3. Sezon - Bölüm 7 |İntihar|

37K 1.7K 327
                                    

Keyifli okumalar dilerim!
Benim için çok özel bir şarkı ekledim. Her şeyin teorisi filminin harika soundtrack müziklerinden bir tanesi. Dinlemelisiniz! <3
**************
*******
****
*
*
*
*
*

Arlyn'in Çınar'a dair hain planı beni mahvetmişti. Ağlamaktan tüm hücrelerim bitkin düşmüştü. En sonunda Ela'nın sert yatağında uzanmış, sersemlemiş bir vaziyette odanın gri duvarına bakıyordum. Kanım çekilmiş gibiydi. Çınar benim anlamsız hayatıma anlam olmuştu. Büyüleyici bir şarkının en hoş cümlesiydi. Tekrar tekrar dinlemek için başa sarılmaya değer o güzel, sarhoş edici cümleydi. Ve...ve biliyordum ki ben de onun için çok önemli bir parçaydım. Ve o hayatından bile vazgeçmeyi göze aldığı bu önemli parçayı kaybettiğini sanıyordu. Burnum sızladı. Aynı şey bana yapılsaydı neler hissederdim? Ah...Çınar'sız bir ben. Ölmek isteyebileceğimi düşündüm.

Ecem kollarını önünde birleştirmiş bir halde öfkeli bakışlarla bana bakıyordu. Göz ucuyla onu farketmemek imkansızdı. "Arlyn çok ileri gitti." diye homurdandı.

"O her zaman böyleydi." diyen Ela bu durumu biraz daha normal karşılar gibiydi. İkisi de benimle iletişim kurmak istiyor, ama surat ifadem onları engelliyor gibiydi.

Kısa bir an titredim. Düşünceler artık bedenimi de sarsıyordu. Açelya'ya gelmem Çınar'ı bu kadar kötü etkiliyorsa gelmem hiç de iyi değildi. Keşke gelmemiş olmayı şu an o kadar çok istiyordum ki...

Gözlerim tekrar dolarken gözkapaklarımı yavaşça kapattım ve bir damla yaşın gözümden akmasına izin verdim.

"Sana bir şey olursa, yemin ederim intihar edeceğim Bay Çivi." diye mırıldandım.

*****************

Ağır ağır gözlerimi açtığımda büyük, metalik renklerde ve oldukça gürültülü bir yemekhanede olduğumu fark etmem, biraz uzun sürmüştü. Düşüncelerim ağır ağırdı, sanki birileri onları ezmişti. Sahi, buraya nasıl gelmiştim?

"Demek uyandın, ye bunları."

Araf'ın dizlerime bıraktığı yemek tepsinine garip bakışlar yolladım. Onu lunaparkta görür görmez bir şeylerin ters gideceğini hissetmiştim. Ama bu kadarı...çok fazlaydı. Tepsiyi ona fırlatmak istedim. Ama bundan vazgeçmem kısa sürmüştü. Bizi buraya getirmesi zaten Arlyn'in planıydı. O getirmesi başkası getirecekti. Alçak Arlyn eninde sonunda amacına ulaşacaktı. Tabi dost bildiğimiz İnci'nin bizi satıp yerimizi bildirmesi de bir başka alçaklıktı. 

"Çınar'dan haber alabilecek miyim?" diye sorarken sonlara doğru sesim gitgide kısılmıştı.

Dudaklarını büzdü. "Arlyn isterse evet, ama isteyeceğini hiç sanmıyorum. Acı çektirmek hoşuna gidiyor."

Donuk bakışlarım onun hemen arkasında kalan alana yöneldi. Benden yaş olarak pek de farklı durmayan gençler yemek yiyordu. Bir lisenin kantininden çok daha farklıydı. Ecem ve Ela çetenin işleri için özel bir eğitim aldıklarından bahsetmişti. Ve burası da o kahrolası eğitim yuvasının kahrolası yemekhanesi olmalıydı.

"Böyle olsun istemezdim." diyen Araf ona cevabımı beklemeden hızla yanımdan uzaklaştı. Pişman değildi, yine de kendini kötü hissettiğini anlayabilmiştim. Ama şu an benim kadar kötü hissedemezdi. Tükenmiş bir vaziyette tepsideki bir dilim bifteğe, brokolilere, bezelye ve havuç ikilisine baktım. Bu bana Çınar'ın bir şeyler yiyip yemediğini düşündürmüştü. Yemeliydi...Ah, şu an Çınar için önemli olmamak istiyordum. O zaman beni umursamadan hayatına kaldığı yerden devam eder, acı çekmemiş olurdu. Gerçi o zaman biz diye bir şey olmazdı. Ve...ve bu ikimizin sağlığı için de en iyisi olurdu. Ama onun benim kaderim olduğunu biliyordum. Tıpkı benim de onun kaderi olduğumu bildiğim gibi. Birbirimizden başka seçeneğimiz, çaremiz olduğunu düşünmüyordum. Birbirimize muhtaçtık. Bir yapbozun iki parçasıydık. Bir taraf diğer taraf olmadan son derece anlamsız, olduğundaysa tam bir anlam derinliğiydik.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin