Gece Mavisi🦋

Babasız Büyümek

Selaaaams

Bugün bir bölüm daha atıcam ondan buraya çok bişi yazmıyom dosnşnwkd

Voteleri atmayı unutmayın bebeklerim❤️

Hadi kaçtım ben;)

-Anlat bakalım.
-Neyi?
-Hadi ama Uzay sen böyle olmaya alışık değilsin.
-Yok bişeyim abla.
-Uzay hadi.
-Babam. Bugün derste konuşuldu biraz ona moralim bozuk.
-Nasıl yani?
-Ya işte ders işlerken hoca babalarımızı falan sordu.
-Üzülme ablacım babam bizi görüyor böyle olduğunu görürse üzülür.
-Çocuk olmadığımı biliyorsun demi?
-Sen çok fazla mı büyüdün?
-Sanırım.

Uzay'a sarılıp saçlarını okşadım. Gözümden akan yaşlara izin verdim. Babasız büyümek gerçekten çok zor. Hani kızların ilk aşklarıdır babaları. Hangi kız babasıyla olan aşkının yarım kalmasını ister ki?

-Babama gitmek ister misin?
-Bilmem.

Uzay cevap veremeyince arabayı çalıştırıp gideceğim yere doğru sürdüm. Mezarlığın kapısına gelince Uzay'ın ne kadar zorlandığını fark ettim. O günden bu güne sadece bir kere gelmişti buraya. Belkide böyle görmeyi istemiyordur babasını.

-Ablacım bak biliyorum zor ama bunu kabul etmekten başka bir çözüm yok. Şuan babana gidiyormuşsun gibi düşün.
-Ppeki.

Uzay ile yavaş yavaş yürüdük babamın yanına gelince Uzay mezarın yanına çöktü. Yüzünü önüne çevirip konuşmaya başladı.

-Baba. Nasılsın? İyi misin orda? Bizi özlemiyor musun yoksa. Hani fenerin maçına gidecektik beraber kampa gidecektik hem bu sene dedemlerin oraya çay toplamaya gidecektik bu sözleri tutmadan nereye gittin baba. Hani bir köpek almak istiyorduk ama annem izin vermiyordu. Biz o köpeği aldık baba. Seninle gerçekleştiremedik ama şuan mavi kocaman oldu.

Uzay içindekileri dökerken ben arkada daha kötü durumdaydım. Canınızdan birini o toprağa verdikten sonra çektiğiniz acılar size sinek ısırığı gibi gelecek. Meğer ne saçma şeylere üzülmüşüm kendimi heba etmişim diyeceksin. Zaten hep öyle olmaz mı 1sene sonraki biz şuanki bizden hep nefret etmez mi? Uzay gözyaşlarını silip kalkarken kollarımı sonuna kadar açtım.

-Unutma seni her zaman çok seven bir ablan var.
-Ve sende unutma seni çok seven bir kardeşin var.
-Ayrıca bizi çok ama çok seven bir babamız var. Bizi bekliyor.

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Uzay'dan ayrılıp arabaya geçtim. Bizim şirkete doğru yola çıktık. Arabayı otoparka bırakıp şirkete girdik.

-Hoşgeldiniz Mira hanım.
-Hoşbulduk annem odasında mı?
-Evet odasında.
-Teşekkür ederim.
-Rica ederim.

Asansöre binip 3.kata çıktık. Annemin odasının kapısını tıklatıp içeriye baktık. Annem telefonda biriyle konuşuyordu. Eliyle 1dakika yapıp kapıyı kapattı. Uzay'la yan taraftaki koltuklardan birine oturup anneni bekledik. Biraz sonra çantasıyla beraber odadan çıkınca hep beraber şirketten çıktık.

-Lale masamdaki dosyaların maillerini akşama bana atıver.
-Tamam Tülay hanım. Çıkıyor musunuz?
-Evet yarın görüşürüz.
-İyi akşamlar.

Arabaya binince anneme döndüm.

-Nereye Tülay reyis.
-En yakın avm'ye git çok açım valla.
-Tamamdır.

En yakındaki alışveriş merkezine girip arabayı otoparka park ettim. Beraber yukarıya çıkıp yemek bölümüne geçtik. Güzelce karnımızı doyurduktan sonra mağazaları gezmeye başladık. İlk girdiğimiz mağazada yaklaşık 3tane sweate aşık olmuştum.

-Anne şunların güzelliğine bak.
-Alalım mı?
-Sanki dışarı çıktığın var Mira. Ayrıca evde bir ton sweatin var hiç birini giymiyorsun.
-İlk olarak dışarı çıkmadığım yeni kıyafet alamayacağım anlamına gelmiyor. İkinci olarak yooooo hepsini giyiyorum.
-Hıhı giyiyorsun.
-Anne lüüütfen.
-1tanesini sadece!
-Ama... Tamam ya.

En çok hoşuma gideni alıp kasada ödeyip çıktım.

-Çocuklar bir yere otursak mı ayaklarım çürüdü sabahtan beri topuklularla.
-Şurdaki kafeye oturalım.

Kafeye geçince Annemle ben kahve Uzay ise kola istemişti.

-Çocuklar çanakkaleye gidiyoruz yarın.
-Ne?!
-Nasıl?
-Tatili burda geçirmeyelim ayrıca anneanneniz sizi çok özlemiş.
-Ama...
-Gülçin'lerle beraber gidicez.
-Ama...
-İtiraz yok biraz değişiklik hepimize iyi gelecek.
-Kaçta gidiceğiz?
-Akşama doğru çıkarız.
-Peki.

Modumun düşüklüğüyle kahvemi içtim. Çok geçemeden kalkıp arabaya bindik. Eve gelince odama çıkıp kapımı kilitledim. İstemiyordum o şehri istemiyordum. Bir insanı memleketinden ancak bu kadar soğutabilirlerdi. Ayrıca Ege'den uzak kalmak.. Offff.

Kapının yanından kalkıp dolabımın üstündeki bavulumu aldım. İçine kıyafetlerimi yerleştirdim. Yanıma alacağım ders kitapları vb. şeylerinde koyup bavulumu kapattım. Banyoya girip sıcak bir duş aldım. Üzerime gri eşofmanımı ve beyaz crop geçirip mutfağa indim. Kendime sıcak bir papatya çayı demledim. Rahatlamamı sağlıyordu bu çay. Bardağımı alıp odama çıktım. Balkona geçip kulaklıklarımı taktım. Öylesine bir şarkı açtım. Bu benim kendimi dünyadan soyutlama şeklimdi aslında.

-Pişt!
-Kız!
-Mira!

Kulaklıklarımı çıkarıp seslerin nereden geldiğini duymaya çalıştım. Odadan gelmiyordu.

-Mira!
-Ege?
-Gelsene aşağıya.
-Olmaz.
-Hadi ya.
-Annem izin vermez Ege.
-Bahçede bekliyorum.
-Offff.

Üzerime siyah hırkamı geçirip parmak uçlarımda odadan çıktım. Annem odasında uyuyordu. Sessizce merdivenleri indim. Oturma odasının camını açıp Ege'ye sessizce seslendim.

-Ege.
-Nerdesin?
-Arka camdayım.
-Gelsene buraya.
-Düşersem.
-Kızım en fazla 2metrelik yer nereye düşmeyi planlıyorsun.
-Korkuyorum.
-Düşersen tutarım hadi.
-Söz ver.
-Söz Mira.

Camı iyice açıp bacaklarımı sarkıttım. Atladığımda Ege beni yakalamıştı.

-Bak tuttum.
-Tutmayasaydın istersen
-İndirsene beni.
-Yooo böyle aynı boyda oluyoruz.
-Eg...
-Heralde annenin uyanmasını istiyorsun.
-Niye geldin?
-Seni özledim.
-Sabah görüşecektik.
-Olsun ben 5dakikada bile özleyebilen bir adamım.
-O zaman baya büyük bir sorunumuz var.
-Neymiş o.
-Şey... Biz tatilde burda değiliz.
-Nasıl?
-Yarın memlekete gidiyoruz.
-Kaç günlüğüne?
-En az 10gün falan.

Moralinin bozulduğunu görünce yüzünü kendine çevirip gamzesine öpücük kondurdum.

-Bozma o moralini.
-Belki bir öpücüğe anlaşabiliriz.
-Öylemi?

Ege'ye iyice yaklaştım. O gözlerini kapatınca sinsice sırıtıp. Boynuna bir öpücük bıraktım.

-Çok beklersin.
-Kandırıkçı seni.

Tam Ege'ye bir şey söylecekken odanın camı büyük bir gürültü ile çarptı. Birkaç saniye sonra annemin odasının ışığı yandı.

Bekleyin 5dakikaya geliyorum sşndisneğxnwşndisnfşd