Kasırga

8.2K 137 1
                                    


Üzerimi giyinip yola çıktığımız zaman ne o ne de ben bir tek kelime bile etmeden yolculuk etmeye başladık.

Bu olanlar üzerine düşünmek bile korkunç ama olanlar oldu artık. Buna yapacak bir şey yok. Konuşmak istemedim. Aramızdaki bu soğuk sessizlik, kızgın bir sesten daha iyi. Buna karar vermiştim... Zaten gittiğim zaman oldukça büyük bir kargaşanın içinde bulacağım kendimi. Bunları düşünürken uyuyup kalmışım. Telefonum hala o ara kapalıydı. Açıp da ne diyecektim zaten? Konuşacak bir şey yoktu. Özellikle de fotoğrafı gördülerse... O zaman diyecek bir şey kesinlikle yoktu.

Gözlerimi açmaya başladığım zaman hala yolda olduğumuzu gördüm. Gün yavaşça kararmaya başlamış ve gün çok güzel bir şekilde batıyor...

Soluma doğru döndüm ve uykulu gözlerle Yağız'a baktım. Arabayı sürerken benim uyandığımı fark etti ve bana baktı. Bir şey demek istedi ancak demedi. Tekrar yola bakmaya devam etti.

O anda ben de konuşmak istedim ama beni suçlamasından korktum. Sonuçta ilişkiyi bitiren kişi ben olmuştum. Korkan, kaçan kişi ben olmuştum. Onun yapmasından korktuğum her şeyi ben yapmaya başladım... Ancak oğlumla onun arasında bir tercih yapmam gerekti ve ben oğlumdan başkasını seçemem ki. Seçmedim de.

Yine de konuşmak istedim. Varmamıza en azından bir saat daha vardı.

"Üzme kendini... Böyle olması gerekiyor..." dedim.

O anda bana doğru baktı ancak gözlerini çok uzun süre benim gözlerimde tutmadı. Hızlıca yola bakmaya devam etti.

"Sorun değil. Ben de bu konu üzerine düşündüm ve sen haklısın. Zaten şu anda yapacak başka bir şey yok. Seni suçlamıyorum." dedi.

Sözleri ve özellikle sesindeki soğukluk içimi ürpertmeye yetmişti.

"Neden benimle böyle konuşuyorsun öyleyse?"

"Ne diyeyim ki Emine..." dedi iç çekerek. "Samimi mi konuşayım ki? Diyelim konuştum sonra ne olacak? Biten bir ilişkiden sonra ne konuşulur ise onları konuşuyorum işte. Şu anda sana güzel sözler söylesem inandırıcı olacak mı? Olay benimle ilgili değil zaten sen beni kafanda bitirmişsin. Ben sana her şeye rağmen yanındayım dedim. Bu lafımda da oldukça samimiydim. Ama sen ilk anda bizi bıraktın. Ben de olayları akışına bırakacağım artık... "

İçim bir kötü olmuştu. Bu kadar da umursamaz davranması ne demek oluyordu? Beni hiç mi önemsemedi gerçekten?

" Beni seviyordun hani? " diye sordum. Bakışlarımda kızgınlık ve de şaşkınlık vardı.

" Seni tabi ki seviyorum ama sen bana bizim geleceğimiz yok ben bir hata yaptın dedin. Bu işi demek ki geçici bir eğlence olarak gören sensin. Ben bu lafın üzerine daha ne söyleyebilirim ki? Sen olsan ne derdin Emine? Bana söyle. Ona göre ben de senin istediğin cevabı vereyim sana. Ben sana bu yolda sevgimden ve bağlılığımdan başka bir şey sunmadım ama sen tuttun ben hata yaptım en başında dedin. Sen bilirsin yapacak bir şey yok. Oturup ağlasam da, arkandan ağıt da yaksam durum değişmeyecek. " diye yanıt verdi. O konuşurken kendimi çok kötü hissettim. Bana karşı olan tüm sevgisini bir anda bitirdi mi yoksa bana karşı? Ya da bana karşı öfkelendiği için mi yapıyor bunları? Canımı sıkmak için mi söylüyor bunları? Belki de ciddi değildir bu sözlerinde...

Bir şey demek istemedim. Yol boyunca susmak istedim hatta ama içimde sanki bir kazan kaynıyor ve bir şeyler söylemeden de duramıyorum. Konuşmam lazım. Gerçekten de böyle düşünüyor olamaz! Beni sevmiyor olamaz! Ayrıca onun düşündüğü gibi ben en başından bu olayı eğlence gibi görmedim. Hatta boşanmaya bile karar verdim ama bu olanlardan sonra artık yapacak bir şey kalmamıştı. Bunları ona anlatmam gerekiyordu.

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now