Ev Arkadaşım

'Lanet olsun.'

Allah'ım bu oda mükemmel. Ne kadarda düzenli! Bizim odadan düzenli olumm. Yataklar toplu, çalışma masası toplu, kitaplıkta kitaplar boy sırasına göre vay anasını. Bizimkilere bak sen. Oha. Oha. Ne o? Gitar mı? Hem de iki tane ! Biri elektro gitar diğeri ise klasik. Elektro olan siyah beyaz. Klasik ise krem ile kahve karışımı bir şey sanırım.

Neyse de şeey ben en çok dolaplarını merak ediyorum. Dolabı açtığımda iki bölme ile karşılaştım. Biri Poyraz'ın diğeri Rüzgar'ın olmalıydı. Hangisi derkeen.. Poyrazın tişörtünü gördüm. Bu bölme onun olmalıydı. Genelde siyah ve gri vardı. Genel değil çoğu öyle. Rüzgar'ın ise her renk vardı. Poyrazın pantolanları da siyahtı. İçimi baydı -,-

Dolabı kapadım ve odada dolaşmaya başladım. Sandalyeye oturdum. Masanın üstünde bir defter vardı. Kırmızıydı. Oha olum içinde ne vardı ki bunun. Hemen bakmam la-.'

'Ömür sen ne yapıyorsun burda?' diye böğürdü Poyraz. Aha valla yakalandım. Defteri masaya koydum aniden.

'Hi-hiç bir şey.'

'Eminim öyledir. Okudun mu onu?'

'Poyraz ben-'

'Okudun mu dedim ?! ' Bana bağırıyordu. Belki de ilk defa bana bu kadar bağırıyordu.

'Ha-hayır okumadım.'

'Sen hangi hakla odama giriyorsun?' Bir şey demedim. Ağlamamam gerekiyordu. Güçlü olmalıydım.

'Sana soruyorum Ömür!' Bana bağırdıkça içimde kıyametler kopuyordu. Hani bana ihtiyacı vardı? İnsan ihtiyaç duyduğu kişiye böyle mi davranır? Onu incitir mi?

'Kızım kalk git kendi odana.'

Yerimden kalktım ve ona bakmadım. Ben çıkınca kapıyı kapattı ve duvarlara yumruk attı. Odadan kırılma sesleri geliyordu ama benim umrumda değildi.

Ölmek istiyordum. Poyraz bana böyle davrandıkça canımdan can kopuyordu. Neden böyle yapıyordu? Daha dün güldük eğlendik. Şimdi ne değişti ki? Banyoya girdim. Kapıyı kilitledim. Bir duş almak en iyisiydi. Soyundum ve kabine girdim. Soğuk su bana iyi gelirdi, gelmeliydi. Suyun altına girdim ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Neden her şey ters gidiyordu? Bıktım artık. Poyraz'a özenip duvara yumruk attım ama elim acıdı lan. Bir de bu tam oldu. Yaklaşık bi saat sonra duştan çıktım ve üzerime havlu geçirdim. Banyodan çıktığımda Poyraz ile karşı karşıya geldik. Gözleri yüzümden aşağı doğru inip tekrar yüzüme döndü. Sonra merdivenlerden aşağı indi.

Odama girip kendimi havlularla yatağa attım ve gözlerimi kapadım. Lanet olsun.

******

'Kızım kalk lan üşütüceksin!'

'Hazal bi git ya.'

'Kalk giyin yemek yicez 5 dakikaya inmezsen babaannen söylerim.'

'Tamam lan. Tehdite bak ya.' Hazal beni güldürebilmişti.

Kapıyı kapattı. Ardından üstüme siyah atlet altına da gri eşofman giydim. Üstüme mavi kalın hırkamı giydim ve saçımı topuz yaptım. Aşağı indiğimde beni bekliyorlardı.

'Senin için hamburger yaptık!' dedi Hazal.

'Kimle?' dedim. Poyrazla mı acaba?

'Rüzgarla.' dedi. Rüzgara bakıp gülümsedim.

' Teşekkürler.'

'Kızlar size biz şeyi anlatmadık. Biz Poyrazla okul müzik grubundayız. Yarın akşam bi parti var ve orda şarkı söyleyip, gitar çalıcaz. Siz de gelsenize?'

Demek o yüzden gitar vardı. Hmm.

'Okul dışındakiler davetli mi Rüzgar?' Poyraz bunu iğneliyici bir ses tonuyla söyledi.

'Tabiki de. Müdüre sordum.'

Parti mi? İyi olur mu ki? Bu durumdayken? Bence gayet iyi. Hem onları izlemek yani Poyraz'ı izlemek bana zevk verir. Yüzsüzlük işte naparsın. Rüzgara döndüm ve:

'Seve seve.'

**********

UMARIM SEVDİNİZ. YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI BEKLİYORUM :)

*Sizce partide neler olucak?'