12. Bölüm

71.1K 3.8K 1K
                                    

Medya: AVA MAX - Sweet But Psycho

Arkadaşlar sizden bir ricam olacak. Ben sizler için bölümleri yeniden yüklüyorum lütfen siz de kitabın finalini, final spoisi olacak kişileri yazmayın🌸

Keyifli okumalar 🦋

••••••••••••

EYLÜL

Ertesi gün, sabaha karşı onun derin bakışlarını düşünmeye son verebildiğimde birkaç saat de olsa uyumayı başarmıştım. Uyandığımda ise tahmin ettiğimden de bitkin bir haldeydim. Yüzüme çarpan gerçek kimliği ile nihayet kabullendiğim kalbime sıkışan aşkıyla bedenim savaşıyor, ağırlığı altında eziliyor gibiydi ve bu his, tüm benliğimi darmadağın ediyordu.

Bedenimi zar zor yataktan kaldırabilmeyi başardığımda ayaklarım, cama vuran su sesine sürükledi beni. Kapalı hava, ruhumu daha da kasvete çekerken penceremi açtım ve yağmurun mistik kokusunun içime karışmasına izin verdim. Biraz da olsa huzur vermişti bu koku.

Geç kalmamak için penceremi kapattım ve okula gitmek için hazırlanmaya başladım.

Okula gittiğimde ise öğretmenler odasına girince Beren her zamanki sıcak gülümsemesiyle karşıladı beni. "Günaydın."

Zoraki gülümsemeye çalışınca Beren bende bir tuhaflık olduğunu sezdi ve elimden çantamı alıp yanına oturmama yardım etti. Endişeyle bana baktı. "Sen iyi misin? Çok solgun görünüyorsun?"

"İyiyim merak etme, sadece uykumu alamadım. O yüzden halsizim biraz."

Gözleri şüpheyle kısıldı. "Emin misin?"

Başımı salladım. "Gerçekten uykusuzluktan."

İnanıp inanmadığını bilmiyordum fakat üzerinde durmadı. "İyi olmana sevindim," dedi ve ekledi. "Dün apar topar çıkmışsın okuldan, merak ettim seni."

"Bir öğrencim rahatsızlandı, onu götürdüm."

"Şimdi nasıl, iyi mi?"

"Evet, iyi ama birkaç gün okula gelemeyecek."

Beren başını salladığı sırada öğretmenler odasının kapısı açıldı ve Pınar Hoca elinde çiçeklerle içeriye girdi. Pınar Hoca okulun müzik öğretmeni, otuzlu yaşlarında oldukça alımlı bir kadındı.

"Ooo hocam, hayırdır?" diye sordu Beren muzipçe sırıtarak.

Pınar Hoca'nın gülümsemesi daha da yüzünde genişlerken Beren'e cevap verdi. "Bugün benim doğum günüm, sağ olsun Poyraz Bey de unutmamış ve bu çiçekleri göndermiş."

Şaşkınlıkla Pınar Hoca'ya bakakaldım. "Poyraz Bey mi göndermiş?"

"Evet o," dedi Pınar Hoca ve çiçeği koklayarak derin bir iç geçirdi. "Çok güzel kokuyorlar."

İçime anında saf bir kıskançlık doldu ve kaşlarım hızlıca çatıldı. "Bu Poyraz Bey de ne kadar düşünceli bir adammış böyle? Herkese çiçek gönderiyor."

Beren ise bir süre yüzüme baktıktan sonra muzipçe sırıtmaya başladı. "Sen niye bozuldun ki şimdi?"

Kendimi ele verme konusundaki başarılarıma bir yenisini daha eklenmeyi başarınca yanaklarımın ısındığını hissettim ve umursamaz bir ifadeyle konuşmaya çalıştım. "Yoo, bozulmadım."

Beren'in bakışları bir kez daha şüpheyle kısıldı ve dikkatlice yüzüme bakmaya başladı. Ona bakmasam da bakışlarının ağırlığı altında ezildiğimi hissedince ona baktım ve elini çenesine yerleştirdiğini gördüm. "Sen yoksa Poyraz Bey'den mi hoşlanıyorsun?"

EYLÜL (Raflarda)Where stories live. Discover now