Beraber Yanalım

39.4K 333 39
                                    


Kapının hafifçe tıklatılması ile yerimden sıçradım. Olanlardan sonra zaten moralim bozuktu. Bir de derin düşüncelere dalmış bir haldeyken böyle olaylar karşısında çok çabuk korkan biri oluyorum.

Hızlıca kapıya doğru gittim.

"Ne oluyor? Kim bu saatte?" diye seslendi eşim.

"Ferhat gelmiştir..."

"Neden aramadı?"

"Ne bileyim ya dur kapıya bakayım."

Hiç benim yanıma gelme gibi bir zahmette de bulunmadı. Sadece oradan sesleniyor.

Kapıyı açtığımda karşımda Yağız ve Ferhat duruyordu. Ferhat, Yağız'a kollarını dolamış ve zil zurna sarhoş bir haldeydi.

"Bu ne hal..." dedim endişe ile. "Girin hadi..."

"Anne... Anne... Bir şey deme arkadaşıma beni... Rezil edeyim... Deme..."

O anda hızlıca Yağız onu içeri sokmaya çalışırken, "Tamam kimse rezil olmuyor. Hadi içeri geçelim. Uyursan düzelir." dedi.

"Neden bu kadar içti bu?"

"Yok bir şey... Hadi geç..." dedi bana göz kırparak. Tabi ki en doğalı yakın arkadaşını satmak istemez. En azından Ferhat'ın gözlerinin önünde.

Ferhat ile beraber içeri geçerken eşim dönüp baktı ve ikisini gördü. Yağız hızlıca onu odasına çıkarmaya çalışıyordu.

" Neden bu kadar içti bu? Antrenman var yarın hiç mi umursamıyor?" dedi. Ancak yerinden kalkmadı.

"Bak bunlar hep senin marifetin." dedi ben kapıyı kapatıp ikisini takip etmeye başladığım sırada. "Bu çocuk bu kadar şımardı. Sonu ne olacak belli değil. Yarın bir gün uyuşturucu falan da içer bu... Normal bu camiada... Sahip çık çocuğuna biraz..."

O anda kan beynime sıçradı. Sesimi fazla yükseltmemeye çalışarak; "Bak... Şu anda bunu konuşmak için hiç de uygun bir zaman değil. Şu işler bitsin konuşuruz... Ama benim de bir sabrım var..." dedim. Yumruklarımı sıktığımı o anda fark ettim. Gerçekten bu adam bazen benim sinirlerimi çok yoruyor...

"Off kes be. Çocuk kötü yola düşünce görürsün..."

İçimden tövbeler çekerek yukarı doğru çıktım ve Yağız'ın, Ferhat'ı yatağına yatırdığını gördüm. Bir anda Ferhat doğruldu.

"Midem bulanıyor... Gözümü... Kapattığım zaman..." dedi.

"Tamam." dedi Yağız. "Sakin ol gel bir elini yüzünü yıkayalım."

Ferhat'ı kaldırdı ve lavaboya doğru onu götürmeye başladı. O sırada bana bakıp "Emine teyze, kahve varsa yapabilir misin. İçsin de biraz alkol etkisi gitsin. Uyurken bile başı dönüyor. Bayağı içti..." dedi.

"Tamam... Dur ben yapayım..." dedim. Hızlıca mutfağa giderken içim içime sığmıyordu... Ah ah neden bu kadar içti bu çocuk. Derdi neydi ki...

Kahveyi yaptıktan sonra hızlıca odasına doğru gittim. Ferhat'ın üzerini çıkarmıştı Yağız. Banyoya sokmuştu galiba.

" Duşa mı girdi?" diye sordum.

"Evet... Daha doğrusu biraz başını ıslattım daha iyi hissetsin diye... Ferhat yavaşça kalk. Gel kahveni iç yoksa geçmez bu."

Kahveyi Yağız'a verdim. Ferhat'a yavaş yavaş kahveyi içirmeye başladı. Gerçekten de gözleri kıpkırmızı olmuş. Oğlum ne halde... Ah Yağız ah neden izin verdin bu kadar içmesine. Hesabını sorarım ama sana...

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now