| t w e n t y o n e |

1.5K 141 27
                                    

Dün geceden sonra birçok şey değişecek gibiydi. Biz Yoongi ile garip bir şekilde yakınlaşmıştık, Hoseok ise Namjoon'dan mesaj almıştı. Sanki o gün içimden dilediğim dilek bir şeyleri düzeltmişti.

Her şey dün gece olup bitmiş olmasına rağmen kafamın içi karman çormandı. Söylediği cümle aklımdan çıkmak bilmemişti. "Sana ihtiyacım var. Sana acı çektireceğimi bildiğim halde seni istiyorum."
Bana daha fazla ne yapabilirdi bilmiyordum fakat yeterince acı çekmiş sayılırdım bence.

Düşünmekten kendimi alamıyordum bir türlü. Bundan sonra ne olacağını, ona nasıl davranmam gerektiğini bir türlü bilemiyordum. Düşüncelerimde boğulmamak adına Tae ve Hoseok'un arasındaki boşluğa geçtim, Hoseok'un kucağına başımı koyup uzandım. "Karnınız aç mı? Açsanız Jungkook bir şeyler getirsin."

"Ben aç değilim. Hyung?"
"Ben kurt gibi açım." Dedi Hoseok.
"O zaman yazayım bir şeyler alsın gelirken."
Hoseok onaylayan mırıltılar çıkarttıktan sonra telefonuna geri döndü ve saçlarımla oynamaya başladı. Çok iyi biliyordu ki uykumu getiren bir hareketti bu ve uykumun gelmesini istemesem bile engel olamayacak kadar iyi hissediyordum.

Yüzüstü dönüp kollarımı bedenine sardım. Oldukça rahattım. Gözlerimi yumdum ve rahatlığın tadını çıkarttım. Birkaç dakika böyle geçmişti ardından kapı çalmıştı.

Biz pozisyonumuzu bozmadan yatmaya devam ettik, mecburen Tae kalkıp kapıya baktı. Sesleri duyduğumda merakla başımı kaldırıp oraya baktım. Gelen kişi Jungkook ve beklenmedik
-yani benim beklemediğim- bir misafirdi. Yoongi de buradaydı.

Aptalca bir tepki vermemek için başımı tekrar koydum. Hoseok'un saçlarımda gezinen parmakları yüzünden iyice uykum geliyordu fakat ben uyumak istemiyordum.

Gözlerim onun bu tarafa doğru gelen bedenini takip ederken gözlerimiz buluştu. Pek memnuniyetli bir bakış sergilemiyordu. Oldukça sinirli gözüküyordu. Bakışları sertçe bana değip geçtikten sonra elindeki poşetleri yere bıraktı ve ceketini çıkarıp karşımdaki koltuğa geçti.

Başımı onun olduğu tarafa çevirdim fakat hala Hoseok'un kucağında yatıyor pozisyondaydım. Bir elinin parmakları hızlı hızlı koltuğun kol dayama yerinde ritim tutarken bir eli yumruk sıkmış bir şekilde duruyordu, gözleri tam üzerimdeydi. Bazen Hoseok'a kayan gözleri tekrardan beni buluyordu ve adeta ateş saçıyordu.

Kalbim hızlı hızlı atmaya devam ederken tedirgin bir hal almıştım. Niçin her an üstümüze atlayacak gibi baktığını anlayamıyordum. Cebinden telefonu çıkarttı ve gözlerini benden ayırıp ekrana baktı. Parmaklarının hızlılığından birisine mesaj attığı anlaşılıyordu.

Birkaç saniye içerisinde telefonumun ekranı bildirimle birlikte açılmıştı.

Gönderen: Yoongi
Üst kattaki tuvalete gel.

Cevap vermedim, ekranı kilitledim. O kalkıp giderken alttan Hoseok'a baktım. "Hyung kalkmam lazım."
"Nereye?"
"Tuvalete gideceğim."
Kalkmama yardım etti ardından telefonuna bakma işine geri döndü. Bir şeyleri belli etmemeye çalışarak üst kata çıktım ve tuvalete girdim. İçeride bekliyordu.

"Bir şeyleri hallettik sanıyordum."
Anlamaz gözlerle baktım. "Bir sorun mu var? Çok sinirli gözüküyordun."
"Evet çünkü çok sinirliydim."
"Sorun ne?"
Aşırı derecede gergin hissediyordum. Yine bir şeylerin berbat olmasını istemiyordum.

"Yeni erkek arkadaşın o mu?"
Garip bir ifadeyle bakıp birkaç adım geri gittim. "Anlamadım?"
"Kucağına yattığın piçten bahsediyorum. Dün gece benim kollarımda benim için ağlarken şimdi onunla sürtüyor musun?"
Kaşlarımı çattım. Dün gece olanlar zihinimde canlanırken konuşmak için kendimi hazırladım.

Kısacık bir ağlamadan sonra göz yaşlarımı silmişti ardından şimdilik gitmesi gerektiğini söyleyip ortadan kaybolmuştu. Pekala neden bu güzel andan sonra bu tartışmayı yapıyorduk ki?

"Saçmalamakta üstüne yok. O benim en yakın arkadaşım ve biz sadece öylece yatıyorduk ki biz bunu sürekli yapıyoruz. Mümkünse bir şeyleri öğrenmeden önce hakkımda böyle şeyler söyleme!"

Arkamı dönüp gideceğim sırada hızla önüme geçti ve omuzlarımdan tutup beni yavaş yavaş arkaya yürümek zorunda bıraktı. "Sana güvenebilir miyim?"
Omuz silktim "Sen bilirsin. Tae ve Jungkook bile bizim ne kadar yakın arkadaş olduğumuzu biliyorlar. Zaten..." diyip sustum. Devamını getirmek fazla cesaret gerektirirdi.

"Zaten?"
"Boş ver. Gidelim hadi."
Tekrardan beni durdurdu ve yarım bir gülüş attı. "Devamını getir."
"Zaten seni seviyorken bir başkası ile olmam. Oldu mu?"

Bir şey demesine ve bana engel olmasına izin vermeden oradan çıktım ve aşağı geri indim. Tüm kan yanaklarıma hücum etmişti, ellerim terliyordu. Siktir ben ne demiştim öyle?

"Yemek hazır herkes masaya."
Tae'nin uyarısıyla birlikte herkes masaya hücum ederken o da merdivenlerden göründü.
Aç olmadığımdan oturmayı reddettim ve koltuğa tekrardan oturdum. Umarım bu gece beni utandıracak şeyler olmazdı. Umarım.

*

Uyumayın showtv den bts izleyin sonra bana anlatın çünkü ben uyumaya gidiyorm.

i'm not girl (i can't remember) • yoonminWhere stories live. Discover now