3. Sezon - Bölüm 10 |Kralın Yemini|

30.1K 1.2K 371
                                    

Keyifli okumalar!

*****************

Kısa süre içinde Çınar'ın başı tekrar dizlerimin üzerinde yerini almıştı. Zihnen çok yorulduğunu düşünüyordum. Çünkü normalde bu saatlerde pek uyumazdı. Zaten genellikle beş saatten az uyuyordu. Benim sağlığım için endişeleniyordu, ama o da iyi değildi. Ve...ve müdire de pek iyi değildi.

Elimi sımsıkı tutuyordu. Küçük elim onun uzun parmaklı güçlü eli arasında kaybolmuştu. Uykudayken yer yer kaşları hafifçe çatılıyor sonra elimi iyice sıkıyordu. Onu rahatsız etmemek için bu hafif acıya katlanabileceğimi düşünüyordum. Ama en sonunda elimi kırarcasına sıktığında hafif inledim.

Gözlerini hemen açmıştı. Bakışları eline kaydı ve hızla elimi bıraktı. Başını yavaşça kaldırırken "Ah, çok acıttım mı?" diye sordu hafif suçlu bir surat ifadesiyle. Kaşlarının arasında küçük ince bir çukur oluşmuştu.

Gülümsedim. "Pek değil."

"Sadece etkisinden çıkmaya çalışıyorum Duru." dedi fısıldar gibi. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Artık sıcak nefesini hissedebiliyordum.

"Her şeyimi kaybettiğimi hissettim güzelim. Çok...çok derin bir boşluğa düştüm. Ve bu hissi üzerimden atamıyorum."

Soğuk iri eli yanağımı okşamaya başladı. Sonra dudakları dudaklarımı buldu. Beni öpmesi kendimi kutuplarda hissettirdi. Diş macununu andıran bu buz gibi ferahlığın beni bir yandan üşütürken bir yandan da içimi ısıtması başımı döndürüyordu. Ona karşılık verdim. Onu...çok özlemiştim.

"Ama," dedi dudakları dudaklarımın üzerindeyken. "Bu hissi üzerimden atabilirsin."

Sanki sislenmiş lacivert gözlerine anlamayan bakışlarımı yolladım. Uyuşuk bir surat ifadesiyle sırıttı. Elimi tuttu ve yavaşça pantolonuna götürdü. Ben...tanrım, onu hissetmiştim! Hızla elimi çekmeye çalıştım ama buna izin vermedi.

"Lütfen," dedi yalvarır gibi. "Seni istiyorum. En başından beri," duraksadı. Bakışları muhtemelen kıpkırmızı olan suratımda takılı kaldı. "Artık kendime daha fazla engel olmak istemiyorum Duru." diye devam etti.

Elimi bir kere daha çekmeye çalıştığımda bu sefer beni durdurmadı ama gözlerindeki hayal kırıklığını görmüştüm. Ağzı düz bir çizgi halini aldı ve sakalını sıvazladı. Hızla oturduğu yerden kalkıp aracın tuvaletine gittiğinde kendimi çok garip hissetmiştim. Pekala, ne sanıyordum ki? Elbette benden bir şeyler bekleyecekti. Beni isteyecekti. Ama kendimi bir türlü hazır hissedemiyordum. Ona aşıktım, hatta daha fazlasıydı. Eminim ki onun olmak harika bir duygu olurdu. Onun da benim olması...ama bu konularda geri çekilince kendimi sanki güvende hissediyordum. Ama hatırlamam gereken bir şey varsa o da Çınar'ın benim güven limanım olduğuydu.

Ne kadar derin düşüncelerde, ne kadar asık suratlı olduğumun hatta bir süre Açelya'nın bile farkında değilmişim ki gelen Çınar'ı duymadım bile. Bakışlarım yerde bir şekilde ilişkimizin geleceğini düşünürken "Seni bunun için zorlamam, biliyorsun değil mi?" dedi ve onu fark etmemi sağladı. Hemen yanımdaki yerini geri almıştı. Bir zamanlar sırf içindeki bu  arzuya engel olmak için onu bir aseksüele dönüştüren ilaçlar aldığını hatırlıyordum. Benim için bu kadar çok şey yapmışken az önce kendimi geri çektiğim için çok kötü hissediyordum. Bu sefer kendimi geri çekmemeliydim. O benim için bu kadar çabalıyorken, kendinden vazgeçiyorken ben sanırım ona layık olamıyordum.

"Biliyorum, sadece...bilirsin kadınlar bu dönemdeyken ilişkiye girilmez." diye geçiştirdim. Ama ilk defa onu bu konu yüzünden geçiştirdiğim için kendime kızıyordum. Benden önce hareketli bir cinsel hayatının olduğunu az çok duymuştum. Ve bunu elbette zevk aldığı, hoşuna gittiği için yapıyordu. Ama benden sonra arzularını fazlasıyla sınırlandırmıştı. Bazen tüm bunlara değmediğimi o kadar çok hissediyordum ki Çınar'da sorun olduğunu düşünmeden edemiyordum. Ben de ona çok bağlıydım, evet. Ama onun bana hisleri bambaşkaydı.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin