| t w e l v e |

1.8K 187 26
                                    

O gecenin üzerinden üç gün geçmişti ve biz bu günlerde Taehyung ile daha yakın hale gelmiştik. Teneffüslerde buluşuyor muhabbet ediyorduk. İyi bir arkadaştı ve onu sevmeye yavaş yavaş ısınmaya başlamıştım. Hala ona Yoongi'den bahsetmemiştim ve bahsetmeyi de düşünmüyordum fakat bazen içimde tutamayacak hale geliyordum.

Hoseok ile okul bahçesinden çıktığımızda her zaman yaptığım gibi koluna girdim ve yürümeye öyle devam ettim. Okul fazla yorucu geçmişti, kendimi yere atacak hale gelmiştim.

"Bugün Namjoon'a gidecek misin?"
Omuz silkti "Konuşmuyoruz artık."
Kaşlarımı çattım "Neden?" Diye sordum merakla. "Bunu anlattığımda vereceğin tepkiyi biliyorum bu yüzden sorma anlatmayacağım."

Yüzüm düştü "Neden?"
"Çünkü vereceğin tepkiyi biliyorum."
"Söz veriyorum seni sinir etmeyeceğim."
"Söz mü?"
Gülümsedim "Söz."

Derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı. "Bir kız ile görüşüyormuş onların kampüsten. Bunun hakkında konuşuyorduk ve o...Ondan bahsederken sürekli gülüyordu."
Anlamaz gözlerle ona baktım. "Vereceğim tepki neydi ki anlatmak istemedin?"
"Ondan hoşlandığımı söylemeyecek misin?"
Kıkırdadım "Zaten öyle olduğu için tekrar etmek istemedim."

Sinirle soluyup kolunu benden kurtardı ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Koşarak ona yetiştiğimde "Şunu söylemeyi kes tamam mı?! Ondan hoşlandığım falan yok!" diye bağırdı.

Bağırdığı için ürkerek konuştum. "Ama öyle gibi davranıyorsun."
"Hiçbir şey yaptığım yok Jimin!"
"Pekala dediğin gibi olsun."
Tekrar yürümeye başladığında koluna yapıştım "Özür dilerim hyung." Dedim üzgün ifademle.

"Ben sadece bazen seni sinir etmeyi seviyorum biliyorsun."
"Ben de seni sinir etmeyi seviyorum ama...Namjoon benim hassas noktam."
Sırıttım. Ondan hoşlandığını kendi söylüyordu zaten.

Öfkeyle gözlerini yumdu. "Sikeyim ondan hoşlanıyorum."
Gözlerini tekrar açtığında ona kocaman sarıldım. "Kabul etmek zor biliyorum ama bu sorun değil biliyorsun."
Başı ile onayladı. "Peki şimdi ne yapacağım Jiminie?"
"Onunla konuşmayı kesme sadece o kızla arasında bir şey olup olmadığını öğren."
Tekrar beni onayladığında yürümeye devam ettik. En başından beri böyle olduğunu biliyordum ve haklı çıkmak bana onur vermişti.

*

"Yine ne düşünüyorsun?" Diye sordu Hoseok. Baygın gözlerle ona baktım "Bu oyunu oynamaktan çok sıkıldım."
"Neyi?"
"Yoongi'ye yalan söylemekten çok sıkıldım."
"Gerçekleri söyle de gör neler oluyor. O çocuk seni mahveder."
Omuz silktim "Artık öğrenmesi gerekiyor. Daha fazla yalan söyleyemem ne olacaksa olsun."

Telefonunu kitledi ve yanına koydu. "Onu kaybedebilirsin ve bunu kaldırabilecek misin?"
Başımı onaylarcasına salladım. "Ondan hoşlanıyorum evet fakat bu ona daha fazla yalan söyleyebilme hakkını bana vermiyor."
"Pekala ne yapacaksın?"
Omuz silktim. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
"Umarım sonunda çok üzülmezsin."
"Umarım."

*

not! Jimin diye bahsettiği kişi Seo olacak belli bir yerden sonra gerçek Jimin'den bahsedecek.

• yoongi •

Önemli bir şey konuşmak istediği için beni evine çağıran Jimin'e geleceğimi söyledikten sonra gergince telefonu cebime koydum.

Ne konuşmak istiyor olabilirdi ki?
Ağır adımlarla arabaya yürüdükten sonra bindim ve arabayı çalıştırdım. Kötü bir şey diyeceğini düşünmüyordum çünkü her şey çok güzeldi.

Kısa bir yolculuğun ardından arabadan indim ve kapıya doğru yürüdüm. Zile basmamın ardından kapı hemen açılmıştı. Jimin gergince bana gülümsedi. Çok dikkatli birisiydim ve insanların duygularını yüz ifadelerinden anlayabiliyordum.

Tuhaf tuhaf yüzüne baktım. Ne olmuştu?
"Bir sorun mu var?"
Başını onaylarcasına salladı ve içeri geçmeme izin verdi. Açıkçası ben de gerilmiştim ve ne diyeceğimi bilemiyordum.

"İçeri gel anlatacağım."
Dediğini yaptım ve içeri geçtim. Ne anlatacaktı? Büyük odaya ulaştığımda içeride tanıdık bir yüzle karşılaştım. Bu çocuğu daha önce birkaç kez görmüştüm fakat daha önce nerede gördüğümü hatırlayamıyordum.

"Selam." Dedi çocuk gergince. Ben de ona karşılık olarak aynı şeyi söyledim ve bir yere geçip oturdum.

"Yoongi bu Jimin. Gerçek Jimin." Dedi çocuğu bana tanıtmak için. Onu iyice inceledim ve anlamsızca onlara baktım. Gerçek Jimin derken? "Ve sana söylemek istediği bazı şeyler var."

Kaşlarımı çattım. Daha az önceden tanışıyor muyduk da bana söylemesi gereken şeyler vardı?

Gözlerimin içine baktı gergince. İstemsizce onu inceledim tekrardan. Bir erkek nasıl bir kızı kıskandıracak güzelliğe sahip olabilirdi?

"En başından beri konuştuğun kişi o değildi bendim." Dedi ve onu göstererek. "O Jimin değil Jimin benim. Çok sarhoştun ve beni kız sanıp numaramı istedin, ben de verdim. Her şey böyle başladı ve burada da bitiyor."

Gözlerimi birkaç kez kırpıp gözlerinin içine diktim gözlerimi. Ne demek istiyordu? Beni kandırmışlar mıydı yani?

"Üzgünüm, kız değilim."

*

I just hit the lotto.

i'm not girl (i can't remember) • yoonminWhere stories live. Discover now