İlk Elektrik

39.5K 484 94
                                    

Yağız ve Ferhat yemek yerken ben de mutfağı toparlıyorum. Yine de aklımdan söyledikleri sözler bir türlü çıkmıyor. Hep aklımda olan... Özellikle Yağız'ın söyledikleri... 

Dövme konusunu hiç bu açıdan düşünmedim. Eskiden bir merakı oluyor insanın ama uzun zamandır da yatakta eşimle olan diyaloğum sadece iyi geceler olduğu için... Böyle şeyleri duymak beni farklı yapıyor. Özellikle de erkeğin gözünden olanları düşünmek... İtaatkar bir kadın her zaman erkeği tahrik ediyor. Doğası gereği... Bunu biliyorum. Yine de... Yağız benim için aile dostumuzun oğlu olarak kafamda yer eden biriydi. Asla ona bir erkek gözüyle bakmadım. Ancak o açıdan incelersem de gerçekten etkileyici bir vücudu olduğunu görebiliyorum. Özellikle belirgin olan elmacık kemikleri... Çok yakışıklı... 

"Yemek nasıl olmuş? Beğendiniz mi?" diye sordum. Bugün onlara patlıcan kızartma ve köfte yapmıştım. Özellikle spor yaptıkları için herseyi yemiyorlar. Yağız bir ara sadece tavuk ve pilav yemeye başlamıştı. O zamanlar menüde hep tavuk vardı bir şekilde. Çünkü yemegimizde hep yanımızda olur, bizimle paylaşırdı. 

"Çok güzel olmuş Emine teyze... Eline sağlık..." dedi Yağız lokmasını ağzına atarken. O anda parmaklarına baktım. İlk defa parmaklarına dikkatle bakıyorum. Güzel parmakları var. Elleri... Çok güzel. Uzun ve ince parmakları garip bir şekilde kaslı duruyor. Hem estetik hem de güçlü. Çatalı kavrayan parmaklarının kasilmaları... Daha önce dikkatimi hiç çekmemişti. Ancak Ferhat'tan oldukça farklı bir yapısı var. Ferhat'ın elleri babasına benziyor. Biraz dolma parmak gibi... Etli. Ancak Yağız öyle değil. İkisi de spor yapıyor ancak işin içinde genetik var demek ki. Yağız'ın babası da öyle galiba. Ailesi de genel olarak uzun boylu. Annesi de, babası da. O yüzden Ferhat'tan biraz daha uzun. 

"Afiyet olsun. Daha var. Yemek isterseniz veririm." dedim. 

"Teşekkürler teyze ben doydum zaten." dedi neredeyse tabağını sıyırmak üzereyken. Ferhat da tabağında biraz yemek bırakıp kalktı. Genel olarak Yağız hem daha nazik hem de daha olgun biriydi. Babasından dolayı galiba Ferhat hep ona hizmet etmem gerektiğini düşünüyor. Gerçi yaparım, sorun değil o benim canım. Ancak... Bir güzel söz söylemez. 

"Eline sağlık Emine teyze... Biz yukarı çıkıyoruz." dedi tabakları mutfağa getirirken. Ferhat direk çıktı. Yağız ise Ferhat'ın tabağını bile getirmişti. 

"Afiyet olsun canım. Tatlı getireyim mi size?" dedim. O sırada bezle tezgahı silerken hafif eğilmem gerekti ve mutfak da biraz dar olduğu için Yağız benimle duvar arasında sıkıştı. O anda istemsiz bir şekilde onun kasıklarının kalçama doğru baskı uyguladığını hissettim. O anda gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu. Çünkü Yağız ya sertleşmiş durumda ya da gerçekten sertleşmemiş hali bile çok büyük olmalı... İstemsiz bir şekilde kendimi kasmaya başladım ancak bu durumu daha kötüye götürdü. Biraz kendimi geriye bastırdığım zaman onu daha fazla hissettim. Erkekliği kalçalarımın arasına doğru girdi sanki... Emin olamıyorum. Giydiğim çamaşırım belki belli oluyordur... Bacaklarımın arasında bir karıncalanma başladı... Bana neler oluyor böyle... Yağız... Erkek olmuş artık. Bunu son raddesine kadar hissediyorum. 

O anda nefes alışlarım değişmeye başladı sanki. Vücudum farklı tepkiler veriyor. Uzun zamandır bu şekilde tahrik olmadım. Bu şekilde düşünmek... Beni tekrar genç hissettirdi. 

Yağız bir hamlede kenara çekildi ve tabakları bıraktı. Ben de o sırada belimi doğrulttum. Kendimi düzeltirken bir anda tezgaha tutunmak zorunda kaldım. Terledim mi ben... Sıcak bastı beni... 

Tabakları koyduktan sonra bana doğru baktı. Biraz utanmış gözüküyordu ama gözlerine o ana bakmadığım bir dikkatle baktım. Dudaklarına da... Dudağını ısırıyor... O anda gözüm istemsiz bir şekilde kasıklarına doğru kaydı. Bariz bir şekilde belli oluyordu. Bir anda mı sertleşti... Benim yüzümden mi... 

Bakışlarını benden kaçırıp hızlıca yukarı çıktı. O anda birkaç saniye duraksadım. Bana neler oluyor... Beni fark etmişti. Bunun için mutluyum ancak... Kafamı kurcalayan çok düşünce var... 

Etrafı toparladiktan sonra odama çıktım. Ayna karşısında kendime istemsiz olarak baktım. Kalçalarım son dönemlerde iyice sıkı hale geldiler... Spora gitmenin faydaları işte... 

Uzandım ve tabletimi elime aldım. Şarjdan çıkarıp gündelik haberlere bakmaya başladım. Tüm gün ayakta duruyorum resmen... Bu şekilde dinlenmek bana iyi geliyor. Yine de aklımdan bugün olanlar çıkmıyor. Instagram'a girip farklı farklı dövme fotoğraflarına bakmaya başladım. Eğer yaptıracak olsam ne yaptırırdım ki.... Bilmiyorum. Eskiden olsa bir kelebek dövmesi hayal ediyordum. Hemen balayından sonra. Ancak öyle bir hayal olarak kaldı işte... Hiçbir zaman gerçeğe dönüşmedi benim için. 

Güzel tasarımlar var gerçekten. Bir de yaptırsam nereme yaptırırım ki... Şu anda yaptıracak olsam kesinlikle giysilerimin üzerinden görünmeyecek bir yere yaptırmam gerekir. Çünkü bu şekilde etraftaki insanlar görürse izah edemem... Acaba Yağız nasıl görür... Görse ne hisseder... Sadece dövmeli kadınlara karşı mı zaafı var yoksa olgun kadınlara mı... Ne kadar susturmak istesem de kafamdan bu düşünceler çıkmıyor. Aklımı bir anda ele geçirdi... Hem de erkekliğini hissettikten sonra... Gerçekten o kadar büyük mü acaba... Yüzü kızarmış mıydı, farkında mıydı olanların... Yoksa ben mi abartıyorum... 

O sırada istemsiz bir şekilde elim bacaklarımın arasına doğru gitmeye başladı. Çamaşırımda oluşan ıslaklığı hissediyorum... Yağız da acaba böyle mi oldu... Eşimle ilk tanıştığımız zamanlarda sinemadan çıktığımız zaman pantolonunun üzeri hafif ıslak olurdu. Ben boşaldığını zannetmiştim o zamanlar bu konular hakkında bilgim yoktu ama erkeklerin de aynı bizler gibi ıslandığını daha sonradan öğrendim. Belki de o da böyle olmuştur... Ama onun için de itiraf etmesi zor bir durum olabilir. Sonuçta en yakın arkadaşının annesiyim... Bana o gözle bakar mı... 

Ben peki... 

Ah... Kafam allak bullak cidden. Dövme fotoğraflarını kapatıp tableti sehpanın üzerine bıraktım. Hızlıca ayağa kalkıp saçıma başıma çeki düzen verdim. Kalbim hızlandı... Mantığım hayır dese de vücudum bana ihanet ediyor sanki. Gerçekten tenime bir erkek dokunmayalı oluyor. Aslında eşimle mutluyuz... Ona ihtiyacım var. İçimdeki bu yangın sönmeli... Bu gece geldiği zaman ona güzel bir sürpriz yapmalıyım. Onunla birlikte olduğum zaman ise... Umarım içimdeki bu ateş biraz bile olsa durulur. 

Yeniden mutfağa inip işleri yapmaya koyuldum. Çöpleri atmak için hazırladım. O sırada Yağız aşağı geldi. 

"Emine teyze o biraz ağır olabilir. Sen koy ben atarım." dedi. 

"Sorun yok oğlum ben atarım sen zahmet etme..." dedim. O sırada durumu fark etmemiştim. Yine eğiliyorum... Büyük ihtimal kalçaları meydana çıktı ve Yağız da onları görüyor. Gerçi dokundu bile görse kaç yazar... 

"Yok Emine teyze dur alayım." dedi ve uzandı tuttu. O sırada eli, elime değdi. Bir elektrik çarptı sanki. Hemen elimi geri çektim. 

"Stres mi yaptın teyze elektrik yüklüsün resmen." dedi gülümseyerek. 

Afalladım ama hemen topladım kendimi. Yüzümde bir ifade olmamasına dikkat etmek zorundayım. "Yok... Naylon... Naylona dokundum ya... Ondan oldu galiba..." dedim. O sırada gülümsedi sadece bana ve çöpü alıp dışarı götürdü.

Dokunuşu bile vücudumda elektrik oluşmasına neden olmuştu...

YASAK DÖVME(+18)Where stories live. Discover now