30. Bölüm |İsyan| Sezon Finali

66K 2.2K 72
                                    

Sezon Finali'ne geldik. Zaman çok hızlı ilerliyor gerçekten. Keyifli okumalar! :)

************
Beş gün sonra,

Çınar'la onun ısrarı üzerine gecenin beşinde Ezel'in binasına gitmiştik. Çınar kahvesini hızlı hızlı içtikten sonra telefonu çaldı. Masaya bir kolumu koydum ve elimi yumruk yapıp yüzümü yumruğa yasladım. Çınar elini sakallarında gezdirirken "Efendim müdire hanım?" dedi.

Bir süre karşı tarafı dinledi. En sonunda da "Tamam, geliyorum." diyerek ayaklandı. Ben de ayaklandım. Çınar telefonunu kapatırken "Ne oldu?" diye sordum. Koskoca kantin katında sadece ikimiz vardık. Kantindeki adam Çınar'a kahvesini verdikten sonra gitmişti.

"Siyah perdede isyan çıkmış. Oraya gitmem gerek." dedi ve hızlı adımlarla kantin katından çıkmaya başladı. Ona doğru hızla ilerlemeye başladım. "Ben de geliyorum." dedim.

"Gelmiyorsun güzel rüyam. Bu çok tehlikeli."

Onun kolunu tuttum. Bu yaptığım üzerine durmuştu. "Beni tehlikeden koruyarak ayakta tutmaya çalışıyorsun ama ben şuan en büyük tehlikeye bakıyorum. İzin ver ben de geleyim."

Bir süre bir şey demedi. Sonra da "Korkmanı istemiyorum Duru. Eğer korkarsan Açelya'dan nefret eder ve gitmek istersin." dedi ciddi ses tonuyla.

Onun lacivert ve açık mavi çizgilerle çok güzel görünen gözlerine baktım. "Burada sen varsın Çınar. Ne kadar korkarsam korkayım burada senin olman Açelya'da kalmamı sağlıyor. Çünkü korktuğumda sana sığınabileceğimi biliyorum."

Dediğim üzerine bana sarıldı. "Senden bu sözleri duymak çok güzel birtanem. Gel o zaman." dedi ve kollarını benden ayırıp elimi sıkıca tuttu. Kantin katından beraber çıkarken kalbimde büyük bir heyecan yavaş yavaş oluşmaya başlıyordu. Kantin katından hızla çıktık. Çınar beyaz sokak lambaları altında duran siyah, lüks arabasının kapısını bana açtı. Arabaya biner binmez heyecanım iyice katlanmıştı.

*****************

Bay Çivi siyah perdeye daha gelmeden arabasının arka koltuklarında duran siyah bir kumaş parçasını eline aldı ve "Güzelim, başını bana doğru yaklaştır." dedi. Dediğini yaptım. Gözlerimi bağladığında "Korkmam gereken bir şey olduğu için bunu yapıyorsun değil mi?" diye sordum. Bu kumaş parçasından en ufak bir şey bile göremiyordum.

"Yalan söylemeyeceğim. Doğru düşünüyorsun."

"Peki sen hiç mi korkmuyorsun?" diye sordum. Arabayı tekrar sürmeye başlamıştı.

"Ben böyle büyüdüm. Bu yüzden bana normal geliyor ama tabii ki bunların sevgilime de normal gelmesini istemiyorum."

"Anlıyorum." derken buruk bir şekilde gülümsedim. Araba durmuştu. Çınar'ın kapıyı açıp arabadan indiğini duydum. Arabanın kapısını kapattı, sonra da benim kapımı açtı. Elimi tutarak beni kaldırdı. Kapıyı tekrar kapattı ve ben önde, o arkada bir şekilde ilerlemeye başladık. Elleri belimdeydi ve aramızdaki mesafenin çok az olduğunu hissedebiliyordum.

Ayaklarımın altına gelecek olursak küçük küçük kımıltılar hissediyordum ama Çınar'ın belimde olan elleri korkmamı biraz olsun engelliyordu. Bunlara alışmak ve Çınar'ı iyice anlamak istiyordum. Çınar bunu istemese bile.

"Siyah perde kötü bir yer ve oradaki isyanı desteklemek gerek belki de." dedim. Ayaklarımda oluşan kımıltılar kendimi garip hissetmemi sağlıyordu.

"Her şey belli bir düzen içerisinde olmalı. O düzeni bozarsak Açelya karışır. Ayrıca isyan edenler siyah perde tarafından deney olarak kullanılan kişiler. Bu yüzden artık normal insanlar gibi değiller."

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin