
"Sınavda yapacağından eminim."
"Bilmiyorum. Bugün Namjoon'un evine gideceğim ders çalıştıracağını söyledi."

Arsızca gülümsedim "İyi dersler size öyleyse."
Hafifçe koluma yumruk attı "Kapa çeneni."
"O zaman burdan direk gidiyor musun?"
"Eve yanlız dönsen sorun olmaz değil mi?"

Gözlerimi devirdim "Ordan bakınca üç yaşında gibi mi duruyorum?"
Kıkırdadı "Hayır ama benden iki yaş küçük olman istemsizce koruma iç güdümü ön plana çıkarıyor." Dedi ve saçlarımı karıştırdı.

"Hadi ben gidiyorum. Kendine dikkat et."
"Ederim hyung."
Sınıftan çıkışını izledim. Birkaç dakika daha boş sınıfta uyusam ne olabilirdi ki?

Başımı tekrar sıraya koydum ve uyumayı denedim. Fazla yorgun hissediyordum.

*

Sıramı titreten şey ile gözlerimi açtım. Telefonum titriyordu. Keyifsizce telefonu aldım ve aramayı cevapladım. "Efendim?"
"Jimin...Yoongi."
"Ne?"
"Yoongi bugün beni görmek istiyormuş."
"Yani?" Dedim meraklı bir ses tonu ile. "Buluşacak mıyım?"
"İstersen buluş." Umursamaz sesimle söyledim.

Gördüğüm rüya aklıma geldiğinde gözlerimi kocaman açıp yutkundum. "Yani...şey gitmesen daha iyi sanırım."
"Bir sorun mu var?"
"Y-yok."
"Hadi ama seni tanıyorum. Bir sorun var."

Göz devirdim. Rol yapmakta berbattım.
"Bir şeylerin ortaya çıkmasından çok korkuyorum."
Boğazını temizleyip konuştu. "Hiçbir şey ortaya  çıkmayacak endişe etme dikkatli davranıyorum. Yine de gitme dersen gitmem."
Omuzlarımı düşürdüm. "Pekala öyleyse git."

"Ordan çıktığımda beni almaya gelebilir misiniz?"
"Hoseok şu an burada değil Namjoon ile işleri var fakat müsait olursa ona sorarım."
"Tamam. Görüşürüz."

Cevap vermeden telefonu kapatıp cebime attım ve oturduğum yerden kalkıp sınıftan çıktım.

*

Ayaklarım geri geri giderken Seo'yu almaya gidiyordum. Hoseok işlerinin uzadığını ve gelemeyeceğini söylediğinde bu işi tek başıma halletmek zorunda kalmıştım.

Sinirle lokantanın önüne geldiğimde bacaklarım yürümekten titriyordu. Aptallığım tutmuştu ve ben araç kullanmayı reddetmiştim. Tam olarak yarım saattir de yürüyordum.

Elimi cebime atıp titreyen telefonumu çıkarttım. Seo arıyordu. "Efendim?"
"Geldin mi?"
"Evet. Ne zaman çıkarsın?"
"Şimdi kalkıyorum girişte bekle."
Onaylayan mırıltılar çıkarttıktan sonra telefonu kapattım. Gergin ve sinirli hissediyordum.

Birkaç dakika boyunca giriş kapısında dikildikten sonra bana doğru yürüyen arkadaşımı görünce sırtımı dikleştirdim ve ellerimi ceplerimden çıkarttım. "Biraz hızlı olalım o da arkamdan kalkacağını söyledi."
Dediği gibi yaptık ve hızlı adımlarla lokantadan çıktık.

*

Şaşırtmayı severim ;)

Şaşırtmayı severim ;)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
i'm not girl (i can't remember) • yoonminWhere stories live. Discover now