Oda

50 6 0
                                    

Selaaaaaaam

Votelerinizi bekliyorum heeee🥺❤️❤️❤️❤️

#Finaleson2

Ben kaçar;)

Kapı çalınca yavaşça oturduğum yerden kalktım.

-Hoşgeldiniz.
-Hoşbulduk yenge.
-Hoşgeldin kuzum.
-Hoşbuldum bebişim.

Bizimkiler içeriye geçince iş bölümü yapıp yerlerimize geçtik. İlk önce erkekler odanın duvar boyasına geçtiler bizde aşağıda kızlarla oturduk.

-Eee nasıl gidiyor Güneş hanımla.
-Napsın annesini yorup duruyo.
-Dur kız daha doğmadı.
-Doğum demişken ne zamana tarih verdi.
-Kasımın ilk haftası gibi söyledi ama daha erken diye net bişey konuşmadık.
-Ay hayırlısıyla al kucağına.
-En büyük duam o zaten.

Beyler odanın boyasını bitirince yanımıza geldiler. Yaklaşık 2 saat aşağıda oturduktan sonra odayı yerleştirmek için yukarıya çıktık. Beni kenara otutturdular. Kenara geçip hepsine talimat veriyordum.

-Burak onu şu duvara.
-Hayır ya oraya değil.
-Nereye o zaman.
-Bak şu dolabın üstüne.
-Allahım yarabbim.

Hepsini sinir hastası ettikten sonra beni aşağıya çocukların yanına yolladılar. Oturduğum yerden çocuklara bakıyordum. Yunus yanıma gelince ona eğildim.

-Yunus?
-Bisi soycam miya teyse.
-Sor bakalım.
-Senin kaynın niye kozaman?
-Hmm. Çünkü içerde kardeş var.
-Kaydes mi?
-Evet kardeş. Biraz büyüdükten sonra ordan çıkıp yanına gelicek.
-Beyabey oyun oynucazmı?
-Oynayacaksınız tabi sen ona abilik yapacaksın.
-Meni duyabiliyomu?
-Hıhı.
-Meyhaba kaydes.
-Konusmuyo benle yoksa kustumu bana.
-Daha çok küçük konuşamaz ama o seni duyabiliyor bebeğim.
-Dokunabiliy miyim?
-Hıhı.

Yunus elini karnıma koyunca Güneş hareketlendi. Birkaç tekme attığında Yunus gülmeye başladı. O hali o kadar tatlıydı ki görmeniz lazımdı.

-Annecim Mira teyzenle neler yapıyorsun bakayım sen.
-Anne bak miya teysenin kaynında bebek vay.
-Evet senin gibi bir bebek var.
-Ne saman yanıma gelizek?
-Merak etme çok az kaldı.

Yunus dudaklarını büzüştürüp yanımızdan ayrıldı.

-Yordumu seni?
-Yok canım konuştuk biraz.
-Tamam o zaman.
-Bitti mi işiniz.
-Bitti bitti beşiği yerleştiriyorlardı gelirler şimdi.
-Heh geldiler.
-Biz gidelim ikizler uyanmadan.
-Kalsaydınız.
-Yok Miracım uyanırlar şimdi annemler idare edemez.
-Tamam o zaman.
-Kendine dikkat et.
-Sende.
-Görüşürüz.
-Bizde gidelim o zaman.
-Siz nereye ya?
-Akşam annemlere gideceğiz anca hazırlanırız.
-Peki madem.
-Görüşürüz o zaman.
-Görüşürüz canım.

Ege onları yolcu ettikten sonra yanıma gelip oturdu.
-Aç mısın güzelim?
-Hıhı.

Ege gülerek içeriye girdi. Zaten ısıtmış olduğum yemekleri tabaklara koyup yanıma getirdi. Yemekleri yedikten sonra Ege içeriye geçti. Bende salonda televizyon izliyordum. Bütün kanalları değişip değişip bişey bulmaya çalıştım. Telefonumu elime alınca saatin 4 olduğunu gördüm. Telefonumda zaman harcadıktan sonra Ege'ye seslendim.

-Ege!
-Noldu? İyi misin?
-İyiyim de kalkamıyorum burdan yardım et bana.
-Dur zorlama kendimi geliyorum.

Ege yanıma gelince koluyla beni destekleyip kalkmamı sağladı. Ege'nin yardımıyla yukarıya çıktım. Güneş hanımın odasına son bir kez baktım.

-Beğendin mi annesi?
-Bayıldım.
-Güneş hanım siz beğendiniz mi?

Güneş karnıma belirgin bir tekme etınca ikimizde kahkaha attık.

-Beğenmiş babası.

Kenardaki koltuğa oturup önümü görmemi bile zorlaştıran göbeğimi sevdim. Bugün olduğundan daha haraketliydi. Hatta fazla haraketli. Ege'ye dönüp

-Ege?
-Hı?
-Beni babama götürür müsün?
-Olmaz.
-Neden?
-Çünkü üzülmemen gerekiyor hem bak yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.
-Ege lütfen söz kendimi üzmeyeceğim.
-Buna kendin inandın mı?
-Konu bu değil.  Lüften.
-Hayır benide kendini de zor duruma sokacaksın.
-Son isteğim bu.
-O nasıl laf!?
-Hadi Ege yalvarırım.
-Offf.
-Götürecek misin?
-Başka çaremi bıraktın.

Ege'nin koluna girip yavaş yavaş aşağıya indim. Üzerime yağmurluğumu geçirip ayakkabılarımı giydim. Yavaş yavaş çiseleyen yağmur saçlarımı ıslatırken arabaya bindim. Hafif hafif giren krampların ağrısıyla kıvranırken Ege'ye belli etmemeye çalışıyordum. İçimden Güneş'le konuşup onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Geldiğimizde Ege'nin huzursuz olduğu her halinden belliydi. Babamın mezarının kenarına oturup yağmurdan ıslanan toprağı okşadım.

-Babam. Bak seni biriyle tanıştırmaya geldim. En son geldiğimde daha bir ismi bile yoktu. Torunun Güneş. Keşke yanımızda olsaydın babam. Oda dedesiyle güzel günler geçirseydi.

Babamla konuşurken kasılmalar gittikçe çoğalmaya başladı. Her zaman olan kasılmalardan olduğu için umursamadım. Ayağa kalkınca başım döndü. Ege gelip beni tutunca yavaşça yürümeye başladım. Aniden giren krampla çığlık attım.

-Ah!
-Noldu iyi misin?
-İyiyim.
-Doğru söyle Mira iyi misin.
-Sadece bir kramp Ege.

O sırada bacaklarımda hissettiğim sıcaklıkla kanım çekildi sanki. Hayır hayır olamaz o daha çok küçük hayır.

-Ege bebeğim!
-Ege bişey yap!
-Ege kurtar onu!
-Allah kahretmesin!

Ege beni kucaklayıp arabaya bindirdi. Hızlı bir şekilde yola çıktık. Ben gelen sancılarla boğuşurken Ege hızlıca arabayı sürüyordu.

-Ege hızlı ol lütfen!
-Elimi sık. Derin nefes al. Sakin ol ona hiç bişey olmayacak.

Hastaneye gelince Ege beni kucaklayıp içeriye soktu.

-Yardım edin!

Sedyeye yatırıldığımı ve bağırışlarımı hatılıyorum.

-Lütfen onu kurtarın!
-Lütfen onu kurtarın.
-Lütfen.

Gücüm kalmayınca yavaş yavaş bilincimi kaybettiğimi hissettim. Devamını hatırlamıyordum zaten.

Bu bölümde burda biter:(

Bölüm nasıl kuzular?

#Finaleson2

Ben kaçar

Bir sonraki bölümde görüşürük;)

Gece Mavisi🦋Onde as histórias ganham vida. Descobre agora