Sensiz Gitmem

23.1K 279 39
                                    


İçim içimi yiyordu. Tartışma sesleri yükseldikçe kalp atışlarım da aynı oranda artıyor, kafayı yememek için etrafıma daha dikkatli bir şekilde bakıyordum. Neredesin Yağız...

O sırada telefonunu aramak geldi ama zaten böyle bir durumda telefonu da açamaz ki. Bir işe yaramaz. Aynı anda onun telefonunu da arabada görmemle beynimden vurulmuşa döndüm. Başta bu anlattıkları bana sanki bir filmden sahneler gibi gelse de şu anda bu olayların tam ortasında buldum işte kendimi. Şakası yok. Tamamen gerçek ve ben içindeyim işte.

Ani bir kararla arabadan indim. Onun nereye gittiğini kestirmeye çalışıyordum. Ancak bir sürü kapı ve bir sürü ofis var burada. Acaba bunlardan bir kısmı ev mi... Bilmiyorum.

Yine de içimden geldiği gibi ilerlemeye devam ettim. O sırada tartışma sesleri daha da arttı. Bir tane girişin ortasında durup sağdan mı soldan mı geldiğini kestirmeye çalışıyorum... Allah'ım nerede bu adam...

O sırada sağ taraftan onun sesi geldi.

"Eee? Sonuçta para var mı? Ben ona bakarım."

Çok net bir şekilde duydum.

Oraya doğru ilerlemeye başladım. Aslında böyle yapmak çok riskli. Bunu biliyorum ama yine de onu merak ettim. Tam içeri adım attığım sırada Yağız'ı gördüm. Bir adamla hararetli bir şekilde tartışıyordu. Masada oturan adama dik dik bakıyordu. O sırada beni görür görmez o sert duruşu bir anlık bozuldu ve şaşırdı.

Aniden boynumda bir el hissettim ve beni geriye doğru çekti.

"Ahhh bırak beni!" diye bağırdım. O sırada Yağız aniden bir adım geri atıp silahını çıkardı ve bana doğru doğrulttu. Hayır... Bana değil. Adama doğru tutuyordu silahı çünkü o sırada şakaklarımda bir soğukluk hissettim. O sert soğukluk bir silahtı, bunu anlamak için dahi olmama gerek yok.

"Kadını bırak. Bu iş bizim aramızda!" diye bağırdı Yağız.

O sırada masada oturan adam da geriye doğru yaslandı ve gülmeye başladı.

"Lan dünkü çocuksun. Bir de kendine orospu tutmuşsun... Ne güldürdün beni. Cemal seni mi gönderdi haraç almak için. Ne kadar düşmüş..."

"Bana bak... Köpek... Hayatını bitiririm. Kadını bırak. Para falan işi bitti. Sizin fişinizi çektim bile."

"Lan sen kimsin! Cemal eskiden mantıklı bir adamdı. Ona söyle artık işler değişti. Hadi canını bağışladım. Orospun bizde. Bugünlük tadına bakalım... Yarın gelir alırsın..."

O anda Yağız masayı tekmeledi ve adam bir anda göğsüne masanın kenarının vurması ile dengesini kaybedip düştü. O sırada fark ettim, masanın üzerinde bir silah da vardı.

Yağız hızlı bir şekilde masanın üzerinden atladı ve adama tekme attı. Adamı göremiyordum artık ama beni tutan kişi iyice boynumu sıktı ve beni geri doğru çekince belim daha da büküldü. Canım o kadar yanmıştı ki. İstemsiz bir şekilde çığlık attım. Gözlerim kapanmıştı. Gözlerimi açtığım zaman ise karşımda Yağız duruyordu. O da silahını masanın ardındaki adamın kafasına yaslamıştı.

"Bırak kızı... Bu laflarının bedelini ödeyeceksin şerefsiz... Hepiniz bittiniz..."

Adam boynumu daha da sıktığı zaman nefesim kesildi bir anlık ama çırpınmaya devam ettim.

"Bırak... Beni bırak..." dedi adam düşük bir ses tonuyla. Kendinden geçmişti. Ufak bir baygınlık geçirdi galiba. Yağız kafasına mi vurmuştu artık göremedim ama gözleri yarı açık bakıyordu.

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now