Mezuniyet partisi

53 8 0
                                    

Selaaaaaams

Ben geldiiiim

Nabersiniz kuzularım?

Vote atsanıza şu yazarcığa o kadar her gün size bölüm atıyor🥺

Neyseeee ben kaçar;)

Korna çalınca kızlarla beraber camdan baktık. Mert, Murat, Ege, Burak ve Batu gelmişlerdi. Kapıdan Burak'a göz kırpıp onay verdim.

-Evet beyler şimdi arkamızı dönüyoruz.
-Ne saçmalıyorsun Burak.
-Kızların emri abicim benim günahım yok.
-Evet Ege, Mert ve Murat dönün arkanızı aga.
-Gelin kızlar.

Üçümüzde yavaş yavaş kuaförden çıktık. Batu ile Burak bize bakınca şok olmuş gibiydiler. Merdivenleri çıktığımızda Burak'ın sesi ile kahkaha attık.

-Aga bence dönmeyin.
-Niye?
-Dibiniz düşer falan mazallah.

Ege bana döndüğünde onun o güzel gözlerine baktım. O beni incelerken bende onu inceledim. Allah'ım bir takım elbise bir insana bu kadar mı yakışır. Pü pü pü maşallah!

-Nasıl olmuşum?
-Sen zaten güzelsin bunların hiçbirine ihtiyacın yok ama fikrimi sorarsan göz kamaştırıyorsun ve bu benim hoşuma gitmedi küçük hanım.
-Maşallah beyefendi sizde taş gibi olmuşsunuz yani kızlar kalp krizi falan geçirir.
-Kızlar umrumda mı sence?
-Bi umrunda olsun da görürüz o zaman.
-Benim umrumda olan 3kadın var. Biri annem, biri Liya biride sensin güzelim.
-Düştüm Ege bey.
-Aga keyfinizi bölüyorum ama artık gitsek mi?
-Tamaaaam geliyoruz!

Ege'nin koluna girip arabaya yürüdüm. Ege'nin arabasının önüne oturup arkada oturan Burak'a döndüm.

-Nasıl olmuşum Burak?
-Fıstık gibi olmuşsun kankacım net balonun en güzel kızısın.
-Yalancı herkese söylüyon dimi.
-Ne alakası var yenge ya ben yalan söylermiyim hiç?
-Peki kankacım.

Araba ile balonun yapılacağı salona geldik. Arabadan inince Ege'nin koluna girip kapıdan içeriye girdim. Tabikide saçımı savurup kızlara hava atmadım yani aaaaa ayıp. Bizimkilerin oturduğu masaya ilerleyip Ege ile yan yana yürüdük.

-Terör estirdiniz lan girişte.
-Eh var bi karizmamız.
-Ciddiyim ha bütün salon size döndü hatta bende baktım kim geliyo diye bi baktım bizim salak çiftimiz.
-Sensin salak Batu'cum.

Yemekler yenildikten sonra salonda hafif bir dans müziği çalmaya başladı. Yavaş yavaş çiftler ortaya dökülünce Ege'ye döndüm. Bana göz kırpıp elini uzattı. Elini tutup oturduğum yerden kalktım. Biz kalkınca Burak ve Batu alkışlayıp ıslık çaldılar eh tabi buda tekrar bütün salonun bize dönmesini sağlamıştı. Onlara korkutucu olabileceğini düşündüğüm bir bakış attım. Piste gelince Ege'nin boynuna ellerimi doladım oda aynı şekilde belime ellerimi doladı.

-Çok güzelsin.

Kızardım tahmin ettiğiniz gibi.

-Utanınca daha tatlısın.
-Ya Ege yapma şöyle.
-Tamam tamam yapmıyorum.

Ege'nin göğüsüne kafamı yasladığımda kulaklarım bir cümle işitti. Tabi bu cümleyle eriyip bittim.

-Seni gökyüzündeki yıldızlardan daha çok seviyorum.

Kafamı kaldırıp Ege'ye baktım. Biraz kaşınsam bişey olmazdı heralde.

-Seni babamın soyadından vazgeçecek kadar çok seviyorum.
-Öyle mi?
-Öyle.
-Sana bişey söyleyeyim mi?
-Söyle.
-Seni çocuklarımın annesi seçtim Mira Aktaş.

Ege'nin masmavi parlayan gözlerine baktım. O sırada yanımıza dans ederek gelen Batu ile Burak'ı görünce ufak bir kahkaha attım.

-Napıyorsunuz lan siz.
-Kanka bu dünyada sap olmak zor işte elimizdekilerle yetiniyoruz.
-Olum siz harbi salaksınız.
-Hadi kaçtık biz.
-Dikkat edin düşeceksiniz.

Onlar gidince müzik yavaş yavaş kesildi. Bizde masaya geri döndük. Etrafa bakındığımda bürün mezunların burda olduğunu gördüm. Burak'a bakındığımda Dj'in orda bişeyler anlatıyordu. Sonra gülerek bize baktığında anlamıştım zaten. Salonda son ses erik dalı çalmaya başlayınca biz gülmeye başladık. Herkes yavaş yavaş oynamaya kalkarken Salak arkadaşımız bize doğru geliyordu.

-Oturmaya mı geldik Ayol!
-Olum senin beyninde ne eksik.
-Hadi kalkın ya.
-Sen oyna Burak.

Burak masada Ege hariç herkesi piste almıştı. Ege'ye dönüp elimle gel işareti yaptım. Hayır anlamında başını sallayınca omuzlarımı silkip oynamaya başladım. Yanıma sınıftakilerden gelince onlarla oynadık. Yanıma Cenk yaklaşıyordu ki birden Ege belirdi arkamda.

-Ege?
-Kuzucum etrafta çok fazla kurt var dikkat et.

Ege de oynamaya başladığında gerçekten uzun zamandır böyle eğlendiğimi hatırlamıyorum. Roman havası çaldığında Burak beni ortaya çekip karşılıklı oynamaya davet etti. Burak'la  eğlenirken birden şarkı damat halayına dönünce halay şeklinde sıralanıp oynama başladık. Ayakkabılarım iyice acıtmaya başlayınca Ege ile beraber masaya döndük.

-Yoruldun mu?
-Hemde nasıl Burak sağolsun.
-Şuna bak hala çocuk gibi.
-Ben biliyorum.
-Neyi?
-Burak'ın hikayesini.

Bir süre sessiz kaldık sonra bu sessizliği yok eden Ege oldu.

-Sencede çok garip değil mi içi bu denli kırılmışken dışarıya karşı böyle olması.
-Aslında Burak en doğrusunu yapıyor.
-Nasıl yani?
-Eğer sen güçsüzlüğünü dünyaya gösterirsen seni tekrar güçsüzleştirmekten geri kalmaz. Kırılmış bir tabağı kırık parçalarını tekrar kırmaktan kimse çekinmez Ege. Burak'ın içi o parçalarla dolu iken bunu dünyaya göstermiyor.
-Çok güzel bir kalbin var.
-Ve bu kalp sana ait.

Ege alttan sırıtınca uzun uzun ona baktım. En sonunda bizimkilerde yorulunca masaya geldiler.

-Yavaştan çıksak mı?
-İyi olur yorulduk zaten.
-O zaman dağılıyor muyuz?
-Aynen.

Batu'yu başka araba ile gönderip Ege ile tek kaldık.

Bu bölümde burda bitmiş:(

Bölüm nasıldı kuzular?

Benden size tavsiye Mira'nın da dediği gibi içinizde yaraları kırılma noktalarınızı kimseye göstermeyin çünkü yeri gelir sizi kırmaktan hiç çekinmezler nede olsa bugün yüzünüze gülebilen yarın arkanızdan iş çevirebiliyor;)

Neysee ben gidiyorum şimdilik

Bir sonraki bölümde görüşürük;)

Gece Mavisi🦋Where stories live. Discover now