11. Bölüm

71.9K 3.8K 749
                                    

Medya: ZAYN ft. SİA - Dusk Till Dawn

Keyifli okumalar 🦋

•••••••••

POYRAZ

Eylül'ün gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı bana tek bir şey hatırlattı. Kabul ettiğim hayatın gerçek yüzünü.

Sinirle dişlerimi sıktım ve Cesur'a döndüm. "Nereye gittiklerini hemen öğrenin."

"Tamam abi."

Yaklaşık yarım saat sonra ise çalışma odamın içinde sinirle volta atarken içeriye Demir girdi. Gecenin bir yarısı anlamlandıramadığı sinirli halime garip bir ifadeyle bakıp kararsız bir sesle konuştu. "Abi, bir sorun mu var?"

Cevap veremeyecek kadar öfkeliydim. İçki barına adımladım ve kendime bir viski daha doldurdum. Eylül'ün gözlerindeki o hayal kırıklığı çok canımı sıkmıştı. Bardağı kafama diktim.

Neden bakmıştı bana öyle? Daha önce gözlerinde çoğu kez öfke, nefret ve korku görsem de menekşelerinde ilk kez hayal kırıklığı görmüştüm. Bardağı elimden bıraktım ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Ne olmuştu? O Tunç denilen herif benimle ilgili bir şey mi anlatmıştı ona? Ya Eylül, o söylentileri duyduğunda inanır mıydı onlara? Sıkıntıyla nefesimi dışarıya üfledim. Bu neyi değiştirirdi ki? Tüm söylentilerin açıklamasını yapsam bile onu hayatıma alamayacağım gerçeğini ne kadar değiştirebilirdim?

Delirmek üzereydim.

Tüm vücudum öfke girdabında boğulduğu sırada aklıma Eylül'ün yanındaki adam geldi. O an adamın yüzünü darmadağın etmeyi ne çok istemiştim.

Kapı çalınınca Cesur'un geldiğini anladım ve sabırsızca konuştum. "Gir."

Cesur içeriye girdi ve sabırsız halimi görünce beklemeden söze girdi. "Abi, Eylül Hanım'ın evine gittiler. Yani en azından aynı apartmana gir-" Söyledikleriyle çenemin kasıldığını fark eder etmez cümlesini yarıda kesti. "Abi, adamı motoryata almamızı ister misin?"

Tuttuğum nefesimi öfkeyle geri verdim ve pencerenin önüne ilerledim. Gecenin karanlığına baktım. Yine tek bir yıldız yoktu. Tıpkı ruhum gibi zifiri karanlıktı. Zifiri karanlığa baktıkça Eylül'ün korkudan titreyen menekşelerini düşündüm. Ardından Cesur'a döndüm.

"Henüz değil!"

***

EYLÜL

"İyi olduğuna emin misin Eylül?"

Telaşlı gözlerle bana bakan Tunç'a çevirdim bakışlarımı. Hâlâ soluksuz konuşmaya devam ediyordu. "Doktora gidelim ya da yanında kalmama izin ver, aklım sende çünkü."

Başımı iki yana salladım. Duyduklarımı sindirmek için bir an önce kendimle baş başa kalmak istiyordum. "İyiyim ben merak etme, hemen yatarsam daha da iyi olacağımdan eminim. Zaten kötü hissedersem seni ararım."

"Söz mü?"

Onu sakinleştirmek için zorla da olsa gülümsedim. "Söz veriyorum."

O da gülümsedi ve bana doğru bir adım atarak eliyle çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı. "Senin için endişeleniyorum Eylül, anla bunu," dedi yavaş bir şekilde ve yoğun bir şekilde gözlerime doğru bakmaya başlayınca yaptığından rahatsız olup geriye adımladım, çenemi parmaklarının arasından kurtardım. "Gece için teşekkür ederim Tunç, ayrıca bu geceyi mahvettiğim için de üzgünüm."

"Yeter ki sen iyi ol, gerisi mühim değil, yine gideriz."

Yeniden zoraki bir şekilde gülümseyip kilitli kapımı açtım ve içeriye girip hâlâ bana bakan Tunç'a döndüm. "İyi geceler Tunç."

EYLÜL (Raflarda)Where stories live. Discover now