45. Bölüm

66.6K 3.3K 814
                                    

Medya: ED SHEERAN - Thinking Out Loud

Düşünüyorum da nasıl oluyor?
İnsanlar gizemli şekilde aşık oluyorlar
Belki de sadece bir dokunuşla
Bense her bir gün sana aşık oluyorum
Bu yüzden tatlım şimdi
Beni sevgi dolu kollarının arasına al
Binlerce yıldızın ışığı altında öp beni
Atan kalbimin üzerine başını yasla

Keyifli okumalar 🦋

•••••••••••

POYRAZ

Eylül ile Melis'i okula bıraktıktan sonra hastaneye vardığımda Cesur'un durumu hâlâ stabildi.

Camın arkasından Cesur'u izlemeye devam ederken çalan telefonumla bakışlarımı Cesur'dan çekip telefona baktım. Arayan Yasin'di.

"Söyle."

Yasin keyifle gelen bir sesle; "Neredesin?" diye sorunca sabırsız bir şekilde; "Hastanedeyim." dedim.

"Sana harika haberlerim var, yarım saate oradayım."

Telefonu kapatıp öfkeyle dişlerimi sıktım. Anlaşılan bana yanlış yapanın kim olduğunu bulmuştu.  Kızgın bir soluk verip bakışlarımı az ileride beni izleyen Serdar'a çevirdim. "Yarım saate odamda toplanın."

"Peki Poyraz Bey."

Olası bir öfke patlaması yaşamamak için adımlarımı doğruca odama yönlendirdim. Kim ya da kimler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra ise parmaklarımla masa üzerinde gergin bir şekilde tempo tutarken Yasin'in odaya girmesiyle tempo tutmayı bıraktım ve sabırsız bir şekilde dudaklarından dökülecek kelimeleri beklemeye başladım.

Yasin, masamın önündeki koltuğa kendini bırakıp; "Yine tahminlerinde yanılmadın." diyerek sıkıntılı bir nefes verdi. "Dün gece de dediğim gibi araç, Bulgaristan'dan dün akşam saatlerinde Türkiye'ye giriş yapmış. Girişi gerçekleştiren adama ulaşamadan beklediğimiz gibi cesedine ulaştık. Zaten adam da sahte kimlikle çok kısa bir süre önce buraya yerleştirilmiş. Buradan araştırmaya devam ederken Bulgaristan'daki bağlantıları da kullanmaya devam ettik ve bil bakalım kimin izine rastladık."

Tek kaşımı sorgularcasına kaldırınca Yasin gergin bir ifadeyle sırıttı. "İvan Petrov."

Beklemediğim isme kaşlarım şaşkınlıkla havalandığında dirseklerimi masaya dayayıp başımı ellerimin arasına aldım. "İhale yüzünden mi?"

"Görünür de evet ama aslında Emin Sancaktar'ın işi. Adamı avcunun içine almış ve yem olarak kullanmaya başlamış. Anlaşılan o ki bir taşla iki kuş vurmak istemiş. Hem senden kurtulmayı amaçlamış hem de İvan Petrov'dan. Sana bir şey olduğu anda İvan'ın ensesine tüneceğimi iyi biliyor."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

Yasin sorduğum soruyla elini iç cebine attı ve cebinden çıkardığı flashı masanın üzerine bıraktı. "Elimde görüntüleri var. Emin Sancaktar ile İvan Petrov'un son görüşmesi gizlice çekilmiş. Daha doğrusu Emin Sancaktar'ın içindeki adamımız çekmiş."

Öfkeyle yaslandığım masadan doğrulup masa üzerindeki flashı aldım. Sesimin yüksek çıkmasını umursamadan; "Neden bu görüşmenin yapıldığı gün bu görüntülerden haberdar olmadık da şimdi haberdar oluyoruz?" diye sordum.

Yasin keyifsiz bir soluk aldı. "Çünkü adamımız öldürülmüş."

"Öldürülmüş mü?"

EYLÜL (Raflarda)Where stories live. Discover now