İçimdeki Yangın

29.5K 261 20
                                    


Içeri girdiğim anda serinlik içimi kapladı resmen. Sıcak bir yaz gününde böylesine bir serinlik insana çok iyi hissettiriyor. Soğuk mermere değen çıplak ayaklarım ile daha bir fazla hissetmek istedim o soğukluğu. İçimi doldursun, içimdeki bütün sıkıntılara bir merhem olsun istedim. Bir anda kendimi bulduğum bu kaostan başka türlü nasıl çıkarım bunu bilmiyorum zira...

Yağız arkamdan gelip bana sarıldı. O sırada onun sıcaklığını, mermerden gelen soğukla daha bir derinden hissettim galiba. Boynuma bir öpücük kondururken daha da sıkı bir şekilde kendini bana bastırdığı anda bende kendimi ona doğru yavaşça bıraktım. Derin bir nefes aldım. Kendimi ne kadar çok kasmış olduğumu, vücudumun onun kollarında gevşemesinden fark etmiştim.

"Çok yoruldum..." diye fısıldadım.

"Biliyorum..." dedi. Beni daha sıkıca kavradı. "İstersen geç içeride yat... Dinlen oldukça yoruldun."

O anda ona doğru döndüm ve gözlerinin içine baktım. Beni kavrayan elleri, kalçalarımdan beni kavrayıp kendisine daha da yaklaştırdığı anda onu daha çok hissetmeye başladım.

"Sensiz gitmem bir yere... Yanımda kal..." dedim. O anda dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Onun sıcaklığını yeniden hissettiğim anda vücudum sanki eriyecekti. Onun parmak uçlarından sanki benim vücuduma elektrik geliyordu. Öylesine güzel bir enerji gelmişti ki.

Benim elimden tutup çekmeye başladığında ayaklarım da ona uymaya başladı ve koridorda yürümeye başladık. Bir odanın kapısını açıp beni içeri çektiği zaman odanın güzelliği karşısında resmen eriyecektim. Beyaz ağırlıkta döşenmiş odada kocaman bir yatak vardı ve yatağın üzerinde koyu kırmızı renk bir yatak yatak örtüsü vardı. Son derece sade döşenmişti. Çok geniş olmasına rağmen odadaki aynalar daha da geniş gösteriyordu.

"Çok güzelmiş burası..." dedim. O sırada odanın temizliği de dikkatimi çekti. "Biri gelip temizlik mi yaptı burada?"

"Düzenli olarak gelirler zaten. En son ne zaman geldiler bilmiyorum ama temiz bırakmaları iyi olmuş."

"Evet..." diye yanıt verdim ve beni kendine doğru çekip öpmeye başlaması ile yeniden vücudumdaki ateş yeniden harlanmaya başladı.

"Çok özledim seni..." diye fısıldadı. O anda onun güzel sesini duymanın bende yarattığı hisleri, o dokunuşun yaptığı etkiyi... Tarif edecek sözcükler bulamıyorum. Öyle ki, sanki bulutların üzerine çıktım. Bu kadar stres ve yorgunluk yaşadıktan sonra onun yanında böylesine birden enerji dolmak... Tarifsiz bir duygu tam anlamıyla...

"Ben de seni... Başını çok belaya soktum..." derken sözümü güzel bir öpücükle kesti.

"Öyle konuşma. Sen benim başıma gelen en güzel mucizesin..." dedi ve öpücükleri yavaşça boynuma doğru kaymaya başladı. Dudaklarımdan istemsiz bir şekilde çıkan inleme odayı doldururken yavaşça kendimi bırakmaya başladım. O sırada beni hafifçe iten elleri sayesinde sırt üstü bir şekilde yatağa düştüm. O da üzerime doğru gelirken gözlerindeki yangın hiç olmadığı kadar büyüktü. Bir saat içinde içimdeki yorgunluk yerini derin bir şehvete bırakmıştı. Yavaşça üzerimi çıkarmaya başladığı anda sadece nefesimi tutmayı başardığımı fark ettim. Deli gibi atan kalbimin yavaşlaması için çaba sarf etmeme rağmen yeterli gelmiyordu. Sanki kalbim yerinden çıkacak, fırlayıp gidecek...

"Çok güzelsin..." diye fısıldadı. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım ile kaldığım zaman tüm vücudumu dudakları ile yeniden keşfetmesine tanıklık etmenin beni bu kadar tahrik edebileceğini düşünmemiştim. Gerçekten bacaklarımın arası resmen yanıyordu. Patlamak üzere olan bir volkanik dağ gibiydi.

"Ah... Yağız... Ne yapıyorsun bana..." diye inledim. Cevap vermedi. Onun yerine dilinin sıcaklığını göbeğimden göğsüme doğru daha fazla hissetmemi sağladı. O sırada tangamı tutup kenara çektiği zaman, çıkaracağını zannettim ama yapmadı. Sadece kenara çekti ve kadınlığım ile arasında olan tek engeli de böylelikle kaldırmış oldu.

Dilini ilk defa kadınlığımda hissettiğimde ise çığlık atmama engel olamadım. İki elimle de Yağız'ın saçlarından tutup onu istemsiz bir şekilde kendime bastırmaya başladığım zaman artık kendimi kaybetmenin eşiğine geldiğimi fark ettim. Böyle bir hissi daha önce yaşamadım. Sanki karşısında deneyimsiz bir kadın olarak bulunuyordum ve ilk defa böyle bir tecrübeyle tanışıyordum. Bana böyle hissettirmesi... İnanılmazdı gerçekten.

"Ah..."

Bir kere daha dudaklarımdan çıkan bu inleme artık bilincimi aldı yerinden götürdü sanki. Bulutların üzerine çıkarken tüm gün boyunca düşündüğüm her şey, kafamdaki tüm sorunlar... Hepsi bir anda uçup gitmişti sanki...

O anda iki eliyle bacaklarımı iyice kavradı ve dili daha derinlerime nüfuz etmeye başladı sanki. Gözlerim artık tamamen kapanmış bir halde vücudumu kasmaya başladığım anda tüm sıcaklığımı hissediyordu.

"Ahh... Geliyorum... Ah..." nefesim kesildi o anda. Daha fazla ses çıkaramadım sanki. Bir anda tüm hava bitmişti ciğerlerimdeki... O anda tüm vücudum titremeye başladığı sırada Yağız kendini geri çekmek yerine daha da bana doğru bastırdı ve dilini kadınlığımın derinliklerine doğru daha da fazla zorlamaya başladı. O sırada bir parmağı ile de beni okşamaya başladığını hissettim.

Daha önce kimse böyle benim tadıma bakmamıştı... İlk defa bana bunu o yapıyordu ve öyle bir şekilde yapıyordu ki kendimden nasıl geçtiğimin bile farkında değildim. Sanki bütün dünyadaki şarapları bir anda içmiş ve sarhoş olmuş gibiydim.

"Ahhh! Yağız! Offf... Ahhh!"

Çıkardığım seslerin farkında bile değildim. O sırada bir parmağını yavaşça içime soktuğunu fark ettiğim zaman titremelerim devam etti. Ne kadar süre geçmişti bilmiyorum ama hayatımda bu kadar uzun süren bir orgazm süresi yaşamadım. Hiç bilmediğim bir yerde, kalbimin ait olduğu adam tarafından, tüm stres vücudumundan sökülüp atılırken kendimi daha ne kadar yukarılarda hissedebilirim...

Parmakların sayısı çoğalmaya başladığı zaman sanki bacaklarımın arasından bir şelale boşalıyordu... Yatak örtüsünün sırılsıklam olduğunu hissetmek zor değildi. Ve parmakları hareket etmeye başladığı zaman onun saçlarını yolarcasına çekmeye başladım. Aynı anda kendime bastırmaya da başlamıştım. Bacaklarım onun boynuna dolanmış bir halde kendimi daha ne kadar kasabilirim böyle... Ah... Bilmiyorum. Sadece emin olduğum tek şey şu anda kendimde olmadığım...

Dudaklarımı ısırmaya başladım. Artık tamamen gevşemeye başladığım zaman bacaklarım da onun boynunu yavaşça terk etmeye başlamıştı. Yine de onun dili ve parmakları hareket etmeyi bırakmadı. Bu kadar istikrarlı bir şekilde bana hiç nefes alacak alan bırakmadan beni deli etmesi çok yoğun bir histi. Hayatımda böyle bir şeyi neden yaşamadığımı, bu kadar zaman böyle bir zevkten nasıl mahrum kaldığımı düşünmeye başladım. Sanki zaman durmuştu.

Nefeslerim yavaşlamaya başladığı zaman sanki bir anda gözlerim açılmış ve ışık gözüme vurmuş gibi gözlerimi açmakta bile zorlanıyordum.

"Ah... Ne yaptın sen bana böyle..." diye nefes nefese konuşmaya çalışırken de Yağız da bana bakarak gülümsedi. Dudaklarının kenarında zevk sularımın parıltılıları görünüyordu. O anda bana doğru yaklaştı ve göğüslerimi öperken ıslak öpücükleri göğüs uçlarımın yumuşamasına izin vermedi. Gözleri gözlerimi bulurken yüzündeki gülümseme daha önce hiç görmediğim bir haldeydi.

"Daha önce kendi tadına baktın mı..." diye fısıldadı.

"Hayır... Bakmadım..." dedim ve o anda gözlerindeki parıltıyı fark ettim. Dudakları, dudaklarımı bulduğu zaman kendi tadıma onun dilinden bakmıştım artık. Pek çok konuda ilkim oluyordu.

Hiç olmadığım kadar rahatlamış hissediyordum. 

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now