37. Bölüm

65.8K 3.6K 848
                                    

Medya: Rİhanna - CRY

Keyifli okumalar 🦋

•••••••••••

POYRAZ

Parmaklarımı sinirle saçlarımın arasından geçirdim.

İnanamıyordum!

Arzu'nun bu kadar ileriye gidebileceğini aklım bir türlü almıyordu. Onun, Engin'le birlik olup arkamdan iş çevirmesiyle adeta beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

Öfkeyle çalışma odasının içinde dolaşmaya başladım. Arzu'nun odaya gelmesini tahammülsüz bir tavırla beklerken kızgınlığım gittikçe katlanıyordu. Şakaklarımın zonklamaya başlaması da az sonra içimdeki zehrin, oluk oluk akacağını fısıldıyordu.

Nihayet beklediğim kişi kapıyı çalınca onun açmasını beklemeden kapıyı açıp karşısına dikildim.

Kapının aniden açılmasıyla Arzu irkilirken öfkeden kora dönmüş gözlerimi görünce geriye doğru bir adım attı.

Kapının önünden çekilip bakışlarımla içerisini işaret ettim. "Gir!"

Arzu tereddütlü bir ifadeyle gözlerime bakmaya devam ederek itaatkar bir biçimde başını sallayıp hızlı adımlarla içeriye girdi.

İçeriye girmesiyle birlikte kapıyı sert bir şekilde kapattım ve tam karşısına geçip ters bakışlarımın ablukası altında yüzüne baktım.

Yüzümdeki ifadenin şoku içinde; "Poyraz n'oluyor? Neden bu kadar öfkelisin?" diye sorduğunda yaşadığı gerginlik tüm bedenini çepeçevre kuşatmış, mimiklerine ve sesine de yansımıştı.

"Ne mi oluyor? Bunun cevabı sende Arzu. Sen söyle bana neler oluyor?"

Arzu tedirginlikle bedenini kapıya doğru çevirdi. Bu odadan bir an önce kaçıp gitmek istediğini beden diliyle fazlasıyla belli ediyordu. Kapıya doğru kısa bir bakış attıktan sonra yüzüme bakıp;
"Bir şey anlamıyorum Poyraz." diyerek geveledi.

Gevelediğini duymak daha da sinirlenmeme sebep oldu. Sert bir solukla nefes alıp öfke patlaması yaşamamak için kendimi sıkmaya çalıştım. "Anlamıyorsun demek." Ellerimi pantolonumun ceplerinin içine yerleştirdim. "Madem öyle. O zaman ben sana yardımcı olayım." diyerek ona doğru bir adım attım. Aramızdaki mesafe kapandıkça Arzu'nun sesli nefes alışverişleri kulağımı dolduruyordu. "Neden Eylül'ü, Melis'i kayırması için tehdit ettin ve yapmadığı takdirde mesleğini yapamamakla tehdit ettin?"

Sorduğum soruyla Arzu'nun yüzü allak bullak oldu. Panikle geriye doğru adımlamaya, ellerini inkar etmek istercesine iki yana sallamaya başladı. "O kız yalan söylüyor Poyraz, yemin ederim ben kimseyi tehdit etmedim, kimseye sözleşme im..." Kelimelerinin devamı dudaklarının arasından yitip giderken aniden durdu ve gözleri korkuyla irileşti.

Benimse Arzu'nun sözleriyle anlık şaşkınlığım, yerini koyu bir öfkeye bıraktı. Küçümseyici bir tavırla güldüm. "Sanırım kimseye sözleşme imzalatmadım olacaktı devamı değil mi? Hangi sözleşme Arzu? Ben sana sözleşme falan demedim. Yoksa Engin denilen itle birlik olup arkamdan iş çevirdiğini mi söylemeye çalışıyorsun bana?" diye öfkeyle haykırınca Arzu olduğu yerde korkuyla sıçradı ve hüküm bekleyen bir suçlu gibi karşımda titremeye başladı.

Öylesine ürkütücü bir ifadeyle bakıyordum ki yüzüne hissettiği telaştan dolayı ağlamanın eşiğindeydi ki çok geçmeden gözlerinin dolmaya başladığını gördüm.

Ellerimi ceplerimden çıkarıp aramızda açtığı mesafeyi kapattım. Sesimi kuşatan hiddetle; "Böyle bir şeyi nasıl yaparsın Arzu?" diye sordum. ''Nasıl arkamdan iş çevirebilirsin?''

EYLÜL (Raflarda)Where stories live. Discover now