2. Sezon - 23. Bölüm |Kalp| - Sezon Finali

47.9K 1.6K 204
                                    

Keyifli okumalar dilerim!
*****************

Sırtıma vuran kişi beni kovalayan gençlerden biriydi. Diğeri ise kapının önünde endişeli bakışlarla bana bakıyordu. Ellerimden destek alarak geriye doğru kendimi sürerken "Uzak durun benden." dedim. Sesimde herhangi bir sertlik, ısrar yada tehlikeli bir ton yoktu. Kızıl dumanın etkisinden de kurtulmuş gibiydim. Sadece...yorulmuştum işte. Bedenim yorulmuştu, tıpkı ruhum gibi. Kalbim bile hızlı çarpmıyordu artık. Çınar'ın küçüklüğünü felç içinde geçirdiğini yeni yeni öğrenmiştim ve hala onun etkisindeydim. Üzgündüm. O felçli bedene, o acınası bedene ne de çok yardım etmek isterdim. Fakat şimdi o felçli bedenden eser kalmamıştı. Eskiden felç içinde olan beden, şimdi başkalarını felçten beter ediyor, öldürüyordu. O zavallı beden artık hiç de zavallı değildi. Başkalarını zavallı yapıyordu. Ama yine de...o felçli küçük çocuğun alnını bir kez öperek kalbine merhamet tohumları ekmeyi gerçekten çok isterdim...

Gözlerim doldu.

"Sana zarar vermeyeceğiz." dedi cılız adam. Sesindeki korkuyu sezmem kısa sürmemişti. Arkadaşlarının cesetlerini çoktan gördüğüne artık emindim. Her an kendinin de arkadaşları gibi olabileceği düşüncesi, sesine korku olarak yansımıştı.

"O zaman neden buradasınız?" diye sordum. Bir gözümden akan yaşı hızla sildim. Belki de korkudan ağladığımı düşünüyorlardı, ama ben Çınar'a hiç iyi olma şansı verilmediği için gözyaşlarımı tutamıyordum. İyi biri olması için etrafında hiçbir gerekçesi yoktu. İyiliğin bile ne olduğunu bilmiyordu. Bir zamanlar muhtaç olduğu iyiliğin ne demek olduğunu bilmiyordu. Ve şimdi gerçekten kötü biriydi.

"Çınar'a söyle, lütfen canımızı bağışlasın. Biz...çok pişmanız. Arkadaşlarımız gibi olmak istemiyoruz." dedi hızlı hızlı.


Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalkarken "Ne?" diyebilmiştim.

"Eğer söylersen seni dinler ve bize bir şey yapmaz. Lütfen." dedi. Vücudu titriyordu. Kahverengi gözlerinin içinde bir yalvarış vardı.

"Ben..." devamını getiremedim. Kapının önündeki arkadaşı etrafı gözlemekle meşguldü. Ve şu an beklemediğim bir istek almıştım.

"Bak, az önce aldığım o yoğun kan kokusunun hala etkisindeyim. Ben de öyle olmak istemiyorum, lütfen Çınar'a söyle. Bize dokunmasın. Yemin ederiz ki bir daha ona bulaşmayacağız."

Kafamı yorgun bir tavırla yukarı aşağı salladım. "Tamam, söylerim."

Tabi söylemek için Çınar'ın onlardan önce beni görmesi gerekiyordu. Ve beni şu an görmek isteyeceği konusunda da emin değildim.

********************

Daireme geri döndüm. Üzerimde büyük bir şok vardı. O adamların cesetlerini bir kez daha gördüğüm için üzerimdeki bu şoku atlatmam çok uzun sürecekti, biliyordum.

Elbisemi çıkardım. Ama başka bir kıyafet giymedim. Bir an önce yatağa kavuşmak istemiştim. Sanki uzun süre uyuyan ben değilmişim gibi kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım. Bir an önce uyumak istiyordum. Yorganı üzerime doğru çekip adeta yorgandan kendime bir elbise yaptım. Burası gerçekten soğuktu. Üzerime bir şeyler giymediğim için çıldırmış olmalıydım. Gerçi şu an çıldırmadığımı inkar etmek için fazlasıyla korkunç durumlarla karşı karşıya kalmıştım.

Sonra...sonra gözlerimi daha sıkı kapattım. Bir an önce uyumayı deli gibi istiyordum. Uyumak içimdeki yoğun duyguların renginin solmasını sağlayabilirdi.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin