| t h i r t e e n |

1.8K 181 54
                                    

"Hadi Jimin çık şu evden artık." Diye sızlandı Hoseok. Bir hafta olmuştu ve ben hiçbir şey yapmadan evde duruyordum. Okula gitmiyor, dışarı çıkmıyordum. "Kalk diyorum sana."
Omuz silktim "Size iyi eğlenceler."
"Eğer gelmezsen ben de gitmem."

Namjoon ile olan buluşmasına benim yüzümden gitmezse büyük suçluluk duyacağımı biliyordu. O yüzden böyle yapıyordu. "Eminim Namjoon seni heyecanla bekliyordur. Hadi git."
Başını iki yana salladı "Gelmezsen hiçbir yere gitmiyorum."

Hızla nefes verdim. "Tamam. Lanet olsun geliyorum."

*

"Neresi burası?"
"Kafe-bar tarzı bir mekan işte."
"Niye burdayız?"
"Eğlenmek için?"
"Pekala."

Namjoon kolunu Hoseok'un omzunda tutarken içkisini dudaklarına götürdü daha sonra konuştu "Sen de iç biraz, eğlenmene bak."
Omuz silktim. Hiçbir şey yapmak istemiyordum.

"Taehyung ile Jungkook'da gelecek." Dedi Hoseok. Başımla onu onayladım. Her biri eğlenecekti ve ben aptal aptal burada oturacaktım. En başından beri gelmiş olmam zaten bir hataydı.

"Hyung ben eve gitmek istiyorum." Dedim Hoseok'a mızmızlanarak. "Sen gidersen ben de gelirim."
Göz devirdim. Blöf yapmasını iyi biliyordu.

Birkaç dakika sonra mekana giren Taehyung ve Jungkook'u görmemle derin bir nefes alıp verdim. Neden bu kadar mutlu görünüyorlardı? Neden herkes mutluydu?

"Beni çok özledin biliyorum Jimin ama bu kadar belli etmen ilişkime zarar verebilir." Dedi Taehyung baygın gözlerime bakarak. İroni yaptığının farkındaydım ama cevap vermedim.

"Bir haftadır seni görmüyorum. Hoseok hyung olmasa öldüğünü sanacaktım." Dedi bana sarılırken. Karşılık olarak ben de ona sarıldım ve sırtını pat patladım.

"Neyin var Jiminie?" Diye sordu beni kendinden ayırırken. "Hiçbir şey yok Taehyung."
"Bana Tae diye seslenmeni istediğimi milyon kez söyledim. Bu kadar resmi olma."
Göz devirdim. "Kusura bakma ağız alışkanlığı."
Gülümsedi ve ellerimi tutup onunla birlikte oturmama yardım etti.

"Bak biliyorum kısa bir süredir tanıyorsun beni ama ben seni gerçek bir arkadaş olarak görüyorum ve senden bana bazı şeyleri anlatmanı bekliyorum. Sana yardım etmek istiyorum."
Zorlukla gülümsedim. O cidden sıkı bir dostluğa, arkadaş bağlarına ihtiyaç duyan birisiydi ve ben elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyordum.

"Sana anlatsam bana ne tepki verirsin bilmiyorum."
"Kötü bir şey mi oldu?"
Başımı iki yana salladım. Sanırım anlatsam kaybedecek bir şeyim yoktu. Tae benim arkadaşımdı sonuçta öyle değil mi?

*

Hayatımın en büyük şokunu yaşarken buz gibi olmuş ellerimi birbirine kenetleyerek Tae'nin yüzüne aptal aptal bakıyordum. Ona her şeyi anlatmıştkm daha sonrasında ise Yoongi'yi ona göstermiştim. Bana dediği tek şey "O Jungkook'un arkadaşı." olmuştu.

Gözlerimi birkaç kez açıp kapadıktan sonra sordum "Gerçekten mi yoksa bu kötü bir şaka mı?"
"Şaka olsun isterdim fakat ciddiyim. O Jungkook'un en yakın arkadaşı."
Duyduklarıma inanmak gelmiyordu içimden. Nasıl böyle aptalca bir şey tesadüf olabilirdi?

"Lütfen ama lütfen Tae onunla aynı ortama gelmeme izin verme. Anlattıklarım da aramızda kalsın."
Kıkırdadı "Tabii ki öyle olacak merak etmene gerek yok."
Güven verici sesi ile konuştuktan sonra sırtımı sıvazladı. Tae mükemmel bir dosttu.

Birkaç dakika sonra herkes kendi sevgilisi ile ilgilenirken -Namjoon ve Hoseok hariç çünkü onlar henüz sevgili değil- ben de kendi kendime etrafı izliyordum. Kafam çok doluydu ve bu doluluğun tek bir adı vardı. Min Yoongi. Lanet Min Yoongi aklımdan çıkmazken tek yaptığım şey içen insanları izlemekti.

Yaklaşık yarım saat sonra herkes kafayı bulmuş bir şekilde gülüşürken ben evde olmadığım için ağlayacak gibiydim. Kafamı Namjoon ve Hoseok'un olduğu yere çevirdiğimde gözlerim yerinden fırlayacak gibi olmuştu. Hemen kendimi toparladım ve olanları anlamaya çalıştım. Hoseok, Namjoon'un kucağındaydı ve onlar öpüşüyorlar mıydı?

Birden gelen gülmemi tutamayarak yere yatıp kahkaha atmaya başlamıştım. Sonunda istediğim şey oluyordu. Uzun zamandır o ikisinin arasında bir şeyler olsun diye bekliyordum ve sonunda istediğimi alabilmiştim.

Birden yüzüm düşerken düşündüm. Neden herkes sevdiği kişi ile birlikte ve bu kadar mutlu?
Kendime bir cevap vermek istedim fakat denilecek tek bir kelime bile yoktu. Tae'nin önünde duran büyük şişeyi elime aldım ve birden kafaya diktim. İçmeyi sevmezdim ve genelde içmezdim fakat şu an uyuşmaya ihtiyacım vardı. Unutmaya ve bir daha hatırlamamaya ihtiyacım vardı.

Var gücümle şişenin dibini bulduğumda dudağımdan akan damlaları elimin tersiyle sildim. Boğazım çok yanıyordu fakat umursamadım. Çok dayanıksız bir vücuda sahiptim ve biliyordum ki deli gibi sarhoş olacaktım.

Barmen'den bir şişe daha istedikten sonra masaya geri oturdum ve onu da kafaya dikmeye başladım. Dehşet bir şekilde canım yansa da umursamamaya çalışıyordum. Bu yaptığım şeyden iyi sonuçlar doğmayacaktı biliyordum. Tae başta olmak üzere herkes şaşkın şaşkın bana bakarken omuz silkip ikinci şişenin de dibini buldum ve onlara tekrardan döndüm.

"Jiminie? İyi misin?"
Sırıtarak başımı salladım. "Hiç olmadığım kadar iyiyim."

*

Yoongi de dahil olsun artık aq diyenler +1

Yoongi de dahil olsun artık aq diyenler +1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
i'm not girl (i can't remember) • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin