23.bölüm⚡ Düzenlendi

6.1K 215 2
                                    

Dilzarın ağzından...

Dün Agâh arayıp geleceğini söylediğinde içim içime sığmadı çok özlesim onu...

Elfesya'nın düğününde yani 6 ay önce Zelal teyzenin Agâh'a kız bakmaya başlayacağını demesiyle eksilmiş hissettim, kaybetmiş, yitik, kendimi toplayıp kadınların bulunduğu yerden çıktığım da avluda Agâhla göz göze geldik gözlerimi güçlükle çekip avludan çıktım.

O gün kendime bir söz verdim! Agâh'a birdaha Abi demeyecektim.
Arkadaşımın Abisi olduğu için ona asla kendi hisselerimi belli edemedim, ona her Abi diye seslendiğimde içimde birşeyler kopuk gitti...

Bu son şansım olabilir, bir daha böyle bir şansım olmayada bilir ben sevdamı Agâh'a demeliyim! Demezsem eğer evlendiğinde keşke deseydim birşeyler farklı olurmuydu diyerek kendimi tüketeceğimi çok iyi biliyorum...

Akşam için hazırlandım. Ayna'da son kez kendime baktım cesaret verircesine;" Sevdalına, sevdanı söylemen yanlış birşey değil Dilzar, arkadaşının Abisi olması ona karşı olan duygularına engel olamadı bunca yıl. Agâh ne düşünür bilmiyorum belki beni bir daha görmek istemez ama bunu bugün yapmazsan, bir daha asla böyle bir şansın olmayabilir!

Elimdeki çantanın sapını kavrayarak çıktım evden.

Agâh arıyor...

-Alo

Ben cafeye gelmek üzereyim Dilzar! gelip alabilirim seni istersen?

-Hayır hayır gerek yok bana yakın bir cafe zaten 5 dakika'ya orada olurum

Telefonu kapatıp cafeye doğru yürüdüm, oturduğum çok yakın olduğu için, Agâhtan önce gelmiştim bile gelmiştim

Dışarda ılık esen rüzgarı bırakıp içeri oturmak istemediğimden Dışarıdaki bir masaya oturdum.
Geçen 5 dakika'nın ardından karşıdan bana doğru gelen Agâh'ı görmemle kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı.

Etrafıma dikkatlice baktığımda; kızların ona hayranlıkla baktığını gördüm. O ise sadece bana bakarak geliyordu, gözlerindeki parıltı yüzündeki o tebessüm kalp atışlarımı allak bullak ederken derin derin nefes aldım. Ellerim bile heyecan'dan titriyordu...

-Merhaba Dilzar! nasılsın derken elini uzattı, tebbessüm ederek elini kavradım. Oturmadan önce ceketini çıkartıp sandalyeye astı.
Mavi gömlek kaslarına o kadar çok oturmuştuki ben burdayım diye bağırıyor'du...

Karşılıklı oturunca garsonu çağırıp iki kahve istedik.

-Nasıl gitti işlerini hallede bildin mi? demem üzerine

Sandalyesine yaslanarak, elini saçından geçirdi "hallettim baya yorucu oldu ama halloldu otele gidip uyumasam sağlam kafayla gezemezdim heralde!

-O halde yarın dönecek misin? Yani işlerini halletmişsin o yüzden sordum.

Masada öne doğru gelip parmaklarını birbirine geçirerek gözlerimin içine baktı baktı...

-"Belli değil Dilzar! Bugün belli olacak" dediğinde bu sözünden hiç birşey anlamamıştım. O sıra kahvelerimiz gelmişti, bir yudum aldığımda kendimi daha iyi hissediyordum.

-Sana bir şey söylemem gerek ama lütfen sözümü kesme olurmu! demem üzerine Agâh'ın yüzünde biraz endişe, biraz gerilmişlik hissi oluşmuştu

-Beni sonuna kadar dinler misin?

-Dinlerim tabi ama bu halin beni gerdi diyeceğin şey ne bilmiyorum ama kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor!

BARAN(Mardin'de Bir Anlaşma)⚡Where stories live. Discover now