'Hey huy hoy.'

40.3K 1.5K 261
                                    

Aşk, bazen o elini ilk tuttuğundaki sıcakIık, gözlerine ilk baktığındɑki o ışık ve tenine iIk yaklaştığındaki o tutkudur.

Aşk, onun yanaklarını ısırmak istemektir.

Aşk, ona bağlanmaktır. Onu kaybetmekten korkmaktır.

Aşk, ilk önce onun ses tonuna aşık olmaktır.

Aşk, onunla saçmalarken bile mutlu olmaktır.

Aşk; onu herkesten kıskanmaktır.

Aşk, ayrı kaldığınızda bile onun sevgisini hissetmektir.

Aşk, Poyraz demektir. Yani benim için.

Aşk mallıktır, ama sanırım mal olmayı seviyorum.

Odada sessizce birbirimize bakıyorduk. Hani herkes susar gözleriniz konuşur ya aynen o hesap. Onun masmavi gözlerine odaklandım. Benim okyanuslarıma.

'Gidelim.' dedi aniden. Hala gözlerimiz kilitliydi.

'Mutlu olur muyuz?'

'Mutlu olmak kimin umrunda? Yanımda ol yeter.'

Her şeyi bırakıp yeni bir hayata başlamak. Sıfırdan.

'Bilmiyorum. Ben sadece-'

'Korkuyorsun.'

'Hayır, endişeliyim.'

'Neden? Bana güvenmiyor musun?'

'Poyraz, saçmalama. Ben-'

'Bak Ömür ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim.Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri. Aşığım sana. Bırakalım her şeyi, herkesi geride. Yep yeni bir hayata başlayalım diyorum. İkimiz. Sadece sen ve ben.'

Bu kulağa hoş geliyordu hatta süper. Ama geride bırakıcaklarımız?

'Ben istiyorum.'

'O zaman sorun ne?' dedi.

Yaklaştı ve yüzümü kavradı.

'Sorun ne bebeğim?'

'Bir daha gelmeyecek miyiz?'

Gözlerimiz yine kilitlendi.

'Geliriz.'

'Ya bizden nefret ederlerse?'

'Yapıcak bir şey yok. Senin için her şeyden vazgeçebilirim.'

Gülümsedim. Ardından devam etti.

'Sen bana ne yaptın? Kendine hapsettin beni. Çıkamıyorum, bağlandım sana. Her yerde sen, her şeyde sen. Aklımda, kalbimde.'

'Hoşnut değil misin? Tamam Poyraz.'

Güldü.

'Ömür Hanım ve günlük tripleri. Onu bunu bırak da son kez soruyorum.'

Ellerimi tuttu ve baktı.

'Var mısın? Yok musun?'

'Hamdi Beyin teklifi?'

'Ömür dedik. Ya bak bu espiriden sonra bile senden nefret edemiyorum. Görüyor musun sana nasıl aşığım.'

'Görüyorum vee varım diyorum!'

Üzerine atladım ve gülüşmeler.

'Sadece zaman istiyorum biraz. Arkadaşlarımızla vakit geçirelim.'

'Haklısın.'

Sarıldım.

'Hadi kahvaltıya inelim.'

Aşağıya indiğimizde bizim tayfa bir masada oturuyorlardı.

Hazal gülerek

'Çifte kumrularda gelmiş.' dedi. Gülerken o an gözlerimiz Rüzgarla buluştu.

Bakışları buruktu sanki. Yeşilleriyle bakıyordu. Gözlerimi kaçırdım.

'Şey ben yemek alıcam.'

Uzaklaştım ve en sevdiğim zamana geldik! YEMEK YEMEK.

Tabağımı aldım ve biraz restorantta dolaşmaya başladım. Sosis, sucuk, krep, patates kızartması, ahududulu reçel ki buna bayılırım! Biraz nutella aldım. Bal ve kaymak ikilisini de unutmayalım. Ha bi de sağlıklı olsun dedim peynir aldım.

İçeceklerin yanına gittim. Meyve suyu alıcaktım. Neyli ama?

Biraz şeftalili doldurdum. Ardından canım kayısılı çekti ve ondanda doldurdum. Biraz da vişne falan. Al sana karışık meyve suyu. Ama rengi biraz şey..

'Onu içmeyeceksin değil mi?'

Yanımda duran tanımadığım çocuğa baktım. Vay anasını. Analar neler doğuruyor be. Ay abaza olma Ömür senin sevgilisin var!

'Pardon?'

'Elindeki diyorum. İçmeyeceksin değil mi?'

Hem yakışıklı hem mal. Aman ne iyi.

'İçicem. Bu enfes bi karışım tamam mı?'

'Ay aman iç. Zehirlende gör.'

Ay götüm.

'Neler oluyor burda?'

İşte benim yakşuklu sevgilim olaya ey koyar.

'Hayırdır?' dedi diğer çocuk. Sanırım adı Buraktı. Yani o tip vardı.

'Kız arkadaşımın yanında ne yapıyorsun?'

'Peh, korkma yemem.'

Poyrazın mavişleri kırmızıya dönüşmeden uzaklaşmamız lazımdı.

'Hey huy hoy. No panic no sorun. Ben meyve suyumu aldım. Gidebiliriz.' diyerek Poyrazın elinden tuttum ve çekmeye başladım. Ne yiyor bu çocuk? Adeta bi su aygırı!

'Kimdi o?' dedi sakin bir ses tonuyla.

'Tanımıyorum.'

'Ama konuşuyordun?' belki sakinliği bir kat azalmış olabilirdi.

'Şey meyve suyunu içme falan dedi. Aman önemli mi?'

'Ona neymiş? Allahın şarlosu! Tipine..'

'Hey huy hoy! Sakin.'

'Sen de tanımadığın insanlarla konuşma bir daha.'

'Timam.'

Diyerek masamıza ilerledik.

'Ömür o elindekiler ne? YUH!' diyerek konuya girdi Bulut.

'Tabak ve üstünce yiyecek ver canım.'

'Hepsini yicen mi?'

Takmadan tabağımı yemeye başladım. Tabağımı bitirince herkes yüzüme bakmaya başlamıştı.

'Ne bakıyosunuz?'

'Ömürcüm ne yedin ya. YUH.' dedi Hazal.

'Ne ya siz benim lokmalarımı sayıyorsunuz!'

'Ömürcüm denesek bile yetişemezdik.'

Herkes gülmeye başladı.

'Ömörcöm dönösök bölö yötöşömözdök. Komikmiş. Ha.'

'Kızdırmayın benim sevgilimi!' dedi Poyraz bana sarılarak. Tabi ittirdim onu.

'Gül gül sonra kızdırmayın benim sevgilimi. Oldu gülüm.'

'Ay aman. Bırakında şunları. Hadi havuza!'

***
Yorumlarınızı bekliyorum🙈 Başlangıçtaki sözlerde birkaç yerden yardım almış olabilirim. Çünkü cidden çok odun bi insanım🙊 Poyrazdan beterim. Öpüyorum sizi😘

Ev ArkadaşımWhere stories live. Discover now