| t w e n t y s i x |

1.3K 113 25
                                    

Kütüphanede ders çalışacağımı söylesem bile onu eve gönderememiştim. Benimle kalmak istediğini söyleyip duruyor bir türlü ikna olmuyordu. Sonunda yenilgiyle yanımda kalmasını kabul ederek onunla beraber kütüphanenin olduğu kata indim.

"Sıkılmayacak mısın burada?" Diye sordum. Başını iki yana salladı "Yapacak başka bir şeyim yok o yüzden burada kalmasam bile sıkılacağım."
Boş bir masaya geçip oturdum. Jackson'ın verdiği defterlerden birisini çıkarıp masaya koydum. "İyi o zaman boş durma da bana söyle ben de yazayım."

Defteri açıp önüne koyduktan sonra kalemimi elime aldım ve söylemesi için bekledim. "Ne duruyorsun okusana."
"Gerçekten burada ders mi çalışacaksın?"
Gözlerimi devirdim "Tabii ki Yoongi. Başka ne için burada olayım?"
"Seni rahat bırakmam için diyorsun sanmıştım."
Kaşlarımı çatıp ona baktım. Bu ne demekti şimdi? "Niye böyle aptalca bir şeyi isteyeyim ve sana yalan söyleyeyim?"

Omuz silkti. Masanın üzerinde duran elini tuttum ve konuştum. "Sana yalan söylemem anladın mı? Çok zor durumda kalsam bile söylemem."
Burukça gülümsedi. "Buna beni inandır."
"İnandıracağım, sadece biraz zaman geçmesine izin verelim."

Başıyla onayladı. Elimi elinden geri çekip tekrar kalemi elime aldım. "Artık başlayalım." Dedim.

*

Israrla çalan telefonuna cevap verdikten sonra önemli bir konu olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmıştı. Bazen oldukça merak etsem bile etmiyormuş gibi davranmaya devam ediyordum.

Masanın üzerinde duran telefonumun ekranını açtım ve baktım. Bir buçuk saattir buradaydım, bence bugünlük bu kadarı yeterli olurdu.
Eşyalarımı topladım ve kütüphaneden çıkmak için ayaklandım.

Eve gidip saatlerce uyumak istiyordum fakat aklımı kurcalayan şeyler vardı. Yoongi'nin bana güvenememesine anlam veremiyordum. Pekala henüz birlikteliğimiz yeni başlamış olabilirdi fakat bu demek olmuyordu ki ona her dakika yalan söyleyeceğim ve onu kandıracağım.

Onu gerçekten seviyordum, elbette ki ona yalan söyleyip güvenini sarsmazdım. Bana güvenmesini sağlayacaktım ve ben de ona güvenecektim. Daha iyi olacaktık.

Sonunda okul bahçesini de geride bıraktığımda evin yolunu tuttum. Tamamen mavi rengin akıp ardında bıraktığı kumralımsı rengi saçlarımı arkaya atıp ilerlemeye devam ettim. Artık başka bir renk yapsam daha iyi olacaktı.

Sürekli çıkan işi ve hiçbir şey demeden yanımdan ayrılışları biraz içimde merak uyandırmıyor değildi. Oldukça merak etsem bile sormadan onun söylemesini bekliyordum.
Asıl güven problemi yaşaması gereken bendim. Umarım zamanla bunu aşardık.

*

Eve geldikten sonra saatin akşam sekiz olmasına aldırış etmeden uyumuştum ve sabaha kadar hiç uyanmamıştım. Tabii bunun acısı sonradan çıkmıştı. Yoongi beni defalarca arayıp ulaşamamıştı ve Hoseok'dan annemin numarasını alıp anneme nerede olduğumu sormuştu. Herkes uyuduğumu söylese bile anneme ulaşmıştı.

Sabah uyandığımda bunları duyar duymaz Yoongi'yi arayıp haber vermiştim. Belki biraz geç olmuştu ama geriye dönemezdim değil mi?
Sesi biraz kötü geliyordu ve bu içime kötü bir his bırakmıştı.

Sonunda çıkış zili çaldığında dün yazmayı bitirdiğim konuların olduğu defteri Jackson'a götürmek için ayaklandım ve çantamı sırtladım. "Bu defterle işim bitti, diğerlerini de en kısa zamanda getiririm. Tekrardan teşekkür ederim."
Gülümseyip defteri aldı ve sırasına bıraktı. "Önemli değil Jimin. İstediğin zaman defterleri getirebilirsin acele etmene gerek yok."
"Bu hafta bitmeden hepsini geri teslim ederim fazla seni oyalamak istemem."

i'm not girl (i can't remember) • yoonminWhere stories live. Discover now