Babam

74 10 0
                                    

Arkadaşlar tam anlamıyla bomba bir bölümle geldim :))))))))

Nasılsınız bakalım.

Bu arada arkadaşlarınızı buraya etiketleyinde onlarda okusun.

Bir votenizi çok görmeyin şu yazarcığa;)

Neyse ben kaçar

Duyduğum sesle hemen Ege'den uzaklaşıp kapıya baktım.

-MİRA!
-Bbaba!
-Ne yapıyorsun sen burda!
-Şşey baba yanlış anla..
-Çabuk eve Mira Aktaş.

Eşyalarımı alıp annemlerin yanına gittim. Annemle babam önden sinirli ve hızlı bir şekilde yürüyorlardı. Ben ve Uzay ise arkalarından yetişmeye çalışıyorduk.

-Abla bu sefer bittin. Gerçekten bu sefer annem bile kurtaramaz seni.
-Sus Uzay sus.

Arabaya binip doğrudan eve geldik. Babam salona geçtiğinde bir ümit kaçabilme umuduyla merdivenlere doğru ilerleyip odama çıkarken.

-Mira salona gel!
-Tamam babacım.

Salona geldiğimde köşedeki koltuğa oturup yerdeki halının desenlerini izlemeye başladım. Babam ise sinirden deliye dönmüş gibi salonda bir oraya bir buraya dönüp duruyordu.

-Mira!
-Hıı.
-Ben sana ne dedim Mira! He ne dedim sana!

Cevap veremedim çünkü vericek ne bir cevabım vardı nede başka bişeyim. Sustum. Sadece sustum babam söylendi ben sustum.

-Hatırlıyor musun o eski halini! Hatırlamazsın belki ben hatırlatayım. O şerefsiz seni aldattıktan sonra sen yaşadığını mı sanıyorsun Mira. Sen o günden sonra öldün. Kaç gece hastanede yattın. Kaç gece biz kahrolduk biliyor musun. Resmen gözümün önünde yavaş yavaş öldün Mira. Yeni yeni toparladın. Ben seni yeniden kazanmışken seni bir daha kaybedemem. Kızım beni anla sen benim en kıymetlimsin seni üzeni asla affetmem.

Sol gözümden bir damla yaş firar etti. Kendimi bıraktım. Babam söyleniyor ben ise ağlıyordum. Babam sözünü bitirince annem girdi araya.

-Kızım biz sana ne dedik. Bir daha böyle bişey olumasın demedik mi! Ya gene aynı şeyleri yaşarsan. Biz bir kere daha kızımızı kaybedemeyiz.

Kendimi toparlayıp bişeyler söylemek için dudaklarımı araladım.

-Anne, Baba endişenizi anlıyorum ama Ege öyle biri değil bir tanı....
-Mira o çocuğu savunma!

Babam bağırarak anahtarlarını alıp evden çıktı. Annem yanıma gelip beni kendine çekti.

-Anne niye aşık olmak suç?
-Olur mu kızım aşık olmak çok güzel bişey. Ama senin yaşın daha çok küçük kimler gelip kimler geçecek şimdilik seni korumaya çalışıyoruz sende bizi anla yavrum.

Konuşmamız bitince Uzay elindeki bir bardak suyu bana uzattı.

-Al abla iç şundan biraz.
-Sağol ablacım.

Suyu alıp yavaş yavaş içtim. Ben bir köşede Uzayın omzuna yaslanmış oturuyordum. Annem ise karşımızdaki sandalyede oturmuş bizi izliyordu.

-Tamam artık üzülme kuzum. Baban işte sinirlendi birazdan gelir.

Annem mutfağa girip akşam yemeğini hazırlamaya başladı bende yukarı çıkıp duş aldım. Üzerime eşofmanımı giyip telefonumu elime aldım.

*Ege kişisinden 35cevapsız arama*
*Liya kişisinden 8cevapsız arama*
*Arya kişisinden 22cevapsız arama*

*Allahın belaları🙄 grubundan 123yeni mesaj*
*Ege kişisinden 57yeni mesaj*

Anlaşılan bizimkiler baya merak etmişlerdi. Mesajları okumadan görüldü attım. Gruba girip mesaj yazmaya başladım.

Mira; Kusura bakmayın mesaj atamadım. Babamla biraz tartıştık. Sonra evden çıkıp gitti. Bir sorun yok merak ettirdiğim için özür dilerim.

Arya; Size geliyorum kuşum.

Mira; Arya hiç gerek yok.

Arya; Çıktım bile.

Ege; İyi misin güzelim?

Mira; İyiyim Ege.

Liya; Mira bişey olursa mutlaka ara bizi bir telefon uzağındayız.

Mira; Merak etmeyin ararım.

Whatsapptan çıkıp telefonumu kenara koydum. Yatağıma biraz uzandım. Hava iyice kararmıştı. Gözlerimi kapatıp biraz olsun uyumaya çalıştım. Kapımın çalınmasıyla uyandım. 

-Abla?
-Gel Uzay.
-İyi misin abla?
-Sayılır.
-Hadi gel aşağı inelim.
-Babam gelmedi mi?
-Hayır daha gelmedi.

Uzay'la beraber annemin yanına indik. Salondaki koltuklarda oturan Arya'yı görünce mahçup bir ifadeyle dudaklarımı büzdüm.

-Ya ben seni unuttum.
-Sorun değil kuşum.

Arya'nın yanına geçip oturdum.

-İyi misin?
-İyiyim.

Arya ile beraber koltuklarda oturup beklemeye başladık. Saat geçtikçe ilerliyordu. Ama ne gelen vardı ne giden.

-Uzay arasana bi babamı.
-Arıyorum ama telefonu kapalı.
-Offf nerde acaba?
-Merak etmeyin çocuklar gelir şimdi.

Hemen o sırada kapı çaldı.

-Bakın gelir dedim size!

Annemin arkasından hemen kapıya yürüdük. Annem kapıyı açınca şaşkınlıkla gelenlere baktık.

-Buyrun memur bey.
-Ercan Aktaş'ın evi burası mı?
-Evet burası. Ben eşiyim.
-Hanımefendi eşiniz
-Bişey mi oldu babama!
-Trafik kazası geçirdi. Şuan hastanede yoğun bakımda.
-Ne!
-Anne! Anne! Kendine gel!

Haberi alır almaz annem bayılmıştı. Annemi arabaya taşıyıp taşıyıp arabayı hızlıca hastaneye sürdüm.

-Sedye getirin!

Annemi sedyeye yatırıp Arya'yı annemle gönderdik. Danışmadan babamın kaldığı katı öğrenip Uzay'la hızlıca oraya çıktık. Yoğun bakım ünitesi yazan yerde içerdeki odada yatıyordu babam. Cama yaklaşıp kabloların bağlı olduğu yatağında mışıl mışıl uyuyan babamı izledik. Uzay ağlıyordu. Onu ağlarken hiç görmemiştim. Uzay'ı kendime çekip sarıldım ona.

-Abla babam iyileşecek demi?
-İyileşecek ablam. Hatta hepimizden daha iyi olacak merak etme sen.

İçimi yakıp kavuran suçluluk duygusuyla ölüyordum. Babam benim yüzümden orda yatıyordu. Bir suçlu varsa oda bendim. Babamın sözünü dinlemeliydim. Onunla kavga etmemeliydim. Sinirlenmeseydi bu kavga olmayacak babamda bu kazayı yapmayacaktı. Camdan bakarken içeriden çıkan doktor yanımıza geldi.

-Ercan beyin yakınları sizler misiniz?
-Evet kızıyım ben.
-Öncellikle geçmiş olsun. Bakın babanız çok ciddi bir ameliyat geçirdi. Hayati tehlikesi çok yüksek. Yaşama ihtimalide var ama hayata tutunamama ihtimali daha fazla. Tekrardan geçmiş olsun.

Doktor gidince olduğum yere dizlerimin üstüne çöktüm. Allahım sen babamı koru lütfen ona benim yüzümden bişey olmasın. Beni bu vicdan azabıyla yalnız bırakma Allahım.

Eveeet bu bölüm burda biter.

Dedim ki çok pozitif gidiyor hikaye biraz aksiyon katalım sldnşsdşadkd.

Bu arada bölümlerim hiç okunmuyor vote atan zaten yok ve bu durum gerçekten beni üzüyor.

Neyseee bir sonraki bölüm hazır yazdım yani birkaç gün sonra onuda atarım.

Hade görüşürük;)

Gece Mavisi🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin