100 C°

27K 195 25
                                    

Uyandığımda sanki yeniden dünyaya geliyor gibiydim. İnanılmaz bir şekilde hafiflemiş gibi hissediyordum. Sanki ruhum bedenimi terk edip,  geri dönmüş gibiydi. O sırada yavaş yavaş gözlerimi açarken, onun güzel yüzü belirmeye başladı. Yanımda uyurken o kadar güzel görünüyordu ki... Parmaklarımla yüzünü okşamaya başladım. İstemsiz bir şekilde bu adam beni gülümsetmeyi başarıyordu. Kendimi hiç olmadığım kadar yorgun bitkin ve çaresiz hissederken sadece birkaç saat içerisinde bu kadar hafiflemek gerçekten de mucizevi bir olay benim için. Onu uyandırmak istemiyorum ama görüntüsü bile o kadar hoşuma gidiyordu ki ona her an sarılmak öpmek ve gözlerine bakmak istiyordum. Zaman nasıl geçti zaten anlamamıştım. Kendimi hiç olmadığım kadar güçlü bir kadın gibi hissediyordum. Daha doğrusu bana kendimi bu kadar kadın gibi hissettiren başka bir erkek hayatımda olmamıştı. Öyle bir sahip oluşu vardı ki... Kendimi onun kollarında dünyanın en güvenli ve huzurlu yerindeymişim gibi hissediyordum.

O da gözlerini açmaya başladığında kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı. Onun yanında böyle olmak gerçekten çok güzeldi. İkimiz de tamamen çıplak bir şekilde yatakta yatarken tenlerimiz birbirine değdiğinde içimde yine bir kıpırdanma meydana geldiğini hissettim. Gerçekten bu adamdan istesem de uzak duramıyorum. Gözlerini iyice açtı ve benim gözlerimin ona bakmakla olduğunu görünce gülümsedi.

"Günaydın..." dedi.

Ben de "Günaydın hayatım, nasıl uyudun?" diye sordum.

Jalktı ve esnesi. O sırada bana doğru yaklaştı ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

"Harikayım..." diye yanıt verdi. "Gerçekten çok güzel uyudum. Sen nasıl uyudun?" diye sordu.

Ben de o sırada istemsizce esnedim. "Ben de çok güzel uyudum. Rüya gördün mü?" diye sordum.

"Hayır." dedi. "Rüya falan görmedim. Zaten biliyorsun çok görmüyorum ama rüya gibi bir gece yaşattın bana, harikaydı..." dedi. O sırada o kadar çok gülüyordum ki zannedersem dudaklarım kulaklarıma varacaktı...

Yavaşça yataktan kalkarken benim de gözüm onun üzerindeydi. O sırada istemsizce çıplak vücudundan sarkan erkekliğine gözüm ilişti. Gerçekten de büyüktü. Hatta sertleşmemiş hali bile büyüktü.

Allah'ım ben dün gece bunu mu içime aldım diye kendi kendime düşünüp hayret ettim. O da bunu anladı ve gülümsedi. Hızlıca banyoya doğru giderken gözüm kalçalarına takıldı. Gerçekten de çok güzel kalçalara sahipti. Normalde bir erkek hayatta bunu düşünmez. Ancak ben ilk bir erkeğe baktığım zaman kalçalarına dikkat ederim. Onun da aslında kalçalarının bu kadar güzel olduğunu giydiği spor kıyafetlerden anlamıştım. Ama çıplak bir halde görmek bambaşka oluyordu. Güneşin bütün güzel ışıkları onun vücuduna temas ederken, ben de bir göz banyosu yapıyordum.

İçeriden su sesleri gelmeye başladığında geriye yaslandım ve tavanı izlemeye başladım. O sırada saatin kaç olduğu umurumda bile değildi. Ta ki telefonum çalana kadar...

Arayan oğlumudu.

Telefonu açtım.

" Alo, efendim..." dedim. Sesi biraz kötü geliyordu. "Anne nasılsın? Her şey yolunda mı?" dedi.

O sırada bir şeylerin ters gittiğini düşünmeye başlamıştım. Çünkü normalde beni aradığında asla böyle konuşmazdı. Bu ana kadar saate bakmadığımı da fark ettim. Saat neredeyse sabahın yedisi olmak üzereydi. Bu saatte beni araması hiç de normal bir durum değildi.

"İyiyim oğlum. Sen de bir yaramazlık yok değil mi? Sesin kötü geliyor... " dedim.

O sırada kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Bir şeyler olmuştu hissediyordum.  Ferhat'ın sesinin değişmeye başladığını fark ettim. Sesindeki üzüntü giderek farklı bir hal almaya başlamıştı. Ama sorun neydi tam olarak çözebilmiş değildim.

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now