20. Bölüm

72.1K 3.5K 746
                                    

Medya: AVA MAX - So Am I

Keyifli okumalar 🦋

•••••••••••

EYLÜL

Derler ki aşk, uçsuz bucaksız diyarlardaki masallarda güzel, o masal kahramanlarında özel.
Derler ki, mutlu son yalnızca masallarda biter.

Sonunu bilmediğim masalımın içinde, kahramanım Poyraz olduğu sürece onun sesini duyduğum, onun maviliklerine baktığım ve içime çektiğim her koku onun kokusu olduğu sürece, ben hep aynı masalı yaşamak isteyecek, hiç bitmemesini dileyecektim.

Poyraz'ın yanından ayrılıp ağzım kulaklarımda odama çıkarken ayaklarım yere basmıyordu. Aklım bende değil gibiydi, tüm yaşadıklarım güzel bir rüya gibiydi.

İçimde çırpınan kelebeğin kanatları adımlarımı daha da hızlandırdığı sırada koridorun başında Melis'i görünce duraksadım ve içimi aniden yakan utanma hissini bastırmaya çalışarak ağır ağır yürümeye devam ettim. Melis'in gözleri de beni bulduğunda adımlarının rotasını bana çevirdi, yüzündeki kocaman gülümsemesi, suçluluk duygumu daha da perçinledi. Bakışlarım ayaklarımla buluşurken Melis'in yanına gidince durdum ve derin bir nefes alarak ona baktım.

"Babamla görüşmen bitti mi?" Sorduğu sorunun içimde yankılanan etkisiyle boğazımdan kopmaya çalışan hıçkırığı bastırmaya çalışıp seslice yutkundum. Melis'in bakışları yüzümden ayrılmazken zorlukla dudaklarımı araladım ve neredeyse içime kaçan sesimle, "Bitti," diyebildim.

Melis'in küçük eli elimi bulduğunda ise sevgiyle gülümseyerek yüzüme bakmaya devam ediyordu. "O zaman bahçeye çıkabilir miyiz? Hem Duman'ı severiz."

Rahat bir nefes verip ben de gülümsedim. "Olur, hadi çıkalım."

Birlikte aşağı inerken tatlı lakırdıları kulağımı dolduruyordu. Bana olan saygısı, sevgisi, güveni her geçen gün daha da artıyordu ve bunu tüm kalbiyle bana belli ediyordu. Hiç bitmeyecek sonsuz bir sevgiyle bağlanıyor gibiydi.

Bitmeyecekti... İçime aniden dolmaya başlayan korkuyla dudaklarımı gergince dişlerimin arasına aldım. Ya babasıyla olan ilişkimi öğrendiğinde bana olan sevgisi biterse? Ya beni hiç istemezse?

Sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Tüm bunları yaşamak istemiyordum. Melis'in elimi bırakmasıyla boğulduğum düşüncelerimin arasından çıktım ve Duman'a doğru koşmasını izledim.

Duman'ı kucağına alınca aynı şekilde Duman'ın da ona sokulduğunu gördüm. Karşımdaki görüntü kısa bir anlığına korkularımı kovunca onlara doğru adımlamaya başladım.

"Çok tatlı bir kedin var, adı neden Duman?"

Melis'in sorusuyla bakışlarımı Scottish Fold cinsi kedimin üzerinde gezdirdim. "Tüylerinin renginden dolayı Alihan ona bu adı koydu."

"Alihan kim?"

"Kardeşim."

"Aranız nasıl? Kardeşler pek anlaşamaz diye duydum. Hatta Burçin abla ile Banu ablayı ara ara tartışırken görüyorum."

Gözlerimin önüne Alihan gelince hafifçe tebessüm ettim. Hâlâ büyümeyen çocuk ruhu, sert bir çehresi olmasına rağmen asla sert olmayı beceremeyen ifadesi ve başına buyruk deli dolu halleri...

"Aslında bana göre daha başına buyruk ve vurdumduymazdır ama özünde çok iyi biridir. Ne kadar geçinemiyor gibi görünsek de aslında birbirimizin kıymetlisiyizdir."

Melis derince içini çekti. "Ne güzel, keşke benim de bir kardeşim olsaydı."

Melis'in sözleri yüzümdeki tebessümü hızlıca sildi ve içime oturan suçluluk duygusuyla ona baktım, ardından elimi pamuk gibi yumuşak saçlarında gezdirmeye başladım. O sırada Melis yeniden başını kaldırıp gözlerime baktı. "Çok isterdim bir kardeşim olmasını," deyince göğsümdeki boşluk sıkıştı ve hissettiğim suçluluk sesimi de kesince ne diyeceğimi bilemeden ona baktım. Melis yeniden konuştu. "Ama bu olmayacak anlamına da gelmiyor değil mi?" Sessiz kalıp tereddütle Melis'e baktıkça duymak istemeyeceğim sözleri duymaktan çekinip mutsuzca içimi çektim. Melis ise sorularına devam ediyordu. "Yani babam yeniden evlenirse kardeşim olabilir değil mi?"

EYLÜL (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin