Yağız çeteye mi bulaştı?

35.4K 400 47
                                    


Günler geçiyordu. Ancak en son konuşmamızdan beri Yağız'dan pek bir haber alamadım. Mesaj da atmak istemedim çünkü fazla ilgili gibi de görünmek istemiyorum. Yağız yetişkin biri oldu her zaman ancak o yaşlarda gençlik ateşi saçma sapan şeyler yaptırıyor insana. O yüzden daha da yavaş ve de temkinli bir şekilde gitmem lazım. En azından ne istediğimi bilene kadar bu şekilde olmak zorunda. Onunla bir gelecek planlamiyorum tabi ki... Ah... Neler saçmalıyorum ben... Unutsam iyi olacak bu olayı. Evli bir kadınsın. Unutma bunu Emine...

Ev işlerine kendimi kaptırmış bir haldeydim. Televizyon da açıktı, haberleri dinliyordum bir yandan. Hem de evde ses oluyordu.

"Akaryakıta 35 kuruş zam, bu geceden itibaren geçerli olacak..."

Tabakları masaya koydum. Akşam için güzel bir tavuklu pilav ve yanına da patlıcan yemeği yapmıştım. Severdi oğlum. Zaten tavukla pilav yiye yiye gıdaklamasına az kaldı. Sürekli spor yapıyorlar ama tek düze beslenme sağlıklı mı emin olamıyorum.

" Mafya çetesi çökertildi. Onlarca üyesi bulunan çete mensuplarından beş tanesi dün gece yakalandı." o sırada gözüm istemsizce televizyona kaydı.

Bir sürü adamı tutmuşlar kelepçeli bir şekilde adliyeye götürüyorlar. Polisler yanlarında, bir yandan da başlarını eğiyorlar. O sırada hayatımın en büyük şoklarından birini yaşadım.

Yağız...

O da aralarında bulunuyor. Nasıl yani... Yağız... Hiç alakası olmaz onun bu tarz işlerle. Son zamanlarda Ferhat onun için işleri var derken bunu mu kasıt ediyordu acaba...

Haber hızlıca geçti ama benim kalbime de bir çarpıntı bıraktı. Hızlıca telefonumu açtım. Instagram messengerda Yağız aktif görünmüyor.

Acaba serbest kaldı mı...

Haberde ne ile ilgili olduğunu bile anlatmadı. Ya da anlattı mı... Ben duymamış olabilirim çünkü kendimi kaptırmış bir şekilde ev işlerine yoğunlaşmış bir haldeydim.

Acaba Ferhat da bu işe bulaştı mı... Hiç işi olmaz aslında. Ailesi de düzgün insanlar. Yağız acaba neden böyle bir şey yaptı ki...

Ferhat daha eve gelmedi ama ona sormak da istemiyorum. Çünkü en son Yağız ile konuştuğumuz zaman aramızda demişti. Belki de bana anlatacağı konu buydu... Bilmiyorum.

Yine de kafamı toparlayıp yemek yapmaya devam ettim. Servisleri hazırladım ve masayı akşam için hazır hale getirdim. Bir saat sonra Ferhat ve eşim beraber geldiler.

"Hoşgeldiniz. Hadi gelin yemekler soğumadan yiyin."

"Tamam anne dur elimi yüzümü yıkayayım çok fena terledim bugün." dedi ve banyoya gitti Ferhat.

Eşim biraz yorgun görünüyor.

"İyi misin..." diye sordum.

"Evet. Sadece işler biraz yordu. Yemek güzel kokuyor ne yaptın?"

"Patlıcan. Ve tabi ki pilav ve tavuk."

"Pilav ve tavuk. Yakında gıdaklayarak gezeceğiz." dedi gülerek.

"Evet. Ne yapalım sporcu beslenmesi böyle bir şeymiş işte. Sen de biraz spor yapsan fena olmaz hani." dedim ben de gülerek göbeğini tuttum. Gerçekten de göbeği çok büyüdü son zamanlarda.

"Ne sporu kızım ya... Deli misin. İşten güçten zaman var sanki..."

Ama ben onun için spor yapıyor ve formuma dikkat ediyorum. Yine de kafamda Yağız'ın durumu var. Neden böyle bir şeye bulaştı bu çocuk. Yanlışlık oldu desem... Hayır. Bence değil. Çünkü son zamanlarda bir gariplik vardı ve ben sorduğum zaman da aramızda kalsın dedi. Telefonda da bahsetmedi. Demek ki özel konuşulması gereken gizli bir mesele.

Kafamda bir anda her şey allak bullak oldu. Ferhat bir şekilde eğer bu işlere dahil olduysa ne yaparım... Bunu düşünmek dahil istemiyorum ama Yağız'ı biraz bile tanıyorsam onu bu işlere asla sokmaz. En yakın arkadaşı, onu kendisinden bile daha çok düşünüyor çünkü.

Beraber yemek yerken Ferhat'a baktım. Sadece spordan gelmiş ve yorgun hissediyordu. Hızlıca yemek yiyordu.

"Yemeği beğendin mi oğlum..." diye sordum.

"Evet anne. Eline sağlık." dedi ve hızla yemeye devam etti.

"Yağız nerede? Son zamanlarda yok. Gelirdi yemeğe."

"Bu aralar işleri var anne... Gelemez. Bayağı yoğun. Eve bile zor gidiyor galiba. Ben de çok görüşmüyorum."

O da görüşmüyor...

Bu doğru olamaz. Çünkü Yağız direk aramızda demişti. Ya da hala ona söylemedi. Ferhat bilmiyor da olabilir.

Hızlıca yemek yiyip kalktı. Odasına giderken ben de düşüncelerim ile baş başa kalmış bir haldeyim...

" Tatlı var mı evde..." dedi eşim.

"Evet. Dur getireyim." deyip kalktım masadan.

"İçeri getir içeri. Bilgisayarda işlerim var. Tepsiye koy da dökülmesin..." dedi ve kalktı. Arkasından baktım sadece. Bazen ev içinde kendimi çok yalnız hissediyorum.

Ona birkaç dilim baklava koyup götürdüm. Her zamanki gibi işine odaklanmış bir şekilde benim girdiğimi görmedi bile.

İçeri gittiğim zaman elim durmadan telefona gidiyordu. Yine de mesaj atmak istemedim. Hem atsam ne olacak ki... Ya icerideyse hala... Ya da mahkeme ne karar verdi? Bunların hiçbirini bilmiyorum. Nasıl bir durum ki bu yaşta bu işlere bulaştı... Bilmiyorum. Ona olan duygularım ne, bunu da bilmiyorum... Tek bildiğim Yağız benim için değerli bir insan. Başına bir şey gelmesini istemem.

Yine Instagram'a baktım. Ancak aktif gözükmüyor. Acaba başına bir iş mi geldi...

Yukarı çıkıp Ferhat'a söylemeyi çok düşündüm. Ancak bir şekilde yapmadım. Çünkü ileride ne olacağını bilmiyorum ve Yağız'a karşı neler hissettiğimi, neler düşündüğümü bile bilmezken oğluma gidip onu merak ettiğimi söyleme gibi bir niyetim yok.

Masayı topladım ve bulaşıkları sudan geçirip bulaşık makinesine koydum. Çalıştırıp yine salona geçtiğim zaman vücudumda tüm günün yorgunluğu vardı.

Gözlerimi bir süre boş boş televizyona diktim. Haberi aslında internetten de arayabilirim. Hızlıca telefonumu elime aldım ve aramaya başladım. Ancak ne yazarsam yazayım bir şekilde başka haberler çıkmaya başladı. Bir sürü çete, suç haberi falan... Ancak hiçbirinde Yağız'ın haberi yoktu. Onları kimin ne için aldığı şu anda kafamda en çok merak ettiğim konu. Özellikle neden bu işlere bulaştı...

O sırada yine Instagram'a girdim. Fotoğraflara bakarken yine mesajlara girdiğim zaman Yağız'ın profilinin tam yanında yeşil bir sembol gördüm.

Aktif...

Tıkladığım zaman ne yazmam gerektiğini bile bilmiyordum. Boş boş ekrana bakıyorum. Sadece ekrana... Hem neden yazayım ki... Neden bu kadar merak ediyorum ki. Aile dostumuzun oğlu, hem de benim oğlumun en yakın arkadaşı ama... Ama işte... Hep bir ama var. O gün söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyor.

Ancak bu düşünceler ile uyumam mümkün değil. Kim nasıl uyuyabilir ki. Hem zaman da geçmiyor. Saat neredeyse on ikiye geliyor ama uykum hiç yok. Bu saatte aktif olduğuna göre şu anda iyi olmalı. Peki ya telefonu polisin elindeyse... O zaman ne yaparım...

Yapacak bir şey yok. Mecbur yazacağım. Bu düşünceler ile ancak kafayı yerim.

- Yağız

- Haberlerde gördüm sandım seni

- Yani

- Sen misin emin olamadım

- İyi misin

Kalbim deli gibi atıyor. Ekrana bakarken parmaklarımın titrediğini görebiliyorum...

O sirada o sembol çıktı.

Yazmaya başladı.

Sonra durdu.

Ve yine başladı. Tamam büyük ihtimal sorun yoktu.

- yazıyor...

Allah'ım neden bu kadar heyecanlıyım... 

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now