| s e v e n t e e n |

1.6K 170 46
                                    

Dün gece nerede olduğumun hesabını anneme verdikten sonra odama geçmiştim ve birkaç saatlik bir uykunun ardından telefonumun çalmakta ısrar eden zil sesi ile uyanmak zorunda kalmıştım.

Gözlerimi ovalayarak kimin aradığına bakmadan açtım telefonu.
"Bir saat içinde sana attığım konuma gel."
Kaşlarımı çatıp ekrana baktım ardından tekrar telefonu kulağıma götürdüm fakat çoktan kapandığını fark ettim.

Arayan Yoongi'ydi. Neden böyle bir şey istemişti? Sabah olanlar aklıma geldikçe çıldıracak gibi olurken onu çözmek için ipuçlarını topluyordum. Ancak bir deli böyle davranabilirdi. Benden tiksindiğini söyledikten sonra beni evine alıp beni öpmesi daha sonra beni bir yere çağırması aklımı karıştırıyordu.

Telefonu elime tekrar alıp numarasına geldim ve durdum. Derince bir nefes alıp yazmaya başladım.

Gönderilen: Yoongi
Amacın ne?

Gönderen: Yoongi
Sorgulama ve dediğimi yap. Sonuçta dün gece olanlar için bana borçlusun.

Dün gece ne olduğunu hatırlamıyordum ve eğer kötü şeyler olduysa hatırlamak istemiyordum. Bıkkınca yatağımdan kalktım ve üstüme sıradan bir şeyler geçirdikten sonra gelen mesaja baktım. Attığı konum buraya çok uzaktı ve ben tek başıma gidemezdim. Tek şansımın Hoseok olduğunu bilerek odamdan çıktım.

*

"Benim gelmeme gerek var mı?"
"Burada bekle ben derdini öğrenip geleceğim."
Başı ile onayladığında arabadan indim ve cebimden telefonumu çıkarıp Yoongi'yi aradım. "Geldim, neredesin?"
"Geliyorum."

Telefon suratıma kapandığında telefonu cebime atıp beklemeye başladım. Kısa bir sürenin ardından tüm gürültünün sahibi olan binadan çıktı ve bana doğru yürüdü.

"Neden beni çağırdın?"
"Görmen gereken bir şey var."
Bıkkınca ona baktım. "Bak hakkımda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama canın istediğinde beni öpemezsin ya da istediğin her yere istediğin her saatte çağıramazsın."
Kaşlarını çatarak baktığı birkaç saniyenin ardından kısık sesli bir kahkaha attı "Çok komik birisin aslında."

Göz devirdim "Gül diye demedim ben ciddiyim."
"Bir şeyleri yapmak istersem yaparım. Anladın mı?"
"Şu kötü çocuk triplerinden çıksan daha iyi anlaşabiliriz belki?" Dedim sorarcasına.
"Benden hoşlanan bir erkekle iyi anlaşabileceğimi hiç sanmıyorum sonuçta bu çok hastalıklı bir davranış."
"O zaman neden beni öptün?"

Öylece durdu ve bir şey demedi. "Neden beni evine aldın? Eğer bu kadar iğrenç bir insansam neden bana yakınlaşıyorsun?"
Gözlerini kaçırdı bir süre ardından gözlerime dikti öfke ile bakan gözlerini. Hızlı bir hareketle bileğimden tuttuğu gibi beni az önce çıktığı eve doğru sürükledi. Kapıyı açtığı gibi ilerlemeye devam etti.

Tüm kalabalığın içinden geçip arka taraflara gittiğimizde müzik sesi git gide azalmaya başlamıştı. Büyük bir odaya girdiğimizde bileğimi bıraktı, elinde kadehleri ile muhabbet eden birkaç kızın yanına gidip onlara selam verdikten sonra içlerinden birini sertçe kendine çekip dudaklarına yapıştı.

Gözlerimi kocaman açmış bir şekilde onları izlerken odadakilerin çığlıklarını duyamaz olmuştum. Burnum sızlamaya başladığında göz göze gelmiştik ve adımlarım o an geri geri gitmeye başlamıştı. Bunu yapmasındaki amaç neydi?

Gözümden bir yaş yanağıma düşüp oradan süzülürken koşar adımlarla oradan çıktım ve kendimi zorlukla evden dışarı attım.

Göz yaşlarım istemsizce süzülürken arabaya bindim ve ellerimle yüzümü kapadım. Hoseok hızla bana dönüp ellerimi yüzümden çekmeye çalışırken söylenmeye başlamıştı bile "Sana gitme demiştim beni dinlemedin. Ne yaptı o piç kurusu sana?"

Başımı iki yana sallayıp ellerimi yüzüme daha çok yapıştırdım. Onu sevdiğimi bile bile gözlerimin önünde başka birisini öpmüştü. Kalbim bir bunun için sızlarken benden bu kadar nefret ediyor oluşunu düşündükçe daha çok sızlıyordu.

Beni sevmiyor hatta ölümüne nefret ediyor olabilirdi fakat bu kadarı biraz fazla değil miydi? "Jimin söyle yoksa inip onu geberteceğim."
Yavaşça ellerimi yüzümden çektim. "Lütfen eve gidelim." dedim titrek çıkan sesimle.

Dişlerini sıkarak gaza bastı, direksiyonu kırıp doğru yola girdi. Belki her şeyi abartan bendim. Fazla duygusaldım ve en ufak şeyden etkilenebiliyordum.

"Eğer sana bir şey yaptıysa onu öldürürüm!"
Göz yaşlarımı sildim ve konuşmaya çalıştım "H-hiçbir şey olmadı. Sadece eve gidelim." Dedim. Eve gidip uyumak ve her şeyi unutmak istiyordum. Bunu nasıl atlatırdım bilmiyordum.

*

İstemeye istemeye açtığım gözlerimi anneme diktim. Israrla okula gitmemeye devam ediyordum, sanırım ailem artık buna tepki göstermeye başlayacaktı. "Jimin artık okula gitmelisin."
Gözlerimi ovalayarak yattığım yerden doğruldum. "Gitmek istemiyorum fakat çok uzattım değil mi?"

Başı ile onayladı ve yanıma oturdu. "Neyin var son günlerde? Okulla ilgili bir şey mi oldu?" Dedi. Başımı iki yana salladım "Pek iyi hissetmiyorum işte."
"Bir sebebi olmalı Jimin. Yok yere gitmemezlik yapacak bir öğrenci değilsin."
Umutsuzca omuzlarımı düşürdüm. "Kalbim çok kırık anne."

Sevimli bir gülümseme ile yüzüme yaklaştı ve yanağımdan hafifçe öpüp elini omzuma koydu. "Çok duygusal bir çocuksun biliyorum. En ufak şey bile seni çok kırıyor fakat bunu yapan kimse onunla konuşup bunu halletmelisin."
Başımla onayladım. "En kısa zamanda bunu halledeceğim."

Koskocaman bir yalandı. Artık onun karşısına çıkacak ne gururum ne de cesaretim vardı. Onu kafamda bitirecektim ve öylece devam edecektim.

*
İnş Yoongi'ye çok sövmüşsünüzdür çünkü ben yazarken sövdüm. Bu bölümden sonra her şeyi mahvetme planlarım var hadi bakalım tlwörşwöt

i'm not girl (i can't remember) • yoonminWhere stories live. Discover now