Berlin Duvarı

7.9K 133 22
                                    


Kapı açılır açılmaz oğlumun yüzünü gördüm.

Bana Bakışlarında kin ve nefret vardı. Hiç böyle bir tablo ile karşı karşıya kalacağımı düşünmemiştim. Ama şu anda ne yapacağımı bilemez bir haldeydim, o yüzden beklentilerin de bir önemi yok. Hem sevgilimi bırakmanın üzüntüsüyle beraber, hem de evime dönmenin buruk sevinci ile beraber ortada kalmıştım. Resmen kendimi hiç olmadığı kadar çaresiz bir insan gibi hissetmeye başladım. Nasıl yaşarım bundan sonra onu da bilmiyorum. İçeri adım atarken bir şey düşünmemeye çalıştım. Oğlum bana bakıyor ama nefretle bakıyor...

Bakmaya devam ediyordu... Onun bakışları içimk öyle bir yakıyordu ki... Buna artık emin oldum ki  ailem en değerli varlığım... Öyle olmasa zaten sevgilimi, en sevdiğim adamı bırakıp da buraya gelmezdim.

Kapıyı kapattıktan sonra montumu çıkardım ve vestiyere astım. Oğlum yüzüme bakmadan içeri geçti...

O sırada Selçuk salondan, bana doğru yürümeye başladı. Beni gördüğü anda onun da yüzün de aynı ifadenin olduğunu gördüm. Evet onunla konuşmuştu... Benim oğlumu bana karşı kışkırtmış olmalıydı. Ancak şu anda ne sinirlenmenin ne de intikam yemini etmenin zamanıydı...

Onlarla konuşmalı ve ellerinde ne olduğunu, ne gördüklerini ne bildikleri öğrenmek zorundaydım. Bunu  hem kendim için hem de Yağız için yapmak zorundayım...

"Neden telefonu kapattın? Biz seni almaya gelecekti, nereden geliyorsun sen?" diye sordu.

Sesinde çok ilginç bir sakinlik ve kızgınlık vardı. Zaten genel olarak benimle böyle konuşurdu. Hem iğneleyici bir tavrı vardı hem de benimle alay ederdi. Bu durumu hiç sevmiyordum ancak şu anda buna katlanmak zorunda olduğumu da fark ettim. Bir şekilde o fotoğrafı gördülerse onlara ne diyeceğimi de bilmiyordum. Daha doğrusu esas problem  fotoğrafta ne olduğunu da bilmiyorum. Acaba bizi nasıl çektiler? El ele mi yoksa başka  türlü mü gördüler... Bunların hepsi durumu değiştirecek faktörler çünkü.

Selçuk'a doğru döndüm ve sinirli bir şekilde baktım , "Ben sana söyledim orada benim arkadaşlarım var. Onlara rezil olmak istemiyorum. Al işte buraya geldim. Sorun nedir? Bana tutup diyorsun ki sen oğlunun arkadaşı ile beraber tatile gittin. Böyle saçma bir şey olabilir mi?" diye çıkıştım.

Benim o anda içimde hem tedirginlik hem de kızgınlık vardı. Şu anda kızgın olmak zorundayım. Eğer bir sevgilim yoksa ve haklıysam onlara kızabilirim. Kesinlikle benim üzerime gelmelerine izin vermeyeceğim. Doğal davranmak zorundayım.

" Bırak bu ayakları Emine yeter artık. Bak ben de bu işten çok sıkıldım. Ferhat da bu işten çok sıkıldı artık. Yalan söyleme bize daha fazla. Buraya geldin ve üzerin başın ne halde... Partiye mi gittin? Nereye gittin? Dur sanayakından bir bakayım." dedi ve bana doğru yaklaştı.

O sırada onunla olan mesafemi açmaya çalıştım ama başarılı olamadım. En dibime kadar geldi ve beni kolumdan yakalayıp kendi doğru çekti. Burnunu boynuma doğru yasladı ve kokumu içine çekti. O anda nefesim kesilmişti ve kalbim deli gibi atıyordu. Benden uzaklaşıp gözlerime baktığı zaman gözlerinde sadece kızgınlık ve nefret görüyordum.

"Seni orospu seni!" dedi ve salona doğru yürümeye başladı. Ferhat'ın olduğu koltuğa doğru giderken "Bu resmen erkek kokuyor Ferhat. İstersen sen de git bak! Yani ne diyeyim ki Allah beni affetsin böyle bir kadınla evlendiğim için! Senden özür diliyorum! Doğru demek ki Ferhat oynama falan yok onlarda. Hepsi gerçek! "

"Ne biçim konuşuyorsun? Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun? Ferhat böyle bir şey yok... Oğlum... Sen benim bir tanemsin. Ben sana böyle bir şey yapar mıyım?" dedim ama Ferhat bana bakarken içindeki tüm nefreti kusuyordu sanki. Onun delici bakışlarına maruz kalmak bile oldukça korkutucu olmuştu. Gözlerimi onlar kaçırdığım zaman yalan söylediğimi fark ettiler galiba... Bana bakarken, "Anne yeter artık! Söyle gitsin işte! Zaten işleri yeterince zora soktun! Yalnız senden tek bir ricam var... Bundan sonra benim adımı ağzına alma. Benim senin oğlun olduğumu kimseye söyleme. Senden utanıyorum!" dedi ve gözleri dolarak odasına doğru koşmaya başladı. O anda kendimi çok kötü hissettim.

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now